• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Mali disiplin çıkmazı CAHİT SÖNMEZ

Mali disiplin çıkmazı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.09.2009, 00:00
Hükümet bir taraftan "Orta Vadeli Program" üzerinde çalışırken diğer taraftan önümüzdeki dönem bütçesinin hazırlıklarını sürdürüyor. Artık ekonomi aktörleri "yol haritasını" görmek istiyor. Orta vadeli program ekonominin ajandasını belirleyeceği için, bu yılın bütçe açığının yarattığı kaynak ihtiyacının nasıl giderileceği, seçimlerde bozulan ve kriz ile kontrolden çıkan mali disiplinin nasıl korunacağı biraz da olsa netlik kazanacak.
Aslında krizden nasibini almış her ülkenin gündeminde mali disiplin ilk sırada yer alıyor. Ancak, zamanlama açısından ciddi kaygılarda taşınmıyor değil. Uzun vadede ve normal koşullarda mali disiplinin sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme için olmazsa olmaz bir koşul olduğu konusunda fikir birliği oluşmuş durumda. Sorun, krizden çıkmak için bir kenara bırakılan mali disiplinin ne zaman yeniden sıkılması gerektiği noktasında ortaya çıkıyor.
Bu krizin diğer tüm krizlerden farkı hem iç hem de dış taleplerin bıçak gibi kesilmesiydi. Önceki bölgesel krizlerde iç talep yetersiz kaldığında devreye dış talep giriyordu. Böylece, mali disiplinin fazla bozulmasına gerek kalmıyordu. Fakat, son küresel krizde her iki talep de yetersiz kalınca mali disiplin tamamen göz ardı edildi. Vergi teşvikleri devreye girdi, yetmedi kamu harcama yapma yapmak zorunda kaldı.

AÇIK ORANLARI
Bakın vergi gelirlerinin düşmesi buna karşın giderlerin yükselmesi nasıl bir tablo çıkardı ortaya...
ABD'nin bütçe açıklarının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 13.5, euro bölgesinin yüzde 6.5, biliyorsunuz Maastricht krizlerine göre maksimum yüzde 3 olmalı, Almanya'da yüzde 4.7'ye kadar yükseldi. Bizim kategorimizde durum biraz daha iyi... Örneğin Çin'in bütçe açıklarının GSYH'ya oranı 2008 yılında yüzde 0.4 iken bu yıl yüzde 4.1'e tırmandı. Aynı şekilde Meksika'da yüzde 4, Rusya'da yüzde 8 civarında seyrediyor bu oran... Brezilya, Arjantin ve diğer Latin Amerika ülkelerinin ortalamasını aldığımızda yüzde 3.5'i aşmıyor. Türkiye'de ise yüzde 5.8 dolaylarında.
Verileri kıyasladığımızda Türkiye'nin mali disiplin açısından iyi bir noktada olmadığını net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.


BUNDAN SONRASI
FED son yayımladığı raporunda gevşek politikaların süreceğinin, zehirli kağıtların banka ve banka dışı kurumların aktifinden temizlemeye devam edeceklerinin sinyallerini verdi. ABD ekonomi gündemi ile ilgili projeksiyon yapıyor, ama aldığı bu zehirli kağıtları ne yapacağını, deyim yerinde ise bunlardan nasıl kurtulacağına değinmiyor.
Türkiye'de de resmi berrak göremiyoruz. Henüz orta vadeli program yok ortada. Bu yüzden IMF'ye gerek var mı yok mu karar veremiyoruz. Memur maaşlarına yapılacak zamdan küçük bir ipucu geldi mali disiplinle ilgili. "Paramız yok sadece 2.5 artı 2.5 verebiliriz" dedi ilgili bakan.
Krizin bu aşamasında yeniden tam anlamıyla bir mali disiplin gündeme gelirse, krizden çıkış hızımız oldukça yavaşlar. Enflasyon izin verdiği sürece gevşek para politikasının devam etmesi gerekiyor. Diğer taraftan, bütçe açıklarının çevrilebilirliği sorun olmadıkça sıkı maliye politikasına biraz gecikmeli ve kademeli geçilmesinde yarar olduğunu hatırlatalım. Çünkü, henüz krizin "k" sından kurtulduk.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA