Bir tarafta milletini, vatanını ülkenin milli birlik ve beraberliğini düşünen, büyük Türkiye hedefine emin adımlarla ilerleyen AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı. Diğer taraftan küçük olsun bizim olsun düşüncesiyle hareket eden, HDP barajı aştı diye davul çaldırıp, pilav dağıtan, bölücü terör örgütü mensuplarının cenazelerinde boy gösteren, şehit cenazelerinde ortalıkta görünmeyen CHP ve onun yancısı İP. Kısacası sevdaları vatan değil koltuk olanların oluşturduğu şer ittifakı.
Sizce hangisi 24 Haziran'da galip gelecek dersiniz?
Şer İttifakı'nın oyununu bu milletin elbette bozacağından en ufak bir şüphem olmadığı için milletini düşünen Cumhur İttifakı'nın galip geleceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
TAM DESTEK
Kısa adı MBD olan Milli Birlik Düşünce Derneği'nden, Cumhur İttifakı'na tam destek geldi. Dernek Başkanı Erdem Ercan, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi; "Birileri Büyük Türkiye bekası ile dertlenirken birilerinin halen milli düşünemeyerek yüreğimizde taşıdığımız beka meselesinin hassasiyetine aykırı davranmaktan vazgeçmediği bu günlerde kendimizi bir kez daha tanıtmak, Türk Gençliği'nin kim olduğunu hatırlatmalarını isteriz.
Milli Birlik ve Düşünce Derneği Genel Başkanı ve tüm neferlerinin sözcüsü olarak; Büyük ve Güçlü Türkiye ideali ile yürekleri yanan gençler olan bizler kritik kelimesinin dahi süreci anlatmakta yetersiz olduğu bu günlerde Milli Birliğin ve Beraberliğin 15 Temmuz Ruhuyla kalkmış olduğu şahlanışı sürdürebilmek için, iç ve dış nifak tohumlarının yeniden hayat bulmaması için kumpasçıların kurgularının başlarına yıkılması için gür sesimizle haykırıyoruz."
UÇAN BALON
Sizlerle daha önce bir Alim Yavuz'un yazdığı "Sakın acında kaybolma" isimli kitabından bahsetmiştim.
Yavuz, 1975 Giresun doğumlu ve Giresun Yetiştirme Yurdu'nda 7 yaşında başladığı sosyal hizmet yolculuğuna 35 yıldır devam eden bir isim. Önceleri adı Yetiştirme yurtlarının yoklama defterlerinde olan Yavuz, sonra yoklama defterini imzalayan sosyal hizmet uzmanı oldu, sonra da o defteri denetleyen idareci oldu. Yavuz'un kitabındaki 23 Nisan anısı beni çok duygulandırdı:
35 yıl bir 23 Nisan'dı... Bir uçan balonum olsun istemiştim niyeyse. Bir balonum olursa, şehir stadına gidip bayram sevincine katılma hakkını elde görecektim.
Ama balonum yoktu.
Yetiştirme Yurtlarının o yokluk günlerinde, balon alacak param yoktu. Ayakkabı boyamaya karar verdim. O bayram sabahı 2-3 tane ayakkabı boyadım. Kazandığım parayla bir uçan balon aldım.
Ve sevinçle şehir stadının yolunu tuttum.
Tam stattan girerken, balon elimdeki cila kokusundan mı tiksindi, kapıdaki kalabalıktan mı korktu bilinmez, elimden kurtulup gökyüzüne doğru kaçtı. Ben çaresiz gözyaşlarıyla arkasından bakakaldım.
Yakalamayacağımı anlamıştım.
Artık stadın içine girecek sevincim yoktu.
Balonum uçmuştu. Bayram sevincimde onunla birlikte dönülmez ufuklara doğru kaçmıştı. Kapıdan geri döndüm.