"Ben sanat yolunda ilerlerken, aklımda ne marka olmak ne de bu markayı yönetmek vardı... Bugün markalaşmanın ve tüm zamanların değişmayen marka ödülünü alıyorum. İnsanın aklına o kadar şey geliyor ki... Gelirken uçakta düşündüm, bunu haketmek için neler yapmalı insan diye? Farklı olmak, Özgün olmak, Sürekli güncel kalmak ve de her gün yeni şeyler öğrenmek, takipçilerimin güvenlerini kazanmak... Evet ben Ajda Pekkan, bir sanatçı olarak bir marka isem bunu hayranlarımın yarattığını ve onların marka ile ilgili konuşmaya haklarının olduğunu söyleyebilirim..."
HEM ZİYARET HEM ZAFAFET
Bu, Ajda'mın geçen akşamüstü Ankara'da yaptığı konuşmasının özü.
'Markam 2013', yılda bir kez Ankara'da yapılan bu 3.sü olan bir event. Her yıl (2023'e kadar) bir Türkiye markası seçilecek ve 10 yıl sonunda dünyaya sunulacak 10 marka tamamlanacak. Sanat dünyasının markası ve tüm zamanların değişmeyen markası bu yıl 1 kişiye Ajda'ma layık görülmüş. Bu ödülü almak için Ankara'ya gidecek arkadaşım ile bir müddettir görüşemediğimiz için bir ortak nokta bulduk ve Ankara'da buluştuk.
Alandan balık dünyasının krallarından 'Trilye'ye geçtik. Sahibesi Mahmure Üzmez tarafından sunulan nefis bir yemekten sonra ileride bahsedeceğim nefis bir otele geçtik, bolbol hasret giderdik. Haldun Dormen, Engin Altan Düzyatan, Hakan Şükür ve daha birçok değerli kişinin kendi alanlarında sundukları panellerden sonra yılın ödülünü almak üzere Ajda'm sahneyi aldı. Heyecan ve sevinç gözyaşları arasında kutladık canım arkadaşımı. Hem duygu dolu anlar hem balığından, etine (dönüş yolunda nefis döner) nefis ziyafetler hem de bol bol hasret giderme, projelerin konuşulduğu seyahat ancak Ajda'm ile oluyor. Alanda İzmir yerine İstanbul'a biletimin değiştirildiğini öğrendim.pazara hem İstanbul'a iner inmez yetiştiğim yaşgünü hem de beni bekleyen sürprizi anlatacağım size. Ankara'da başlayıp İstanbul'da noktaladığım yazımı İstanbul'da başlayıp İzmir'de noktalayacağım...