CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir'de şehit düşen kahraman polis Fethi Sekin'in cenaze töreninde bulunmaması nereden bakarsanız bakın bir skandaldır...
Hiç öyle lafı eğip bükmenin bir anlamı yok...
İzmir'in ve İzmirlinin oylarıyla milletvekili seçilen Kılıçdaroğlu, PKK'lı teröristler tarafından şehit edilen Fethi Sekin'in cenazesi için İzmir'e gelmeyerek ayıp etmiştir...
O Kılıçdaroğlu ki...
Neredeyse ayda bir İzmir'dedir...
Belediyelerin basit kaldırım düzenlemelerinden çimleri boyadıkları saçma sapan açılışlara kadar hepsinde boy gösterir...
Ama niyeyse canı pahasına bütün Türkiye'yi birleştiren polis memuru Fethi Sekin için İzmir'e gelmeye tenezzül etmedi...
Çok merak ediyorum...
Kemal Bey'in seçim bölgesi İzmir'deki şehit cenazesinden daha önemli ne işi vardı?
Bir gün sonra gerçekleştireceği il başkanları toplantısına mı hazırlanıyordu!
Bir televizyon programına mı çıkması gerekiyordu!
Ya da soruyu değiştirelim...
Tıpkı kendisi gibi İzmir'den milletvekili seçilen Başbakan Binali Yıldırım'dan daha mı meşguldü Kılıçdaroğlu...
Tarihi öneme sahip kritik Irak ziyaretine 24 saat kala, gece yarısı İzmir'e geldi Binali Yıldırım...
Adliye saldırısında şehit düşen Fethi Sekin ve Musa Cam'ın Karabağlar ve Bayraklı'daki evlerini ziyaret etti.
Şehitlerin evlerinden ayrıldı, yaralılara moral vermek için Ege Üniversitesi'nin yolunu tuttu.
İzmir'den sabah 05.30'da ayrıldı...
Bakanlar, milletvekilleri ve Başdanışmanı Ömer Sertbaş'ı kentte bırakarak...
Ankara'ya indikten sonra da hiç uyumadan Irak hazırlıklarına başladı..
Aynı saatlerde Kılıçdaroğlu muhtemelen derin bir uykudaydı...
Zaten derin bir uykuda olmasa Binali Yıldırım ile beraber İzmir'de olurdu...
Hiç durmadan yağan yağmura ve soğuğa rağmen şehidini uğurlamak için meydanları dolduran hemşerilerinin acısını paylaşırdı...
"Söz konusu vatansa gerisi teferruattır" sözünün İzmir'de nasıl vücut bulduğunu yerinde görürdü...
Ne diyelim...
CHP'nin başında 6 koca yıl geçirmiş ve 'İzmir Milletvekili' sıfatını taşıyan bir siyasetçi, şehit Fethi Sekin'in cenazesine neden katılmak zorunda olduğunu hala bilmiyorsa....
Böyle bir mecburiyet hissetmiyorsa...
Fazla söze gerek var mı?