Çocukluk yıllarımda babamın kitaplarını karıştırmak ve bana ilginç gelen sayfaları okumak çok hoşuma giderdi. O kitapların birinde eski Romalı ve Yunanlı hatiplerin topluluk karşısında bir saat konuşmak için altı ay hazırlık yaptıklarını okumuştum. Yüzyıllarca önce Romalı ve Yunanlı hatiplerin topluluk karşısında konuşmak için çok uzun bir süre hazırlıklar yapmaları ilgimi çekmişti. Okulda sözlü sınavlarda çok heyecanlanırdım. Topluluk karşısında konuşma konusunda da başarılı bir öğrenci değildim. Bu konularda eğitim görmeyi ve kendimi rahat bir şekilde ifade edebilmeyi çok istiyordum. İngiltere'de öğrencilik yıllarımda topluluk karşısında konuşma kursları vardı. Bu kurslara katıldım ve uygulamalı eğitimden yararlanmaya çalıştım.
Niçin Böyle Söylemiyorsun?
Günümüzde insanlar başarılı olabilmek için kendilerini daha iyi ifade etmek zorundadır. Bir başka deyişle başarılı bir eleman olabilmenin önde gelen koşullarından bir tanesi insanlarla etkili bir iletişim kurabilme yeteneğidir. Günümüzde güzel konuşma tanımının çok sık kullanılmakta olduğunu görmekteyim. Güzel konuşma tanımının tek başına yeterli olmadığını özellikle belirtmeliyim. Öyle ki, çevremizde güzel konuşan, ancak boş konuşan insanlarla karşılaşmaktayım. Çağımızda teknoloji çok hızlı gelişmektedir. Küresel rekabet bireyleri ve kuruluşları değişime zorlamaktadır. Bu nedenle kurumsal organizasyon yapıları ve çalışanların görev tanımları giderek farklılaşmaktadır.
İletişimde çoğu zaman kavram kargaşası ve çeşitli zorluklar yaşanmaktadır. Öncelikle bir konuşmanın kolay anlaşılabilmesi ve akıcı olması için kullanılan kelimelerin iyi seçilmesi gerekmektedir. Amaç kolay anlaşılabilen, nitelikli ve içeriği doyurucu bir konuşma yapmak olmalıdır. Bu konuda bir başka örneği de Amerika Birleşik Devletleri eski başkanlarından Mr. Woodrow Wilson'dan verebilirim. Mr. Wilson önemli konuşmalarına hazırlanırken yazılı metinleri babasının karşısında okurmuş. Babası anlamadığı yerlerde "Bununla ne demek istiyorsun?" diye sorarmış. Mr. Wilson kısa cümleler ve yalın kelimelerle açıklama yaparmış. Bunun üzerine babası "Niçin böyle söylemiyorsun?" diye uyarırmış.
Görülüyor ki uzun cümlelerin ve gereksiz kelimelerin karşılıklı iletişimde bir yararı olmamaktadır. Bir toplantıdan çıktıktan sonra ya da karşılıklı bir konuşmadan sonra şu sözlerin söylendiğini çok sık duyarız. "Sen bir şey anladın mı? Onun ne demek istediğini ben bir türlü anlayamadım." İş dünyasında başarılı olabilmek için karşılıklı iletişimin açık ve anlaşılabilir olması gerekmektedir. Dolaylı anlatım ve sözü uzatma iletişimin doğru algılanmasını engellemektedir.
İletişim Ağı
İş dünyasında yaşanan sürtüşmelerin ve anlaşmazlıkların çoğu iletişim zorluklarından kaynaklanmaktadır. Bunları önlemek için öncelikle karşılıklı güven ortamının yaratılması gerekmektedir. Bir başka deyişle, iletişim güven ortamında ve sakin bir konuşma havası içinde yapılırsa daha etkili ve daha anlamlı olabilmektedir. Ayrıca iş dünyasında sağlıklı bir iletişim ağı oluşturmadan toplam kalite yönetimi, ekip çalışması, değişim yönetimi ve sürekli gelişme konularında başarı sağlanamamaktadır.