Zümrüt Yılmaz

Fark yaratan bilinç seviyesi

Japonya'da önceki gün yaşanan depremlerin görüntüleri dönüp durdu ekranlarda gün boyu ve ben o anlara ilişkin görüntüleri izleyip Japonların depremi ne kadar sakin ve bilinçli karşıladıklarını gördükçe açık söyleyeyim sinirlerim bozuldu. Galiba benzer hisleri birçok kişi yaşamıştır. Çünkü deprem konusundaki bu bilinç seviyesi bizim gibi afet hazırlığı zayıf toplumlar için gerçekten sinir bozucu seviyede.

SADECE BİLMEK YETMİYOR
Biz zaten tabiatımız itibariyle sakin bir toplum değiliz biliyorum ama afetleri karşılama biçimimiz en hafif tabirle galeyan seviyesinde... Panikle hareket etmemiz yüzünden bu tür felaketlerde ne yazık ki kayıplarımız da büyüyor. Deprem anında etrafımızdaki en güvenli yerde durmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz ama iş uygulamaya geldiğinde kafamız hemen bilinçsizce sağa sola koşturmaya yöneltiyor bizi.
Üstelik bu tarz, sadece afetleri karşılama şekline de yansımıyor Türk toplumunun.
Biz herhangi bir tartışma anında da sakin kalmayı beceremiyoruz. Hemen ses tonumuz istemsizce yükseliyor, hemen karşıt görüşü kötüleme düşüncesi hakim oluyor beyinlerimize ve hemen vücut dilimiz kavgaya yaklaşıyor. Hele iş tuttuğumuz takım ya da savunduğumuz siyasi görüşe gelince anında en fanatik halimize bürünüveriyoruz.
Bütün bunları birçoğumuz bilinçli şekilde yapmıyoruz farkındayım ama bu yönlerimizi geliştirecek, değiştirip dönüştürecek atılımları da yapmıyoruz.
Eğitim sistemimiz bile bu kötü yönümüzü törpülememize hizmet etmiyor maalesef.

SORGULAMAYA KAPALIYIZ
Mesela yıllardır birçoğumuz ezbere dayalı tarih, ezbere dayalı din kültürü öğrendik. Bilinçlerimiz birçok şeyi farkında olmadan sorgulamaya kapattı. O nedenle toplumun geneli de kitaplarda öğrendiğimiz resmi tarihte takılı kaldı. Bazı şeyleri sorgulayıp araştırmak, üstüne yeni bir şeyler koymak aklımıza bile gelmedi.
Bazen belli bir yaşa geldiğimizde, bazen de çevremizde ufkumuzu açan az sayıda insanın katkılarıyla olaylara farklı bir gözle bakabilmeyi öğreniyoruz. Durup sorgulamadığımız şeyler üzerinde düşünmeye sevk edecek kişiler ve durumlar varsa elbette.
Onlar yoksa zaten koskoca ömürler yanlış inançlarla yanlış yollardan yaşanıp gidiyor. Japonya'daki depremle, Japon halkının deprem anlarındaki sakinliğiyle Türk toplumu analizinin ne alakası var demeyin.
Bazı durumlarda afetleri karşılama biçimi bile bir toplumun karakterini analiz etmeye yetiyor. O görüntülerde elbette ders çıkarılacak çok şey var bizler için ama bizim özümüzün alacağımız o dersleri uygulamaya pek de müsait olmadığına eminim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.