• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Sibel Kula ve Zoru Başarmak HÜROL DAĞDELEN

Sibel Kula ve "Zoru Başarmak"

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.12.2014, 00:00
9 Eylül Üniversitesi Manisa Spor Akademisi öğrencisi, yüzücü, yelkenci, eskrimci, jimnastikçi, folklorcü, dans, aerobik öğretmeni, yardım defilesi mankeni, okul korolarında, özel orkestralarda solistlik yapan çok çalışkan ve başarılı bir genç kızdı İzmirli Sibel Kula... Bir gün okula giderken trafik kazası geçirdi ve boynu kırıldı, göğsünden aşağısı felç oldu.
****
Hepimiz yaşayabilirdik bu kötü kaderi... Oysa onu çarptı.
Ama o mücadeleyi hiç bırakmadı. Tutmayan elleriyle resimler yaptı, kitaplar yazdı, şiirler derledi, moda tasarımları yaptı, 300 şarkı besteledi.
Çoğumuz gibi normal bir insan olsa, çalışmaları ses getirir, Türkiye'nin gündemi otururdu ama şu an, o bir engelli...
Yazdığı kitaplar "Zoru Başarmak" ve "Sevgi Damlaları"yla yaşadığı güçlükleri, yaşama sevincine nasıl dönüştürdüğünü anlattı.
****
Tek istediği bir engelli olarak onurlu bir "yaşam"dı. Bu yüzden kimseye yalvarmadı, dilenmedi. Hayattaki tek insan, anacığına dayandı. Yatağa bağlı da olsa yeteneklerini konuşturdu.
Şimdi tek istediği var, yazdığı kitapların geliriyle ameliyat olup, en azından koltuk değnekleriyle yürüyebilmek...
Bunun için, biz şanslı insanların desteğine ihtiyacı var. Bizler onun için "umut"uz. Hem de yaşama hem de yeteneklerini geliştirme umudu...
Yalnızlığının sesi, nefesi...
Sibel Kula'ya, internetten ulaşabilir, sorunlarını dinleyebilir, umut olabilirsiniz.
O yüzden gelin, ülkemizde engelliler için çok zor bir yaşam sürecini kolaylaştırmak için çaba gösterelim.
"Toplumsal bilince" sahip olduğunu her fırsatta dile getiren bir kentte bunu yapmazsak ayıp...

Engellilere hayatı zorlaştırmak...


Ya göstermezsek... İşte o zaman engelliler için hayat, yaşarken her anı, "çile"dir.
Bakın size, mailime düşen yaşanmış ve çarpıcı bir örnek... Hatta bu mail kurulduğu günden beri desteklediğim, övdüğüm, yaşattığı sanat akşamlarıyla alkışladığım, örnek gösterdiğim, köşemde defalarca yazdığım Karşıyaka Opera ve Tiyatro Sahnesi'nde yaşanan talihsiz bir olayı anlatıyorsa, paylaşmak boynumun borcu...
Paylaşmalıyım ki, engelli vatandaşlarımıza hayatı nasıl zorlaştırdığımızı bir kez daha gözden geçirelim:
***
"Engelli bir yakınınızı, Karşıyaka Tiyatro ve Opera binasına götürdüğünüzde engelli park yeri olmadığından arabanıza yer bulamadığınızı, salonda engellilere ait bir oturma yeri veya tekerlekli sandalyeyi koyacak bir alan bulamadığınızı ve bunu kültür işleri müdürüne ilettiğinizde, 'çok yoğunum size dönerim' deyip de bir haftadır dönülmediğini biliyor musunuz? Peki bu kadar yoğunsanız neden çözüm yok diye, sormak gerekiyor. Soruyorsunuz, daha doğrusu sormak istiyorsunuz, telefona çıkmıyor ve maillere dönmüyorlar..."
***
İşin özü budur...
Sanat merkezini hayata geçirmek, kamuoyuna iyi bir mesajdır belki ama eksikleri görmemek, hatta sana oy veren insanları umursamamak, bir sanat merkezinin, hatta bir kentin yöneticileri için vahim bir davranış biçimidir.
Karşıyaka Belediyesi'nde yeni yönetim, başta başkan Akpınar olmak üzere iş başına geldiğinden beri, "Birlikte yönetmek" söylemini dile getiriyor.
Ancak bu "birlikte"lik sadece bir kesimi değil, herkesi kucaklamalı... Özellikle büyük şehirlerde yaşama güçlüğü çeken "engellileri" bu amaçtan uzakta bırakmak, onları topluma, sanata, politikaya, yönetime küstürür ki; bu tavır, hedeflerini "Engelsiz yaşam" olarak belirleyen, paneller düzenleyen, Türkiye'ye İzmir'in bu kimliğini ezberletmeye çalışan anakent yönetiminin çabalarını da boşa çıkarır.
***
Yukarıdaki halktan gelen şikayet satırlarının sahibinin kimliği bende... Öğrenmek isteyen arar, öğrenir.
Ama ben burada ismini verirsem, birer holigan gibi bu insanın üzerine yüklenileceğini biliyorum...
Bu yüzden "yasak" kardeşim..
Hele İzmir'de son yıllarda "Bizim başkanımız iyidir, şikayet etmeyin, ettirmeyin. Hata yapsa bile, reddedin. Yıpratmayın ki, başka partilere söz söyleyecek imkan vermeyelim" gibi bir dikta mantığı gelişmiş ve kent kültürünü zedelemeye devam ediyorsa...

GÜNÜN SÖZÜ

Yenilgiye uğrayınca sakın umutsuzluğa kapılma, her başarısızlıkta bir zafer isteği yatar.
Germain Martin
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI