Hafta başı Hasan Surozu aradı beni. İzmir'de imiş, Swiss'te kalıyormuş. Hemen bir çay içmek için buluştuk. Bu arada Hasan Surozu kim? NY havalimanında kafe- resto açmayı başaran tek Türk. Birleşmiş Milletler'in hemen bitişiğindeki restoran çabası. Hasan bu kez İstanbul hava limanından sonra İzmir'de gerçekleştirecek bu projeyi. Eat and go, yani ye ve git... Önümüzdeki günlerde bu çok değerli arkadaşımla yaptığım söyleşide kendinden bol bol bahsedeceğim. Laf lafı açtı, mevzu yazın Bodrum'daki bir projeme gelince "Sabah Ankara'ya sen de geliyorsun. Nefis bir balıkçıya götürüyorum seni" dedi ve gittik.ANKARA GÜZEL ANKARA
Ankara havalimanı'ndan başladı hayretim. 4 seneyi aşkın süredir görmedim Ankara'yı. Nasıl değişmiş böyle. Hava limanı en iyi alan ödülünü almış. Şehre bağlanan yollar bu kadar mı ferah olur? İlk önce Hasan'ın samimi arkadaşı Osman Karagöz'un işyerine uğradık. 2 dakika içinde hazırlanmış yan odaya geçtik. Süper bir kebap menüsü (Bu işi Ankaralılar iyi biliyor) hazır bekliyordu. Osman'ın çalıştığı arkadaşları ziyarete gelince tabii ki onlar da katıldılar, Halil İbrahim sofrasına. Yemek, sohbet harika idi. Ankara'da Osman gibi dostun olur yeter. Vaktimiz kısıtlı olduğu için fırladık Kavaklı'daki Balıkçıköy, Fahri'ye. Sloganı (muhabbetin dili balık ve salata). Dekoru, konumu, temizliğine hayran kaldım. 'Bunlar mutfağın yanında tartışılamaz bile' dedi Hasan arkadaşım. Hakikaten böyle balık mezesi sunumunu çok az gördüm. Düşünün dil balığı içine yengeç sarma yapılmış. Neler neler, bizim radika, Ege ezmesi, arap saçı, kabak çiçeği bile var. Sahibi Fahri Cer'in bu ikinci dükkanı. Tarım Bakanımız Mehdi Eker'den, Kürşat Tüzmen'e, Hüseyin Çelik'ten Rüstem Zeydan'a, Gürsel Tekin'den Emin Çölaşan'a, Nuray Hafiftaş'tan Demet Akalın'a, Metehan Demir'den Petek Dinçöz'e tüm üst düzey siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve değerli Ankaralı'nın uğrak yeri burası.
BALIK KEYFİ YAŞADIK
Balıkçıköy'den son sürat Trilya Balık Restoran'a geçtim. Sahibi Süreyya bey ve değerli eşi ile sizler için iyi bir söyleşi yaptım. Orada sohbette iken canım arkadaşım Ajda'm aradı. Muhteşem geçen Uludağ konserinden dönüyordu. Ankara'da olduğumu duyunca şok oldu. Çünkü bir gün evvel İzmir'de idim, İstanbul'a geçmek için konuşuruz demiştik. Ben de çok 'Ankara'ya geldiğimizde gelmek için harika bir balıkçı keşfettim. Hiç gelmemişsin buraya' dedim. Ne cevap verdi biliyor musunuz? 'Trilya mi?' Ben şaşırınca, 'Güncel her şeyin takibindeyiz, bilirsin.' dedi.
Çok değişen Gaziosmanpaşa'daki sokaklardan, caddelerden geçerken' her şey iyi de balık ne iş Ankara'da?' dedim. Arkadaş Samsun'dan, Saroz'dan mevsimine göre iyi balığın taze taze geldiğini izah etti. Bu arada pırıl pırıl bir balıkçının önünden geçtik. Bir özelliği de varmış bu mekanın, isterseniz ne şekilde olursa pişirip yolluyormus size.
PIRIL PIRIL ÇÖPLÜK!
Yolda muazzam bir kompleks gördüm. inşaat halinde, içinde IKEA bile olacakmış. Bu kompleksin karşısında dev bir alan, cöplükmüş. Evet çöplük, Ankara'nin çöplüğü imiş. Pırıl pırıl duruyor, bir de üstüne üstlük, işletmesini Japonların üstlendiği dev seralar varmış. Organik domates vs. ürünler dışında tavuk üretimi de yapıyorlarmış.
Havaalanının çok güzel olduğunu yazının başında da söylemiştim. Tabii ki dönüş daha renkli, mekanlarla donanmış. Ama bir tanesi var ki darısı İstanbul ve İzmir'e derim. 'Tadında Anadolu' buranın adı. Nalan Buclulgan buranın müdüresi. İnanamayacağınız peynir çeşitlerinden, zeytin'e, reçellere, salatalara kadar çok çeşitlerin tertemiz sunulduğu reyondan neler sevdiyseniz tabağınıza alıyorsunuz, o kadarlık ödeme yapıp yemek bölümüne geçiyorsunuz. Burası hazır yemek bölümü. Çikolatalı leblebiden en çok çeşidini gördüğüm lokum'a, en kaliteli zeytinyağı türlerinden her cins kaliteli şaraplara, çaylara, çikolatalara kadar her şey ama herşey var. Var da her şey organik... Hayran hayran bakınırken karşımda İzmir'den çok sevip saydığım 3 hanım beliriverdi. Her zamanki şıklıkları, pozitif enerjileri ile. Ne hoşuma gitti İzmirli her yerde parlıyor. Bir günlük Ankara gezim harikaydı. Bunu gerçekleştirdiği için de Hasan Surozu'ne teşekkürler...
ÇOK GÜZEL BİR MEKAN
Sabah gazetemize uğradım, Bizim bölüm yani Sarmaşık başka güzel. Ötekilerini bilmem ama bizde inanın konuşurken bile birşeyler çıkıveriyor. Buradan Swissotel'deki Çok güzel bir mekana geçtim. Geçenlerde Şenay'im (Dudek) ve Genel Yayın Yönetmenimiz Şebnem hanım (Bursalı) ile brunch yemiştik. Çok beğenmiştim. Sir Winston... Öğlen yemeklerinin bu kadar sık, kalabalık ve leziz olduğunu bilmiyordum. Ben de bunu duyunca, geçen hafta İzmir'e annelerinin vefatı için gelen, İzmir'i çok seven hatta burada çok da güzel bir evleri olan size epey haber ilettiğim Kıbrıs'ın tartışılmaz kompleksi Cratos'un sahipleri, yani patronlarım Ayla ve Utku Bozoğlu'nu büyük bir şevkle buraya Sir Winston'a davet ettim. Yemekleri, servisi, dekoru, ambiansı bir de patroniçe Berna Mayruk'un yakın ilgisi ile çok ama çok güzel bir gün geçirdik. Taa Altın Yunus sezonumdan tanıdığım ve çok sevdiğim bu aileyi tebrik ediyorum. Başarıları tabii ki çok mutlu ediyor beni. O kadar kalabalığı görünce, gece ne yaptıklarını sordum. Meğerse akşamları daha da coşkulu oluyormuş. Çarşamba Küba, cumartesi de caz geceleri varmış. Hiç de yer bulunamıyormuş rezervesiz. Bu haftasonu İzmir'de isem kesin yerimi ayırtıyorum. Bu arada harika bir sohbet yaparken işi on planda tutan çok başarılı iş adamı Utku bey devamlı etrafı gözlüyordu. Kalkarken en iyi puanı verdiğini söyledi.