Ali Rıza Saysen, İzmir çukurunun önemli isimlerinden biri.
Derin bir kültürü ve mürekkep yalamışlığı vardır.
Çeşme konusunda ise, doktora verecek kapasitede bilgi ve deneyim sahibidir.
Seçimlerin yaklaştığı şu günlerde Saysen'in başına gelenler, insanlarımızı tebessüm ettirecek cinsten...
Okuyalım:
"Geçen gün işim notere düştü. Bir imza sirkülerine ihtiyacım vardı. Görevliye nüfus cüzdanımı uzattım, isteğimi belirttim. Oturdum, sıramın gelmesini beklemeye başladım. Aradan on dakika geçmişti ki görevli bayan bendenize seslendi: "Ali Rıza Bey bakar mısınız? Nüfus Müdürlüğündeki kayıtlara göre annenizin adı KAMER NECATE değil, fakat NECATE KAMER olarak görülüyor. Dolayısıyla sizin nüfus cüzdanınızdaki bilgiler doğru değil. Bu durumu derhal düzelttirmeniz gerekir; aksi halde zorluklarla karşılaşırsınız..."
Hayretler içinde kendimi toparlamaya çalıştım:
"Nasıl olur hanımefendi? Bendeniz bu yaşıma kadar annemin adını KAMER NECATE olarak bildim... Allah selamet versin annem 1919 doğumlu. Neredeyse bir asırdır kendisine bu şekilde hitap ediliyor. Yani şimdi ben, saygıyla ve hasretle andığımız Aziz Nesin'in 'Yaşar Ne Yaşar, Ne Yaşamaz' adlı romanındaki Yaşar gibi yok mu sayılıyorum bu ülkede?"
* * *
"Beyefendi onu bunu bilmem, derdinizi nüfus müdürlüğüne anlatınız... Bu sizin için büyük bir sorun... İhmal etmemenizi öneririm; içinde bulunduğunuz koşullarda hiçbir kamu kurum ya da kuruluşunda, örneğin bir hastanede, bir bankada v.s .. sizin için her hangi bir işlem yapılamaz."
Biraz şaşkın, biraz kızgın noterlikten ayrılıp soluğu en yakın nüfus müdürlüğünde aldım. Bir kalabalık, bir kalabalık sormayın gitsin. Sıra numaramı aldım, beklemeye başladım. Tam sabrım taşmaya başlamıştı ki sıra numaram duvardaki ışıklı panoda kendini gösterdi. Bankonun arkasındaki görevliye, en şirin halimi takınarak, derdimi anlattım. Açıklaması ilginç idi...
Efendim 2012 yılında "Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü" bir çalışma tamamlamış. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının Osmanlı döneminden itibaren bütün nüfus ve evlenme kütükleri elden geçirilmiş.
***
Bu arada 1335 (1919) yılında doğan anneciğimin de adının KAMER NECATE değil de, NECATE KAMER olduğu anlaşılmış. Başta annem olmak üzere kütükte kayıtlı bulunan bendeniz ve kardeşlerimin 2 fotoğrafla, herhangi bir nüfus müdürlüğüne müracaat etmemiz ve nüfus cüzdanlarımızı yenilememiz gerekiyormuş.
Portföyüme baktım, vesikalık resmim yoktu... Derhal en yakın fotoğraf stüdyosuna gittim, resimleri çektirdim; nüfus müdürlüğüne ibraz ettim ve yeni nüfus cüzdanıma kavuştum.
Müdürlükten çıktıktan sonra aklıma geldi. Bağlı olduğum muhtarlığı aradım, seçmen kartımın askıya asılıp asılmadığını sordum. Asılmış. Muhtardan "anne adı" bölümünde ne yazdığını okumasını rica ettim. NECATE KAMER yazıyormuş. Muhtara bir soru yönelttim:
"Sevgili muhtar, elimdeki nüfus cüzdanımda anne adı karşısında KAMER NECATE yazıyor. Ben bu cüzdan ile oy kullanabilir miyim?"
"Korkarım ki hayır Ali Rıza Bey, çünkü bilgileriniz uyuşmaz..."
* * *
Başıma gelen bu şanssız, belki de münferit olayı çok manidar buldum sevgili dostlar. Dolayısıyla bu trajik hikayeyi sizlerle paylaşma ihtiyacı duydum. Sorumluluk sahibi ve duyarlı vatandaşlar olduğunuzu biliyorum. Bu bakımdan nüfus müdürlüğündeki nüfus ve vatandaşlık bilgilerinizin, cebinizdeki nüfus cüzdanınız ile örtüşüp örtüşmediğini en kısa zamanda sorgulatmanız gerektiğini, aksi halde en azından önümüzdeki seçimlerde oy kullanamayacağınızı, böylece vatandaşlık görevinizi de yerine getiremeyeceğinizi, acizane hatırlatıyorum. Sağlıcakla kalınız.
küpe
Yükselip düşmektense olduğun yerde otur.
Çin atasözü
fıkra
Ne yapacaksın?
Avustralya'ya yeni gelen bir şantöz, arkadaşına anlatıyordu:
"Şimdi sigorta şirketinden geliyorum. Sesimi bir milyon liraya sigorta ettirdim."
Arkadaşı:
"Peki bir milyon lirayı burada ne yapacaksın?"
laflama
Ben öyle yaşamımı DOLU DOLU yaşadım desem yalan olur. Ama bak; sık sık DOLU'ya tutulduğum vakidir!
* Her güzel yarin, af buyrun bir hıyarı olur mu, olmaz mı?
* Hasretinden prangalar falan eskitmedim. Birkaç sevgili daha eskittim. Bak ben dürüsttüm!
* Devletimiz evlenene 10 bin TL verecekmiş. Uyanık Türk'ler karılarıyla yıl içinde; bir evlenip, bir boşanırlar tekrar evlenirler ki; yılda 7-8 kez 10 bin TL'yi cukka edebiliriz belki diye düşünürler!
İbrahim Ormancı'dan