• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Yıldırım'ın adaylığını kim istiyor?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.09.2013, 00:00
Binali Yıldırım, İzmir'den büyükşehir adayı olacak mı?
2011 seçimlerinden beri bu soruya cevap aranıyor.
Kendisi böyle bir niyeti olmadığını defalarca açıkladı.
Buna rağmen düzenli aralıklarla AK Parti'nin İzmir adayı olduğu yazılıp, çiziliyor.
Yıldırım olursa İzmir'i kesin alırız...
İzmir'e Binali Yıldırım gerek...
Belli ki birileri bu senaryonun sürekli canlı tutulması ve gündemden düşmemesi için özel bir çaba gösteriyor.
Peki, kabinenin en başarılı bakanını İzmir gibi AK Parti açısından sıkıntılı bir kente göndermeyi kim, neden istiyor?
Acaba onu İzmir'den aday gösterterek, Ankara'dan uzaklaştırmak isteyenler mi var?
Yıldırım, 2014'te Recep Tayyip Erdoğan'ın köşke çıkması durumunda başbakanlık için en kuvvetli adaylardan biri...
İzmir'de seçimi alırsa ne ala...
Alamazsa zaten kendiliğinden oyunun dışında kalacak...
Ha bir de İstanbul'a aday yapılmasını engellemek isteyenler var...
Onlar için de Yıldırım'ın İzmir adaylığı en ideal senaryo gibi görünüyor...
'AK Parti'de böyle şeyler yaşanmaz' diyenler olabilir...
Görüşlerine saygım var...
Ancak onlara Machivelli'nin ta 1513'te yazdığı "Principle/Hükümdar" kitabını bugünlerde dikkatlice okumalarını tavsiye ederim.
Siyasette öncelik çıkarlardır ve amaca ulaşmak için her yol mübahtır...

İzmir'in korkutan adayları

Şu sıralar işimiz gereği adaylık kulislerine fena halde daldık...
Her gün onlarca kişiyle telefonda veya yüz yüze görüşerek aday adaylarını konuşuyoruz...
Bu sohbetlerde dikkatimi çeken bir şey var.
AK Partililer Aziz Kocaoğlu'nun; CHP'liler ise İlknur Denizli'nin aday gösterilme ihtimalinden fena halde çekiniyor...
Hatta korkuyor...
Kocaoğlu olursa İzmir'de işimiz zor...
AK Parti Denizli'yi gösterirse dengeler değişir...
Bu ve benzeri cümleleri son zamanlarda sıkça duymaya başladım...
İster misiniz bu diyaloglar liderlerin de kulağına gitsin...
İşte o zaman İzmir son dönemlerin en renkli ve çekişmeli seçimlerinden birine sahne olur.

Postmodern popülizm

Tüm dünyada siyasetçilerin en çok muhatap olduğu suçlamalardan biri popülizm yapmaktır.
Ülkemizde bu işin ustası Süleyman Demirel'dir.
Hatta bu konudaki yeteneğinin dünya çapında olduğu bile söylenebilir.
1991 seçimleri öncesinde çiftçiye 'Kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum' demiş ve adını popülist siyasetçiler listesine altın harflerle yazdırmıştır.
O seçimde bu vaadi sayesinde 11 yıl uzak kaldığı iktidarı yeniden ele geçirdi.
Bu örnekte gösteriyor ki; popülizm kısa vadede olumlu sonuçlar veren bir siyaset yapma tarzıdır.
Bütün bunları niye anlatıyoruz?
Malum, dün okullar açıldı ve 17 milyon öğrenci yollara düştü.
Mega kent İstanbul'da, toplu taşıma araçları 06.00-13:00 saatleri arasında ücretsiz hizmet verdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, uygulamanın gerekçesini 'trafik yoğunluğunu engellemek' olarak açıkladı.
Türkiye'nin 3. büyük ili İzmir ise haftaya ulaşım zammıyla başladı.
Öğrenci biletine yüzde 10, öğretmen biletine yüzde 21 zam yapıldı.
İzmir'de 752 bin öğrenci, 42 bin 744 öğretmen var.
Bir tarafta okulların ilk gününde ücretsiz toplu taşıma hizmeti veren Topbaş...
Diğer tarafta toplu taşımayı zamlandıran Kocaoğlu...
Seçime 6 ay kala ulaşıma zam yapmak ve bunu okulların açıldığı haftaya denk getirmek siyaseten cesur bir karar.
Aslında Kocaoğlu bu cesur ve bir o kadar da riskli adımları son dönemde sıkça atıyor.
DİSK üyesi işçilerin grevini Yüksek Hakem Kurulu kararıyla durdurdu.
7 bin 500 işçi ve ailesini seçim öncesinde karşısına almaktan çekinmedi.
Grev bitti ama işçilerle belediye arasındaki kriz hala devam ediyor.
Dün CHP İl Başkanı ile DİSK yöneticileri arasında yapılan görüşme de buzları eritmeye yetmemiş.
Bu yetmiyormuş gibi şimdi de yüz binlerce öğrenci, öğretmen ve aileleri belediyeye isyan noktasına geldi.
Bu iki örneğe bakarak Kocaoğlu'nun popülist bir siyasetçi olmadığını söylemek mümkün.
Hatta Kadir Topbaş'ın yaptığının popülizm olduğunu bile iddia edebiliriz...
Ne yalan söyleyeyim ben de böyle düşünüyordum.
Ta ki Kocaoğlu'nun ulaşım zammı nedeniyle kendisini eleştiren AK Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay'a verdiği cevabı görene kadar...
"Bu zam ölçüsüz ve adaletsiz" diyen Akay'a bakın ne demiş:
"Ulaşımda 'şu veya bu kişileri bedava taşıyacaksın' diyen Bakanlar Kurulu, ÖTV'yi indirmiyor. Eğer toplu ulaşımda ÖTV ve KDV indirilirse, vatandaşı daha ucuza taşıma imkanımız olur!"
Bu cevap size de "Şu okullar olmasa Milli Eğitimi ne güzel idare ederdim" diyen o eski bakanı hatırlatmadı mı?
Bir taşla iki kuş vurmak diye buna denir?
Bedava adam taşıdığımız için...
ÖTV ve KDV yüksek olduğu için bu zammı yapıyoruz...
Vergiler olmasa sizi ucuza taşırdık!
Postmodern popülizm böyle bir şey olsa gerek...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA