"Çevrende mutlaka otizmli bir birey vardır. Bu gün onun kapısını çal. O'na küçük bir hediye al, bir sakız, bir içecek veya küçük bir çikolata... Ailesine "Nasıl oldu, iyileşecek mi?" vb. sorular sorma. "O'nu görmeye geldim" de sadece. "Biraz arkadaşlık etmeye". Annesi ya da babası zaten anlatacaktır sana... Biraz vakit geçir ama O'nun yanında otizmden konuşma, her çocuğa, her bireye davrandığın gibi davran. Sevgiyle yaklaş ve biraz tanı. Eğer seni yadırgarsa üzülme, geçicidir. Çok üstünde durma, seni takip edecektir. Hep gülümse ama, kalpten olsun. Bunu bir kaç kere daha yap, hayatının, düşüncelerinin nasıl değiştiğini göreceksin...
ANLAMLI ÇAĞRI
Bu anlamlı çağrının sahibi otizmli oğlu Cem ile yaşamını sürdüren gazeteci arkadaşım Zafer Oğuz Matoğlu... Otizmli bir birey yetiştirmenin inanılmaz bir sabır, özveri ve sevgi gerektirdiğini sık sık vurgulayan, zaman zaman da karşılaştığı sıkıntıları dile getiren Oğuz, geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım sitesinde duyurdu bu çağrısını. Bu beni inanılmaz etkiledi. Sizlerin de duyarsız kalmayacağına inanıyorum. Eğer varsa çevrenizde otizmli bireyler lütfen Oğuz kardeşimizin çağrısına kulak verin ve bu konuya duyarsız kalmayın. Çünkü iyilik, insanlar arasındaki kaynaşmanın yollarından biridir. İyilik, sosyal hayatın kurulması ve işlemesi konusunda son derece önemli bir ahlak kuralıdır.
Böyle mikroba can kurban
İzmirli sanatçılar "Bonzai"ye savaş açtı... Frm Tv Program Yapımcısı ve Sunucusu Mikrop Hikmet'in düzenlediği organizasyonda çok sayıda İzmirli müzisyen ve şairin de aralarında bulunduğu bir grup, Çeşme'de bonzai kullanımının artışına ve zararlarına dikkati çekmek için pankart açtı, davul eşliğinde dans etti. Sanatçıları bu duyarlılıklarından dolayı kutlarken, "Keşke her mikrop, Hikmet gibi olsa" demekten de kendimi alamıyorum...
Uyarı
Yılların CHP'lisi Mehmet Erdül, sosyal paylaşım sitesinde CHP'li Belediyeleri uyarmış. İşte o uyarı: "Daha evvelce, CHP'li belediye başkanlarının oturduğu koltuklara "Keskin" darbeler, akıl almaz "Tavuk Kaydıran Politikaları" ve "kadın-erkek eşitliğine aykırı olarak kadınlarımızı ikinci sınıf seçmen ve aday yerine koyan politikaları nedeniyle "Kadın Kontenjanı" aracılığı, Genel Merkez'de yakını bulunan veya "Hamili Kart yakınımdır, şu etkin kimliktendir" dayatması ile listeye konularak, AKP ve RTE karşıtı olduğu için oy veren İzmirlilerin oyları ile koltuğa oturan ve kendinden önceki CHP'li Belediye Başkanı döneminde işe girdiği için dışlanan partili çalışanları oradan oraya süren ya da temizlikçi, çöpçü yapmaya çalışan Belediye Başkanları sizi uyarıyorum...
O insanlar sizden önce de CHP'liydiler.
Siz seçim süresi dolduğunda gideceksiniz... Onların CHP'llliği sürecek. Ayıptır, yazıktır. Utanın..."