• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ya dolar azizlik ederse? CAHİT SÖNMEZ

Ya dolar azizlik ederse?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.10.2009, 00:00
ABD'nin 2002 yılı itibarıyla düşük faiz politikası uygulaması doların diğer para birimleri karşısında değer kazanamamasına neden oluyor. 2001 yılında yüzde 5.25 seviyesindeki politika faiz oranlarını kısa süre içinde yüzde 1'e çekmişti ABD Merkez Bankası FED. ABD'nin bu hamlesi karşısında başta diğer gelişmiş ülkeler, ardından da gelişmekte olan ülkeler kısa vadeli faiz oranlarını kademeli olarak düşürmüşlerdi. Hatırlayacağınız gibi "yapay refah" dönemi de böyle başlamıştı.
FED'in bugünlerde olduğu gibi 2002 yılında da faizleri uzun süre düşük seviyelerde koruyacağını bir yerde vaat etmesi ile dolar cinsi borçlanmanın önü de açılmıştı. Banka ve banka dışı kurumlar kendi para birimleri ile ya da dolar dışı para birimleri ile borçlanmak yerine dolar ile borçlanmayı tercih ettiler. Aynı zamanda bu furyaya bazı hükümetler de katıldı, iç borç yerine dış borcu yeğlediler.

DIŞ BORÇLAR
Krizin şiddetlendiği ve risk algılamalarının tamamen bozulmasına bağlı olarak kredi musluklarının sonuna kadar kapatıldığı 2008 yılının sonunda küresel dış borç tutarı 51 trilyon dolara kadar ulaşmıştı.
IMF verilerinden elde ettiğim bu rakamın ülkelere göre dağılımı da şöyle; pastadan aslan payını 12.3 trilyon dolar ile ABD alıyor. ABD'nin ardından 10.2 trilyon dolar ile İngiltere geliyor. Üçüncü ve dördüncü sıralarda 4.5 ve 4.3 trilyon dolar ile Almanya ve Fransa bulunuyor.
Uzakdoğu'ya gidersek dış borç oranlarının o coğrafyada da küçümsenmeyecek oranda yüksek olduğunu görüyoruz. Japonya'nın 1.5 trilyon dolar, Hong Kong'un 600 milyar dolar ve Çin'in 340 milyar dolar dış borçları var. İlginç olan bu ülkelerde dış borçların içinde kamu kesiminin yok diyebileceğimiz kadar az paya sahip olması.
Son aylarda, kriz sonrası zorunlu olarak devam eden düşük faiz politikaları kriz öncesinde olduğu gibi dolar cinsi dış borçlanmayı tetikliyor. Yani, banka ve banka dışı kurumlar dolarları ucuza toplamayı kaldıkları yerden sürdürüyorlar. Sanki düğünde ortalığa saçılmış paralar gibi alıp iki varlığa kanalize ediyorlar. Birincisi tahvil ve bonolar, ikincisi ise hisse senetleri. Dolayısıyla, aşırı likidite bir taraftan kredi piyasaları balonunu, diğer taraftan da menkul kıymet balonunu şişiriyor.
Dolar borçlananlar "nasıl olsa dolar bir süre daha yükselmez" rahatlığı içinde gözü kara bir şekilde "kur riski" alıyorlar.

REKABET GÜCÜ
Kredi alan banka ve banka dışı kurumlar bu kadar rahat olmakta haklılar mı? Sorunun yanıtı için öncelikle şu sorunun yanıtını vermeye çalışalım; Düşük seviyelerdeki dolar ABD'nin işine gelir mi?
547.4 milyar dolar dış ticaret açığına sahip ABD'nin ihraç ettiği malların dünya piyasalarında ucuzlaması sonucunda rekabet gücü yükseliyor. Böylece ihracatını artırabiliyor. Ancak, bazı malları ithal etmek zorunda olduğu için düşük dolar pahalı mal ithal etmesine neden oluyor. Özetle, dış ticaret açısından çok da istediği bir durum değil değersiz dolar.
Ülkelerin döviz rezervlerindeki kompozisyonu dolar aleyhine değiştirmeleri de ABD'nin işine gelmiyor. Çünkü, ABD küresel ekonomiler üzerindeki hegemonyasını sürdürmek istiyor.
Bu durumda, kısa vade içinde doların diğer para birimleri karşısında değer kazanmasını beklemeyebiliriz. Fakat orta vadede doların ayağa kalkma olasılığı yüksek görünüyor. FED son yaptığı faiz toplantısında, tutanaklardan görüldüğü kadarıyla, aşırı likiditeyi geri çekmenin zamanlamasını da tartışmaya başladı. Ekonomik toparlanmadan biraz daha emin olduktan sonra bu aksiyonu alacak. İşte o zaman, doların azizliği sadece kur riskini umursamayan dolar borçlularının başlarını ağrıtmakla kalmayacak, küresel ekonomileri de zor durumda bırakacak.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI