• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Fıtık belde, ağrısı bacakta! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Fıtık belde, ağrısı bacakta!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.04.2013, 00:00
Op. Dr. Ümit Kocaman, "Fel fıtığında sanılanın aksine bel ağrısı daha geri plandadır. Bel fıtığı hastasında bacakta ağrı olur. Bacak ağrısına ek olarak bacakta kuvvet kaybı da görülebilir" diyor

Yapılan araştırmalar, bel ağrısının insanlık tarihi kadar eski bir şikayet olduğunu ortaya koyuyor. Ağrının da eşlik ettiği bel fıtığı ise kadın erkek ayrımı yapmadan toplumun her kesiminde, her yaşta ortaya çıkabiliyor. Peki her bel ağrısı fıtık habercisi mi? Kimler ameliyat adayı? Ameliyat olmadan şikayetlerden kurtulmak mümkün mü? Özel Baki Uzun Hastanesi'nden Beyin, Omirilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ümit Kocaman, sorularımızı yanıtladı.
-Bel fıtığı nedir?
Sırtımızda boyun bölgesinden başlayıp kalçamızdan daha aşağıya kadar uzanan ve omurilik kanalını oluşturan omur kemiklerinin arasında hareketi kolaylaştıran ve darbelere karşı koruyucu görev yapan yastıkçıklar bulunur. Bu yastıkçıkların zorlanmaya veya yıllar içerisinde dejenerasyona bağlı olarak dış zarının yırtılması sonucu omirilik kanalına doğru bir bombeleşme, gitgide bir fıtıklaşma ve sinir baskısı şeklinde oluşan hastalığı bel fıtığı diyoruz.
-Bel fıtığı hangi belirtilerle kendini gösterir?

Fel fıtığında sanılanın aksine bel ağrısı daha geri plandadır. Esas olarak bel fıtığı hastası dediğimiz zaman bacakta mutlaka ağrı olması lazım. Bacak ağrısına ek olarak kuvvet kaybı olabilir hastada. Veya idrar, büyük abdest kaçırma gibi bulgularla doktora başvurabilir. Ama en önemli belirtisi bacak ağrısıdır.
-Fıtığı hazırlayan nedenler nelerdir?
Hastanın çok kilolu olması, ağır bir işinin olması, bel hareketlerinde özensiz davranması ana etkenler. Esas olarak ani hareket ve çok kilo alma bel fıtığıne neden oluyor diyebiliriz. Tabii bunun yanında, hastanın genetik yatkınlığı ve kollojen dokularında bozukluklar da bel fıtığına zemin hazırlıyor. Esas olarak kişinin hem belirgin bir genetik yatkınlığının olması, üzerine ikinci bir faktör olarak kilo alma ve ağır iş yapma gibi faktörlerin eklenmesi bel fıtığını hazırlayan nedenlerdir diyebiliriz.
-Bel fıtığının tanısı nasıl konulur?
Bel fıtığının tanısında olmazsa olmazımız öncelikle muayanedir. Hasta bel ve bacak ağrısı yakınması ile başvurduğunda muayenede sinir germe testleri yapılır. Bu sinir germe testleri pozitif ise kişinin bel fıtığı hastası olabileceği düşünülür. Artık röntgen ve tomografi bel fıtığının tanısında geri planda kaldı. Tek tanı yöntemimiz MR. Lomber MR (bel MR) çekilir ve bel fıtığı görülürse tanı konulur.
-Tedavi şekline neye göre karar veriliyor?
Bel fıtığında tedaviyi şöyle sınıflayabiliriz: Bel fıtığını MR'da gördük, bu hastaların yüzde 85'i ameliyatsız olarak düzelir. Bu çok ciddi bir oran. Hatta şöyle bir oran da verebiliriz. Doktora başvuran her 100 bel ağrılı hastanın yaklaşık 15'inde MR'da bel fıtığına rastlanıyor. Bu 15 hastanın da yaklaşık yüzde 10-15'i ameliyatlık bel fıtığı hastası oluyor. Yani 100 bel ağrılı hastada yaklaşık 1-2 hasta ameliyatlıktır diyebiliriz.
-Ameliyat dışı tedaviler nasıl yapılıyor bel fıtığında?
Diyelim hastanın belirgin büyük bir fıtığı var. 5-8 hafta kadar bu hastaya ilaç tedavisi verilir. Bu süre içerisinde bacak ağrısında bir gerileme olmazsa, şikayetleri artarsa bu hasta artık ameliyata doğru yönlendirilir. Ama hastaların çok büyük bir bölümü bu aşamada şikayetlerinden kurtulur.
-Hastaların ameliyattan beklentisi ne olmalı? "Ameliyat olacağım, tüm ağrılarımdan kurtulacağı mve istediğim gibi hareket edeceğim" beklentisi doğru mu?
Bel fıtığı ameliyatları artık mikro diskektomi ile yani mikroskop altında, çok küçük doku açılışları ile, normal dokulara daha az hasar verilerek yapılabiliyor. Bu yüzden kişi ameliyat sonrasında normal yaşamını sürdürebiliyor. Tabii ki çok ağır işler yapmayacak, çok ağır yükler kaldırmayacak, her zaman bir bel fıtığı hastası olduğunun bilincinde olacak. ama günlük sosyal yaşamını etkileyecek bir ameliyat asla değil. Normal fizikse laktivitelerine çok ağır olmadığı sürece devam edebilir. Yine bel fıtığı hastalarının 100 hastayı ele aldığımızda 80'i bu ameliyattan büyük fayda görüyor. Düşünün, bacak ağrısı var ve hiçbir iş yapamıyor. O kadar şiddetli bir ağrı ki bu, herkes diş ağrısı çekmiştir, oradan örnek vereyim, belki dişinizi çektirip kurtuluyorsunuz ama bel fıtığı öyle değil. Aynı şiddette bir ağrı düşünün ve bir çare bulmak zorundasınız ve bu nedenle en uygun tedavi şekline yönlenmek gerekiyor. Dayanabiliyorsanız ilaçla bir süre takip edilebilir ama dayanamıyorsanız da ameliyat olup kurtulabilirsiniz.
-Geçmişte "Ameliyat sakat bırakır mı?" şeklinde bir korkuları vardı hastaların. Bu korku devam ediyor mu?
Tabii ki hala bu yönde sorular gelebiliyor ama artık bu ihtimal çok düşük. Eskiden bu ameliyatlar gözle yapılıyordu. Mikroskop beyin cerrahisinin alanına tam olara kgirmemişti ama şu anda mikroskopla yapılan, tüm sinirlerin net olarak ayırt edilebildiği ameliyatlarda bu risk çok düşük seviyelere geriledi. Tabii istisnalar kaideyi bozmaz hiçbir zaman...
-Ameliyat süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Mikroskopla yapılan açık ameliyatlar, yani mikrocerrahi bu işin altın standardı. Kapalı ameliyatlar uygun vakalarda tabii ki yapılabilir. Başarı oranları da yüzde 60-70'ler civarındadır ama altın standart mikrocerrahidir. Ameliyat yaklaşık bir-bir buçuk saat arasında sürer. Buna hastanın ameliyathaneye giriş ve çıkış süresini ve hazırlık aşamalarını da dahil edersek yaklaşık iki saati bulabilir. İlk gün yatakta fazla hareket etmeden, belirli pozisyonlarda yatırılır ve bir gün sonra ayağa kaldırılır. Ayağa kalktıktan sonra bazen o gün, bazen ertesi gün taburcu edilir.
-İyileşme ve işe geri dönüş süreci nasıldır?
İki hafta kadar ev içinde hastanedeymiş gibi istirahat etmesini, evden pek çıkmamasını istiyoruz. İki hafta sonra yakın mesafelere yürüyerek gidip gelmeye başlayabilir ama genellikle ilk bir ayı ev içinde geçirmesini tavsiye ediyoruz. Bir aydan sonra yavaş yava şişine dönebilir ve bu süre yaptığı işe bağlı olarak iki ayı bulabilir. Yani en az bir ay ev istirahati, daha sonrasında da işe dönüş aşaması gelir.
-Eskiden bel fıtığının özellikle ağrılı döneminde çok sert zemine yatılması gerektiği düşünülürdü. Bu, günümüzde önerilen bir şey mi?
Sert zeminler hiçbir zaman insanın bel boşluğunu, boyun boşluğunu destekleyen zeminler değildir. Zaten vücut formuna uygun değildir. artık herkesin bildiği ortopedik yataklar çıktı, yatak teknolojisi de gelişti. Hem ortopedik yastıklar var hem ortopedik yataklar var. Kişi hangi yatakta daha rahat ediyorsa mümkünse belirli teknolojilerle üretilmiş yastık ve yatakları kullanması uygundur, Sert zeminde yatmayı ise asla önermiyoruz.
-Bel sağlığı için önerilen bir uyuma pozisyonu var mı?
İnsan için fizyolojik uyuma pozisyonu her zaman sağa ve yan pozisyondur. Sol tarafta kalp olduğu için bu tarafa doğru yatmak kişiyi rahatsız edebilir. Düz yatmak da uyku apnesine sebep olabilir. En uygun pozisyon yan pozisyondur.
-Fıtıktan korunmak için önerileriniz var mı?

Hiç kimse genetik zeminini tam olarak bilemez. O yüzden genetik zeminimiz varmış gibi davranmamız gerekir. Öncelikle kilo almamalıyız. Ayrıca bel kaslarını güçlendirici yüzme ve pilates gibi spor aktivitelerini yapmalıyız. Belirli bir spor yaşantımız olduğu sürece, kilo almadığımız sürece, ağır bir yük kaldırmadığımız sürece bel fıtığı oluşma riskini en aza indirebiliriz. tabii ki bütün bu önlemlere rağmen yine de bel fıtığı olabilir ama risk bu şekilde en aza indirilebilir.

Ne zaman ameliyat?
5 haftalık ilaç tedavisine rağmen hastanın bacak ağrısı devam ediyorsa
Hasta "İlaç tedavisi istemiyorum, bu ağrılardan hemen bugün, tamamen kurtulmak istiyorum" diyorsa
Acil bir durum söz konusu ise

Acil ameliyat gereken durumlar:
Ayakta ve bacakta ilerleyici kuvvet kaybı varsa
Dayanılmaz şiddette, morfine dirençli bacak ağrısı varsa
İdrar kaçırma, dışkı kaçırma, seksüel fonksiyon bozukluğu, her iki ayakta ya da bacakta aynı anda belirgin kuvvet kaybı ve his kaybı varsa



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA