• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Dolarda kan kaybı CAHİT SÖNMEZ

Dolarda kan kaybı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.09.2009, 00:00
FED'in kriz için yaptığı aksiyonlar doların diğer para birimleri karşısında değer yitirmesine neden oluyor. Euronun sanal paradan normal paraya dönüştüğü anda 0.80 ile başlayan dolar euro paritesi bugünlerde 1.4788'e kadar tırmandı. Doların kan kaybı sadece euro karşısında değil. Aynı zamanda, 100'lerin üzerinde olan dolar yen paritesi de 91.10'a geriledi. Dolar 2008 yılında 1.80 TL'ye ulaşmasına karşın uzun süredir 1.50 ve altında bir seviyeye demir atmış görünüyor.
FED, Bernanke'nin dediği gibi olağanüstü önlemler mi alıyor, yoksa ilginç önlemler mi alıyor? FED, deyim yerinde ise gözünü kararttı dümdüz gidiyor. Doların uluslararası kabul gören para birimi olmasından yararlanan FED, "likidite cephanesini" bonkörce kullanıyor.
İki gün önce FED toplantısından beklediğimiz gibi faiz değiştirmeme kararı çıktı. Yine faizler yüzde 0-0.25 seviyesinde kaldı. Bu da doların bedava olması anlamına geliyor. Yani bugün 100 dolar borçlandığınızda seneye yine 100 doları geri getirmeniz yeterli olacak. Ne güzel değil mi? Alın parayı ABD'den, getirin bizim borsaya ya da götürün Çin borsasına...

LİKİDİTE BOLLUĞU
FED referans faiz oranlarını bu seviyede tutarken piyasalara likidite verecek diğer kanalları da devreye sokuyor. Son aylarda doğrudan 300 milyar dolara yakın tahvil aldı bankalardan. Aynı zamanda repo ihaleleri ile de piyasaları fonlamaya devam ediyor.
FED, zehirli menkul kıymetleri (toxic) sorunlu banka ve banka dışı firmaların aktiflerinde temizlemeye çalışmıştı. Bu yolla, uçurum kenarındaki şirketlerin sermayeleri güçlenmiş ve ayakta kalabilmişlerdi. Mortgage'a dayalı menkul kıymetlerin geri alım takvimini uzattı FED. Önümüzdeki yılın ilk çeyreği de dahil geri alımları sürmeyi planlıyor.
Bu dolar bolluğunun meyveleri göründükçe Bernanke'nin de keyfi yerine geliyor. Net bir şekilde resesyonu geride bıraktık diyebiliyor. Piyasa, aktörlerini rahatlatmak için "Faizleri bir süre daha bu seviyede tutacağız" mesajı veriyor. Ancak, bu kadar dopingle kötünün geride kalması ve yeniden pozitif büyüme rakamlarına geçilmesi doğal bir sonuç. Önemli olan, ileride enflasyonist baskı oluşturacak olan likiditelerin geri çekilmesinden sonraki iktisadi performansların ne olacağı. Diğer bir ifadeyle, ekonomiler, kendi iç dinamikleri ile baş başa kaldıklarında göreceğiz gerçek büyüme rakamlarını.

RUSYA FAKTÖRÜ
Madalyonun diğer yüzünü de unutmayalım. Çin ve Rusya gibi dünya ekonomisi üzerinde söz sahibi olan ülkeler uluslararası ticarette ve döviz rezervlerinde dolara eskisi gibi sıcak bakmıyorlar. Hatırlayacağız gibi, kriz sürecinde Rusya, doğalgaz ve petrolünü dolarla satmak istemediğini, ülkeler üstü yeni bir para birimine gereksinim olduğunu ileri sürmüştü. Çin'de dönem dönem döviz rezervlerindeki kompozisyonu değiştirmeye çalışıyor, bir miktar dolar satıp euroya geçiyor.
AB'nin amiral ülkeleri Almanya ve Fransa'nın krizden, beklentilerden çabuk çıkmaları da euroya ek bir momentum kazandırdı. Diğer euro bölgesi ülkeleri de toparlanırsa euronun biraz daha güçlenmesi kaçınılmaz olur önümüzdeki günlerde.
Sonuçta, ABD'de faizler bu seviyede kalırsa ve FED krizden çıkış için piyasalara enjekte edilen aşırı düzeydeki dolarların geri çekilmesinde ayak sürerse, doların diğer para birimleri karşısındaki düşük seviyeleri bir süre daha devam eder. Tabii ki, bu tespitlerimiz dolar-TL kuru için de geçerli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA