• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
İran ile İsrail saldırganlığı birbirine benziyor ZÜMRÜT YILMAZ

İran ile İsrail saldırganlığı birbirine benziyor

zumrut.yilmaz@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15 Nisan 2024, 00:00
İran günler süren tehditlerinin ardından önceki gün itibariyle harekete geçti. İsrail'in Şam'daki İran Konsolosluğu'na düzenlediği saldırıya cevap olarak gerçekleştirildiği açıklanan "Gerçek Vaat Operasyonu" adı verilen misilleme saldırılarında İran tarafından İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve düzinelerce balistik füze fırlatıldı. İsrail ordusu, İran'ın askeri hava unsurlarının çoğunun İsrail sınırları dışında etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Ülkenin güneyindeki askeri üste ufak çaplı hasarın meydana geldiği ve bir kişinin de yaralandığı duyuruldu.
Bu çapta büyük bir saldırı düzenleyen İran'ın, sonuçları ve etkileri itibariyle bu kadar başarısız olan saldırıların ardından halen tehditlerine devam ettiğini de belirtmekte fayda var.

SİZCE DE GARİPLİK YOK MU?
Şimdi, önceki geceden bu yana yaşananları alt alta dizdiğimizde ortada devasa bir gariplik olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü İran bugüne kadar savurduğu tüm tehditlerine rağmen etkili bir cevap vermiş olmadı İsrail'e. Füzeleriyle havanda su dövdü tabiri caizse. Saldırıların İsrail'de kayda değer bir kayıp yaratmamış olması iki ülke arasındaki krizin de dünya gözündeki ciddiyetini kaçırıyor açıkçası. Bunları söylerken bölgemizde savaş çıkmasını istediğim de sanılmasın. Bulunduğumuz coğrafya yüzyıllardır karmaşası ile ün yapan topraklar. Terör, savaş gibi olumsuzlukların etkilerini bölgemizde yaşayan toplumlar fazlasıyla hissediyor zaten. Sırf bu nedenle bile yeni savaş olasılıkları herkesi ürkütüyor, ürkütmeli de... O nedenle elbette hiçbir komşumuzun bir savaşın tarafı olmasını istemiyoruz. Çünkü olası bir savaş bizim de sınırlarımızın tehlike altına girmesi demek, yeni göç krizleri yaşanması demek. Yeni insani krizleri kaldıracak durumda değil bu topraklar.

İSRAİL DÜNYANIN BAŞINA BELA
İsrail son dönemde uyguladığı saldırgan politikalar nedeniyle sadece Filistin halkı için değil bütün bölgemiz hatta dünya için bile büyük bir tehdit bunu kabul etmek gerekiyor. Aylardır Gazze'de yaşattığı vahşet zaten vicdanı olan herkesi isyan ettiriyor. Bütün bu büyük yıkım yetmezmiş gibi çevresindeki devletleri de hala saldırarak dizayn etmeye çalışması kabul edilebilir bir şey değil. Ancak tam da bu noktada İran'ın da dış politikasında izlediği tehditvari tutumuyla yıllardır İsrail'e benzer bir duruş sergilediğini konu üzerinde biraz bilgi ve fikir sahibi olanlar kabul edeceklerdir. Özellikle ABD'ye yönelik içinde nükleer seçeneğinin de bulunduğu birçok tehdidi hafızalarımızda yer etti bugüne kadar. Bu tehditlerinin ne kadarını uygulamaya koydu ya da hangi boyutta hayata geçirdi orası tartışılabilir ama Tahran yönetiminin de aynı Telaviv gibi dış politikasını tehdit üzerinden kurguladığını söylemek mümkün.

İRAN DA İNANDIRICI DEĞİL
Elbette İran dahil hiçbir ülke sınırlarına, vatandaşlarına yönelik ölümcül saldırılar düzenlenmesini gerçekten istemez ancak lafta kurgulanan düşmanlık da lafta sergilenen saldırganlık da bir noktadan sonra ister istemez ciddiyetini kaybedecektir.
İran-İsrail saldırılarının bende uyandırdığı düşünceler tam olarak bunlar. Ülkemiz açısından son derece büyük sıkıntılar doğurabilecek olan hemen yanıbaşımızdaki bu gerilim ortamının bizim insanlarımıza hiçbir şekilde zarar vermemesini diliyorum elbette ama iki ülkenin savaşının gerçekliğine de inanmıyorum açıkçası.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.