• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yatırım araçlarının performansı CAHİT SÖNMEZ

Yatırım araçlarının performansı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.09.2009, 00:00
Önce krizin yarattığı belirsizlik ve ardından başlayan toparlanma süreci "risk seven yatırımcılar" için tam anlamıyla bir fırsata dönüştü. Tabii, risk seven yatırımcılar yalnız kalsalardı, bu kervana normal risk profiline sahip tasarruf sahiplerini katamasalardı karlarını bu denli katlayamazlardı. Medya yoluyla "kitle psikolojisi" öyle bir yönlendirildi ki hayatında hisse senedi görmemiş kişiler bile "dolmuşa bildirilerek" borsaya götürüldüler.
Geriye baktığımızda küçük yatırımcı olarak tanımladığımız tasarruf sahiplerinin kitle psikolojisine kapılarak trene binmekte biraz geciktiğini görüyoruz. Hisse senetlerini yükselirken alıyorlar, düşerken de satıyorlar. Yani yapılması gerekenin tam tersini yapıyorlar. Bu yüzden dolduruşa getirilmiş küçük yatırımcıların tasarrufları, para sihirbazlarının cebine iniyor.

ŞAMPİYON BORSA
TÜİK geçen hafta finansal araçların "reel getiri oranlarını" açıkladı. Sonuçlar tahmin ettiğimiz gibi... Ağustos ayında reel getiri rekoru borsaya ait. Nominal getiriden enflasyon (TÜFE) arındırılarak ulaşılan reel getirilere göre sadece bir ayda borsa yüzde 19.06 kazanç sağlamış. Mevduat ise sadece yüzde 1.07 de kalmış. Döviz ise negatif getiride. Dolar yüzde 1.71, euro yüzde 0.50 reel düzeyde değer kaybetmiş. Aynı şekilde külçe altının getirisi de yüzde 0.82 ile gerilemiş.
6 aylık veriler daha da ilginç. Borsanın TÜFE'den arındırılmış reel getirisi tam yüzde 78.13 olmuş. Dolar ise yüzde 12.11 negatif getiri sağlamış.
Yalın bir ifadeyle, Mart ayında borsaya 100 TL yatırmış bir tasarruf sahibinin net 178 TL'si olmuş. Oysa aynı sürede diğer TL enstrümanlarına 100 TL yatırım yapmış olanlar sadece 106-107 TL geri alabilmişler. Döviz sahipleri ise geriye gitmiş.
Biraz da bundan sonrasını değerlendirelim; Borsadan korkanlar ya da doyum noktasına ulaştığına inanlar geride kalmanın yarattığı panikle bir arayış içine girdiler. Bir kısmı konut alımı yönünde tasarruflarını harcamayı planlıyor. Çünkü, mevduata yatırsalar olmuyor, tahvil veya bono alsalar o da tatminkar getiri sağlamıyor.

ALTIN CAZİP Mİ?
Aslında biraz altına meyilli gibi görünüyorlar. Altında biraz kıpırdanma olsa, tasarrufların bir kısmı kanalize olacak. Ama, hiç de söylendiği gibi altın fiyatlarında sıçrama olmuyor. Peki sıçrama olur mu? Sadece 1 yıl gibi kısa sürede onsu 260 dolardan bin dolarlara çıktığı gerçeğini hatırladığımızda altın fiyatlarının da belli bir doyuma ulaştığı tespitini yapabiliriz. Bu çıkışta öncelikli olarak Körfez ülkelerinin petrolden aşırı kar yapmaları rol oynamıştı. İkincil faktör ise kriz öncesi bazı belirsizliklerden korunmak isteyenlerce "güvenli liman" olarak görülmesi idi. Benzer nedenler yeniden oluşursa altın yine hızla yükselir. Fakat, iktisadi faaliyetler henüz zayıf seyrettiği için petrol fiyatları hızlı artmayacağından petro-dolardan pek umut görünmüyor altın lehine. Eğer yeniden belirsizlik algılaması oluşursa altın fiyatları biraz çıkış yapabilir. Tabii, medyaya yansıdığı gibi birkaç kat artış değil.
Bu aşamada bazı konular belirsizliğini koruyor. Ancak bir gerçek tamamen su üstüne çıkmış durumda. O da, tasarruf aracı olarak dövizden uzak durmak gerektiği. Hangi koşulda olursa olsun, tabii bizim krizlerimizdeki 3-4 günlük süreyi göz ardı etmeliyiz, döviz kesinlikle tasarruf aracı olarak görülmemelidir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA