Bir kentin simgeleri, dün ve gelecek arasında kurulacak bir köprüdür. Bunun farkında olan ülkeler, geçmişlerine sahip çıkar, korur, güzelleştirir.
Bizde de bu kültürel anlayış son yıllarda gelişti. Ancak ulusal basın, İstanbul mahreçli olduğundan, genelde gelişmeler bu kent etrafında yaşanır.
Yok İstiklal Caddesi, yok Kapalıçarşı, yok şu yok bu... Yok onun bunun ünlüleri, firmaları araştırılır, haber, dizi yapılır.
Sanki, Türkiye'de başka kent, başka ilçe, başka değer yok. Son günlerde de İstanbul olimpiyat için yağlanıp ballanıyor.
Yok İstanbul medeniyetler beşiğiymiş, geçmişte birçok dinin varolduğu bir kentmiş, birçok meziyet...
İyi, tamam da... Türkiye'nin birçok kenti de bu durumda... İşte İzmir, işte Trabzon, işte Kars, işte Mardin...
Son yıllarda Mardin zaman zaman potaya giriyor, diğerleri sanki yok!
Mesela İzmir'in Kemeraltı'sı... Sadece haberlerde verilir, olay olunca...
Oysa İzmir için, Türkiye için Kemeraltı bir dünya gerçeğidir, 8000 yıldır yaşayan bir şehrin kalbidir; dün de öyle, bugün de...
***
Gürkan Ertaç, gazetemizin duayen gazetecilerinden... Eski milli sporcu ve hakemdir aynı zamanda... Mesleki titizliği, insan sevgisi ve işinin en iyisini yapma sorumluluğu, onu hep zirvede ve zinde tutmuştur.
Dün de bugün de...
Bizler için çalışkan bir meslektaş, toplum için de güvenilir ve yardımsever bir insandır.
Mesleğinin her alanında işinin en iyisini yapma ustasıdır Gürkan Ağabey, yaşına aldanmayın, o hep genç ve dinamiktir. Herkes onun spor editörü ya da yazarı bilir ama o çalıştığı gazetenin her birimine yetişir. Dizi yapar, haber yazar, yazım yanlışlarını bulur, uyarır. Çünkü o her zaman çalıştığı gazetenin hatasız çıkmasını savunur.
Bu açıdan gençlere iyi bir örnektir.
***
İşte onun son çalışması da Kemeraltı'nı anlatmak oldu. Çocukluğunun geçtiği İzmirlinin vazgeçilmez alışveriş mekanını, bugün marka olan firmaların ilk kurulduğu günler, verdiği ekonomik mücadeleler, çarşının ünlüleri ve mağazaları çerçevesinde, bugün her biri birer maddi ve manevi değer olan kimlikleri, tarihi anekdotlarla aktardı bizlere...
Hem de en ufak ayrıntıyı atlamadan...
Bu tür çalışmalar zordur, risklidir. En azından konu alan kişiler ve yakınları açısından... Aylar süren bir çalışma gerektirir.
Ancak Gürkan Ağabey, mesleki tecrübesi, zehir gibi hafızası ve çalışma azmiyle diziyi kısa sürede toparladı ve İzmirlilere kazandırdı.
İki haftadır merakla okuduğumuz, bugünün Kemeraltı'sında keyifle beklenen dizi, bir toplumsal değerin, İzmir'in için ne denli önemli olduğun gözler önüne serdi.
Gürkan Erkaç, AVM'leri karşı ayakta kalma mücadelesi veren Kemeraltı'nı herşeyden çok önemsememiz gerektiğini bir kez daha bizlere anlatmıştır.
Hem de tarihin öznel tanıklığında...
Kendisine sevgiyle, saygıyla...
Nizo'nun ardından...
Son yıllarda yüreğim hep yanmıştır Nizamettin Bedir için... Bugün birçok arkadaşımdan daha geç tanıdım onu... Çünkü benim mesleki büyüğümdü Nizo, herşeyden önce...
Ancak onun, amansız hastalıkla mücadele ettiği, "Bugün de hayattayım çok şükür" diyerek geçirdiği her gün, bizler için de çok zor geçti.
Ancak o, onu her görüşümüzde, hastalığını unutturcasına neşeli ve sağlıklı olmaya özen gösterirdi. Bunu ilke edinmişti.
***
Ben ondan yıllar sonra gazeteciliğe başladım ama o bana hep, ilk tanıştığım günden biri, "yıllardır tanış" olduğumuzu hissettirirdi bana...
Babacandı, dosttu.
Dost sohbetleri, güleç yüzü ve arkadaş sevgisiyle, hep benim için bir örnek olmuştu sevgili Nizo...
Girdiği her mekanda farkını hissettiren, yıllarca adliye, haber muhabirliği yapan ancak daha çok magazin muhabirliğiyle özleşleyen Nizo, magazin gazetecilerinin aynı çatı altında toplanıp mesleki dayanışma içinde olmasını da çok önemserdi.
Şu an aktif olan ve başkanlığını Mehmet Kurt'un yaptığı Ege Magazin Gazetecileri Derneği'nin de kurucuları arasındaydı.
Sevgi dolu, hakkaniyetli, arayıp sormasan da anlayışlı, o melun hastalıkla mücadele sürecinde bile, güleç yüzüyle bizleri karşılayan, umutsuz hiç görmediğim Nizamettin, önceki gün ansızın aramızdan ayrıldı.
***
Bizlere vefayı, güleç yüzünü, mesleki saygınlığını bırakan Nizo, yıllarca "Basın Danışmanı" olarak görev yaptığı Narlıdere Belediyesi'nden sonsuza uğurlandı.
O çok sevdiği ve hayatı boyunca dillerden düşürmediği Melike Demirağ'ın ünlü şarkısı "Arkadaş"la ve meslektaşlarının alkışlarıyla...
O arkadaşlarını, dostlarını hep çok sevdi, çıkarsız yaklaştı, sırdaş bildi.
Yürekli bir insandı. Onu çok özleyeceğiz.
Nur içinde, ışıklar içinde yat, sevgili dostum; bir gün sonsuzlukta buluşuncaya dek...
GÜNÜN SÖZÜ
Yalnızlık güzel bir şey ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir.
Balzac