• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Üç kültür elçisi Bademler’deydi ERKİN USMAN

Üç kültür elçisi Bademler'deydi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.02.2014, 00:00
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi - yazar Prof. Dr. Semih Çelenk, şair-yazar/ Şalom gazetesi İzmir Temsilcisi Avram Ventura ve kütüphaneci Recai Şeyhoğlu, geçtiğimiz gün Susuz Yaz filminin çevrildiği topraklardaydı.
Efsane Gümrük ve Tekel Bakanı Mahmut Türkmenoğlu'nun köyünde...
Muhtar Mehmet Uysal'ın kahvesinde, Talat Baran ve Ali Şiri'yle bir araya geldiler. Köyün tarihçesini ve tiyatro sevdalılığını konuştular.
***
Semih Çelenk, köy tiyatroculuğunda önemli bir isim.. Balıklıova'da tiyatrocu gençler yetiştiriyor. Bu alana kafa yoran bir halk öğretmeni.. Üniversitedeki görevinin yanı sıra köy çocuklarına ve gençlerine tiyatroyu sevdirmeyi amaç edinmiş gibi çırpınan bir akademisyen..
Bademler Köyü Tiyatrosu, topluca ziyaretin ilk adımı oldu.
Köylüye yıllar önce tiyatroyu sevdiren ilkokul öğretmeni Mustafa Anarat'ı burada saygıyla andılar. Çünkü burası Türkiye'nin ilk köy tiyatrosu.. Seyirci olmasa da sahneye çıkarak o tozu yutmayı ihmal etmediler.
***
10 bin kitaplı kütüphaneyi ziyaret edip kitapları incelediler. Arada bir kapanan, şikayet konusu olan kütüphaneye bakım yapılması konusunda görüş belirttiler. Kültür Bakanlığı'nın biraz ihmali olduğunu gözlemlediler.
Bademlerli arkeolog Musa Baran'ın bu köyde çocuk oyuncakları müzesi olduğunu biliyorlardı. Biliyorlardı ki, çocuk oyuncakları müzesi düşüncesinin mimarı Musa Baran'dı. Yanlarında da arkeolog Dr. Musa Baran'ın yeğeni vardı. Doğruca müzeye...
İki katlı bu müze Musa Baran'a ait bir evdi. Çocuklarda yaratıcı zekanın gelişmesinde oyuncakların rolünün büyük olduğunu düşünen Musa Baran, bunu müzede gösteriyordu. Yaptıklarıyla!..
Aslında bu müze, çevre köy ve ilçelerdeki öğretmen ve öğrenciler tarafından ziyaret edilmesi gereken bir kültür hazinesiydi. İl milli eğitim müdürlüğü ile il kültür müdürlüğü bu müzeyi mercek altına alıp ziyaretgaha dönüştürmeli ve tanıtımına katkıda bulunmalıydı. Musa Baran'ın Türkçe konusundaki duyarlığına tanık oldular. İsimlendirdiği objelere bakarak.. Döndürgeç, gibi...
* * *
Müzeden sonra köy mezarlığına yöneldiler. Şiir tarlasına... Bu mezarlıkta aşağı yukarı her mezar taşında Bademlerli'nin şiire olan yakınlığına tanık olunuyor. Şiir sanki yaşamlarının vazgeçilmezi... Ama tek isimlik mezar taşlarına da rastladılar. Öğrendiler ki, o isim Bademlerli vatandaşın oynadığı tiyatro oyunundaki rolü.. Yani... Kimi Bademlerli oynadığı rolün ismiyle toprağa verilmiş. Rolünü demek ki çok sevmiş!
Bademler'in mezarlığı ürkütmüyor. Soğuk değil... Nedenine gelince... Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun sözü... O söz, mezarlığın soğuk havasını yok ediyor.. "Yaşamak güzel şey" diyor. "Ama, sevdiklerinden ayrılmak zor!"
Mezarlık girişindeki hümanizma etkiliyor insanı.
Mahmut Türkmenoğlu'nun mezar taşındaki sadelikten etkilendiler. Koskoca Gümrük Ve Tekel Bakanının mezartaşında sadece "Mahmut Türkmenoğlu" yazıyor. "Bu kadar da sadelik fazla!" diye mırıldandılar.
Akıllarından geçeni şöyle dillendirdiler: "İzmirli vefa adamı Sancar Maruflu, bundan böyle anma listesine Mahmut Türkmenoğlu'nu da alıp her yıl mezarı başında bu efsane bakanı da anmalı. Deyişlerle, şiirlerle!"

küpe
Dünyada başarı kazanabilmek için aptal görünmeli, fakat akıllı olmalıdır.
Montesquieu

fıkra
Meksikalı çocuklar

Küçük Alphonse annesine sordu:
"Anne, benim çocuğum olabilir mi?"
Annesi şaşırmıştı.
"Hiç öyle bir şey olur mu? Bir daha bana böyle aptalca sorular sorma."
Bunu duyan Alphonse koşarak gitti ve küçük kız arkadaşını buldu:
"Tamam Julie, artık emin olabilirsin. Artık o dediğim yere gidebiliriz."

laflama
* Bizim ülke sanıldığı gibi PEDERŞAHİ falan değil dostlarım, KEDERŞAHİ yahu!
* Kadınların sabah diyete başlayıp akşama bozmalarına gerçeküstücülük yani SÜRREALİZM denir!
* Ölürsem kabrime gelme istemem. Bari orada azıcık kafamı dinleyeyim be kadın!
* Tehlikenin farkıda mısınız? Facebook'ta bir şeyler paylaştığımız kadar, eşimizle, çocuğumuzla bir şeyler paylaşamıyoruz!
* Facebook'ta herkes herkesi bir şeyler için davet ediyor. Bu devirde aç kalsan kimse seni sofralarına davet etmez hani!
İbrahim Ormancı'dan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA