Türk tenisine yaptığı katkılardan ve yetenekli tenisçilere burs imkanı sağlamasından dolayı Hülya Avşar'a sonsuz teşekkürler. Geldi, basın toplantısında tenis dışında hiçbir soruyu cevaplamadı, turnuvayı başlattı, gitti ve final günü yine gelerek güzel bir törenle başarılı oyuncuları ev sahibi Kültürpark Tenis Kulübü'nde ödüllendirdi. Hakiki bir tenissever ve yüksek ökçelerle bile iyi bir tenis oyuncusu olduğunu gösteren Hülya Avşar olayın medyada "Hülya Show"a dönüştürülmesinden de son derece rahatsız olduğunu, tek amacının tenisin Türkiye'de gelişmesi olduğunu söyledi. Giderken İzmir'den çok mutlu ayrıldığını, seneye muhakkak çok daha büyük bir organizasyonla tekrar geleceğini müjdeledi. Teşekkürler Hülya hanım...Çim Grand Slam'i başladı
Grand Slam'lerin en güzeli, en önemlisi, en gelenekseli... Beyazlar içinde, tavizsiz... Erkeklerde pek sorun yok: İlk 8'e kalabilecek isimler pek değişmeyeceği gibi son 4'te hemen hemen belli. Nadal 1. numarayı kaptırmamak için, Federer 'Ben daha ölmedim, buraların kralıyım" demek için, Murray bir ilki başarmak için; Djokoviç ise bir numara aşkıyla mücadele edecekler. Sekizin dışında da iki genç yetenek var. Kadınlarda durum farklı: Clisters yok, Serena ve Venüs uzun bir aradan sonra tekrar sahalarda... Ne yapabilirler, pek bilinmez... Wozniacky, Vera, Li, Sharapova, Azarenka, Stosur, Ivanoviç, Jankoviç, Hantuchova, Gordes, Petkoviç ve belki diğerleri... Çok bilinmeyenli ama hepsi de imkan dahilinde.
Hayırlısı ile göreceğiz.
Kortlarda sessizlik
Alışmıştık, Scharapova, Azarenka gibi bayan oyuncular yanında bazı erkeklerinde maç boyunca çıkardıkları bilmem kaç desibel gücündeki kulakları inleten seslere... Bu sefer tam tersi: İzmir'de 13 ülkeden 84 oyuncunun katıldığı Dünya işitme engelliler takım şampiyonasında yalnızca top sesi var... Sessiz ama mücadeleci ve başarılı... Tüm katılan oyuncuları kutluyor, bu konuda çaba harcayanlara teşekkürlerimizi sunuyoruz... Sessiz dünyaları renklendirmek için bundan güzel uğraş olabilir mi?
İstanbul wimbledon'da...
Aldığımız duyumlara ve incelediğimiz ilgili sitelere göre, İngiltere'de 17 Haziran gecesi "The Roof Gardens in West London's Kensington"da, meşhur "designer"ların rengarenk kreasyonları ve bijuları içinde salınarak "Fashion Show" yapan ve röportajlara zoraki evet diyen Sharapova, Wozniaky, Serena, İvanoviç, Li, Jankoviç, Masha, Ana, Pironkova, Vesnina, Cornet, Schiavone ve Cirstea gibi tenisin hurileri eşliğinde geleneksel ve exclusif "Pre-Wimbledon party"si düzenlenmiş. Ancak bu seferkinin büyük farkı gece içindeki görselliğin İstanbul ve TTF'nin kabul ettirip davet ettirdiği medyatiklerin de katılmış olmasıymış.
Umarız bu büyük gizlilik içinde gerçekleşen yüzlerce kişilik tanıtım amaçlı Londra çıkartması içerde ve dışarıda WTA Championships'in PR'ı olmuş ve de fayda sağlamıştır...
Kaya Termal Otel -Balçova
Kortlar henüz tamamlanmış olmasına rağmen otelin tenis müsteciri hemen 10.000 $'lık bir kadınlar turnuvası başlattı bile. Bravo doğrusu
İzmir güzel bir tesis kazanırken, bir de mevcut tüm kulüplere rakip bir kulüp kazanıyor anlaşılan. Gelecek sene birinci lige çıkarlarsa hiç şaşırmamak lazım. Hayırlısı!
Hologram modası
Rengarenk... Kolunuzda, boynunuzda... Yakında ayakkabınız içinde bile... Çeşit çeşit... Orijinali, taklidi...
İnanırsınız, inanmazsınız ama yeni ve çılgın bir moda bu işte...
Çok ta faydalı gibi...
Denge, esneklik, dayanıklılık sağlıyormuş, ayrıca elektro manyetik alanlara karşı koruyucu özelliği varmış, deniz tutması ve jet lag'a karşı da birebirmiş. Ne diyebilirim ki? Ben şahsen kullanıyorum...