• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Elon Musk’ın geri vitesi üzerine ZÜMRÜT YILMAZ

Elon Musk’ın geri vitesi üzerine

zumrut.yilmaz@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.11.2023, 00:00
Satın aldığı sosyal medya platformlarıyla ilgili attığı sansasyonel adımlarla ün yapan Elon Musk, önceki gün İsrail'in katliamcı Başbakanı Netanyahu nezaretinde Hamas saldırılarından zarar gören Gazze Şeridi'ndeki İsrail kasabalarını gezdi.
Önce Netanyahu ile bir araya gelen ünlü milyarder, görüşmede Starlink uydularının Gazze Şeridi'nde internet erişim hizmeti verebilmesini Tel Aviv iznine bağlı olacağı konusunda prensipte anlaştı. Bu ilginç ziyaretle ilgili görüntüler dün de gün boyu gündemi meşgul etti. ABD'li milyarderin neden İsrail'e gittiği ve yetkililerle bir araya geldiğine dair çeşitli spekülasyonlar döndü.

DEV ŞİRKETLERİN ETKİSİ
Tesla, SpaceX ve sosyal medya platformu X'in sahibi olan Musk'ın, İsrail karşıtlığından geri adım attığı ortada.
Bunda elbette X üzerinden yapılan Filistin paylaşımlarına izin verdiği için reklamlarını çeken dev global şirketlerin etkisi büyük.
Daha düne kadar bölgedeki insani yardım kuruluşlarına internet desteği vereceğini söyleyen Musk'ın İsrail'de Hamas ve Gazzelilerle ilgili sarf ettiği korkunç sözler ise Siyonist baskısının insanları, kurumları ve devletleri ne hale getirebileceğinin basit bir göstergesi. Yani Filistin halkı ya da Hamas sadece İsrail'le savaşmıyor. Karşılarında çok daha sinsi bir düşman var.
Irkçı zihniyete inat Atatürk milliyetçiliği
Irkçı siyasi figürlerin dünya siyasetinde yeni bir devre doğru geçişe neden olabileceğinden bahsetmiştim dünkü yazımda. Bu sürecin başlangıcına da son zamanlarda göçmen karşıtı politikalarıyla seçim kazanan liderlerinin sayısının artmasını dayanak göstermiştim.

YABANCI NEFRETİ AZ
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan insan hakları ihlallerine, insani krizlere, vahşetlere daha duyarlı hale gelen halkların meydanlara döküldüğü bugünlerde yaşanan bu tezatlığın ilginçliğini anlatmaya çalışmıştım. Ancak dünyanın gidişatına bakarken kendi ülkemizde sürecin nasıl işlediğine de bakmakta fayda var.
Türkiye, Suriye'de iç savaşın başladığı günden bu yana dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerden biri. Hatta birincisi.
Yıllardır yanı başındaki insani krizin olumsuz etkileri ile uğraşan bir ülke olarak ırkçılığın tehlikeli boyutlara ulaşabilme potansiyeli yüksek Türkiye'de. Ama neyse ki yabancı nefreti o boyutlarda değil, iyi ki de değil... Elbette kimsenin sınırlarımız içinde yıllar içinde giderek artan göçmen sayısından memnun olduğunu sanmıyorum. Ama memnun olunmasa da gelenlerin nefret objesi olmaması önemli bir gösterge.

ULUS DEVLET BİLİNCİ
Bunun altında ise bana göre birkaç şey var. Türkiye'nin kökleri 3 kıtada hüküm sürmüş, yüzlerce milleti yüzyıllar boyu sınırları içinde barındırmış Osmanlı İmparatorluğu'ndan geliyor. Ulus devlet bilinci ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana hakim bu topraklarda. Ulus devlet derken de ırkçı bir anlayıştan bahsetmiyorum.
Aksine bir üst kimlik olarak Türk olmaktan söz ediyorum. Atatürk milliyetçiliğinin esası bu anlayışa dayanıyor. Çerkez, Laz, Kürt olmanın bir önemi yok bu kimlikte çünkü.
Tüm etnik kökenler ulus kimliği çatısı altında hiçbir ayrımcılığa mahal vermeyecek şekilde toplanmış yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde ve yüz yıldır bu özellik korunmuş.
Bizi ırkçılık konusunda Batı medeniyetinden ayıran da bu. Aynı şekilde etnik temelli çatışmaların hiç bitmediği Ortadoğu ülkelerinden de ayrışıyoruz. Her ne kadar ABD gibi devletler bize bu özelliğimizi unutturmaya çalışıp aramıza nifak tohumlara atmaya çalışsa da millet olarak bu özelliğimizi korumamız böyle bir coğrafyada ayakta kalmayı başarmamızın en önemli nedenlerinden biri.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI