Onlar da farkı hissetti!

17. Avrupa Caz Festivali için İzmir'e gelen ve verdikleri konser ile dinleyicilerden tam not alan '6, Alps&Jazz' Grubu, İzmir'i ve İzmirlileri çok sevdiklerini ve ilk fırsatta yeniden gelmek istediklerini söylediler

RÖPORTAJ: MÜJGAN KULLE
Niels Klein, Florian Trübsbach, Federico Aluffi, Jeffrey A. Jam McGuire, Peter Heidl ve Matthias Schriefl, 17. Avrupa Caz Festivali için İzmir'e gelen ve verdikleri konserle büyük beğeni toplayan sıra dışı sanatçılar.
'Sıra dışı' diyorum çünkü konserlerini izleyip tek tek hepsini gözlemledim. İnanılmaz eğlenceli ve bir o kadar da sempatikler. Konser boyunca, hem eğlendirdiler hem de bize kelimelerle anlatılması güç bir bir müzik ziyafeti çektiler. Bu röportajı yapma kararını konser sonrası aldığımı da belirtmeliyim. "Bu eğlenceli sanatçılarla konuşmalı, onları tanıtmalıyım" diye düşündüm. İşte İzmir'i ve İzmirlileri çok seven '6, Alps&Jazz' ile yaptığım söyleşi...
* Öncelikle sizi okurlarımıza tanıtalım... Matthias sizden başlayalım mı?
MATTHIAS: Tabii... 1981 doğumluyum. Müzikle 5 yaşımda tanıştım. 7 yaşıma geldiğimde ilk trompet ve piyano derslerimi almaya başladım. 11 yaşımda ulusal 'Jugend Muzsiziert' yarışmasını kazandım ve dokuzuncu sınıfta okulun büyük orkestrasını yönetme görevi benim oldu... (gülüyor). 15 yaşımda Bavyera Caz Orkestrası ve Alman Genç Caz Orkestrası'nın en genç üyesi olmayı başardım.
17 yaşımda kurduğum 'Sidewinders' ile Almanya'nın 'Genç Cazcılar' yarışmasını kazandım ve ödül olarak ilk albümüm olan 'Die Bestie' yaptım. Sonra turneler geldi. Birçok ödül aldım. Birçok organizasyona katıldım. Ama en önemlilerinden biri WDR Bing Band gibi prestijli organizasyonlarda solist ve besteci olarak yer almamdı. Bunların dışında saymakla bitiremeyeceğim ve sizi sıkacak uzun bir biyografim var.(gülüyor)
MÜZİSYEN BİR AİLE
* O zaman sözü hemen Florian'a verelim...

FLORIAN: ...(gülüşmeler) Annem ve babam müzisyen. Doğal olarak ben de müzikle iç içe büyüdüm. 3 yaşımda keman çalmaya başladım. Sonra Tölzer Erkek Çocuklar Korosu'na kabul edildim. Koro üyesi olarak Herbert von Karajan, Claudio Abbado ve Lorin Mazel ile çalışma şerefine eriştim. Bağımsız olarak birçok orkestrada görev aldım. Çin ormanlarından Güney Afrika kumsallarına kadar her yerde saksafon çaldım. Hatta Avusturya'nın geleneksel ahşap flütünü çalmayı öğrenmek için Styrialı halk müzisyenleriyle haftalar geçirdim. Ve öylece Alp müziğine tutkum yeniden canlandı. Ayrıca Florian Bavyera Eyaleti Ulusal Kültür Ödülü aldım. Benden bu kadar... (gülüyor)
* Sırayla gidelim o zaman...
JEFFRIY: Wellington, Yeni Zellanda'daki Victoria Üniversitesi ve New York City'deki Manhattan Müzik Okulu'ndan derecelerim var. Köln Müzik Konservatuarı mezunuyum. Carla Bley, Django Bates, Ed Partyka, Westdeutsche ve Hessische Rundfunk Big Band'leri, Lalo Schiffrin, The King's Singers'la konserlerim oldu. Bunlar dışında Deutsche Kammerakademie Neuss ve birçok grup, orkestra, klasik ve modern topluluklarla sayısız performans gerçekleştirdim.
Federica: İtalyanım. Ailem klasik müzikle ilgileniyor. 6 yaşımda çello çalmaya başladım. 5 yıl sonra da fagota geçtim. 18 yaşımda dünyadaki en önemli iki fagot hocasının öğrencisi olmaya hak kazandım. Viyana'daki Milan Turkovic ve Berlin'deki Klaus Thunemann'ın... 2003 yılından beri Essen Filarmoni'nin baş fagotuyum. Almanya'da ve yurtdışında en önemli opera ve senfoni orkestralarının bazılarıyla çalışma fırsatım oldu. Açıkçası 2008'de asıl tutkumun caz ve saksafon çalmak olduğunu anladım...
* Siz Peter?
PETER: Köln Humboldt Müzik Okulu mezunuyum. Bugüne kadar birçok kültürün müziğini inceleme imkanı buldum. Örneğin İran'dan Ebi&Darish, Türkiye'den Cem Karaca, A.B.D.'den Marla Glen ve Fransa'dan Cirque Bouffon dahil olmak üzere, ünlü müzisyenlerle çalışma imkanı buldum. Birçok turneye katıldım. Ayrıca Tom Jones, Cliff Richard ve Schröder gibi birçok ünlü sanatçıya da çalma fırsatı buldum. Kardeşim Brahm ile 'Brother to Brother'ı yaptık. Yapımcı olarak da birçok radyo ve televizyonda çalıştım.
* Kapanışı Niels ile yapıyoruz...
NIELS: Peter Erskine, Vince Mendoza, Nils Wogram, Underkarl ve Albert Mangelsdorf dahil birçok grup ve müzisyenle sahneye çıkma onuru yaşadım. Caz ve klasik besteler yapıyorum. Hepsi de önemli isimlerce icra edildi. 2008 yılında düzenlenen Avrupa Turnesi'nde Avrupa Caz Orkestrası'nın bestecisi ve şefiydim. Ayrıca NDR BigBand ve The Bu JazzO ile de çalıştım. North-Rhine-Westphalia eyaletinden bir devlet ödülü aldım. Aynı zamanda Osnabrück Tatbiki İlimler Üniversitesi'nde Caz Teorisi Kompozisyon ve Aranjman öğretmenliği yapıyorum.
9 AYLIK BEBEK
* Genel olarak hep farklı gruplarla çalışmışsınız... Peki nasıl bir araya geldiniz? Grubun kurucusu anlatsın...

MATTHIAS: 9 aydır bir aradayız. Açıkçası böyle bir grup kurmak, daha doğrusu bir araya gelmek hep aklımdaydı. Grup üflemeli çalgılardan oluşmalı, ahşap ve metal üflemeliler bir arada olmalıydı. Açıkçası bu beni zorlayan en önemli detay oldu. Çünkü ikisini de çalabilen müzisyenler bulmak gerçekten çok zordu. Birkaç arkadaşı önceden tanıyordum. Ama diğerlerini araştırmalar ve tavsiyelerle bulabildim. Sonra '6, Alps&Jazz' çıktı ortaya. Günden güne birbirimizi ve müziğimizi daha iyi tanıyoruz. Müziğimiz gelişiyor, çünkü herkes kişiliğini ve ruhunu katıyor.
* Henüz bebek olan bir grupsunuz desenize..
JEFFRIY: Evet... Ve biz o bebeği hayata getirdik, şimdi de ağır ama emin adımlarla büyütmeye çalışıyoruz.
ENERJİ ALIŞVERİŞİ
* Gelelim çok konuşulan konserinize... Büyük keyif alarak izlediğim bir müzik şovu olduğunu söylemeliyim. Özellikle de çok eğlendiğimi...

MATTHIES: Buna çok sevindim. Bizim de amacımız dinletirken eğlendirmek aslında... İnsanları klasik kalıplar içine sokmayı sevmiyoruz. Sahneye çıkıp sonuna kadar aynı yerde sabitlenmeyi ya da somurtmayı da... Bu yüzden de elimizden geldiğince rahat olmaya çalışıyoruz sahnede.
* Gerçekten de sürekli hareket halindesiniz... Bunu biraz da dikkatlerin dağılmasını engellemek için yapıyorsunuz, öyle değil mi?
FLORIAN: Evet...(gülüyor) Hem çalıyor hem sahnede dolaşıyoruz. Kimi zaman çapraz, kimi zaman dairesel turlar atıyoruz. Hareketlilik bizim için de oldukça eğlenceli aynı zamanda.
* Repertuvarınızı konuşalım biraz da...
NIELS: Daha çok Alplerden ve onların halk müziğinden esinlenerek ortaya çıkardık repertuvarımızı. Modern armoni ve ritimlerin bir arada olduğu Alp halk şarkıları ve kendi yaptığımız besteler...
Şunu da söylemek istiyorum, ahşap üflemelilerle caz yapan tek grubuz. Hele ahşap ve metal üflemeliler bir araya gelince ortaya mükemmel tınılar çıkıyor. Eminim bunu tüm dinleyenler fark etmiştir.
"İnsanlarınız çok sıcak kanlı"
* İzmir'e bu ilk gelişiniz mi?

MATTHIAS: Benim ikinci, ama arkadaşlarımın ilk gelişleri...
* Nasıl buldunuz şehrimizi...
JEFFREY: Henüz fazla gezemedik ama insanlarının samimiyeti ve pozitif enerjisi anında hissediliyor. Böyle büyük bir şehirde yaşayanların bu denli sıcak olabilmesi çok enteresan doğrusu. Hayli şaşırdım ancak bir o kadar da sevdiğimi söylemeliyim...(gülüyor)
MATTHIAS: Jeffrey'e katılıyorum. İnsanları çok sıcak ve içten. Bu bizim oralar için pek geçerli değil... Seyirci de öyle... Örneğin bizim toplumumuzda hayranlık derecesinde bir beğeni söz konusu olmaz. Türkiye'de bu çok farklı bir boyutta. İnanılmaz bir sevgi seli ve sahiplenme söz konusu. İzleyici çok farklı.
PETTER: Verdiğinizin karşılığını anında alıyorsunuz. Sahne üzerinde enerji alışverişi yaşanabiliyor. Bu çok önemli bir detay.
Her biri birkaç enstrüman çalıyor
* Hepiniz üflemeli enstrümanlar çalıyorsunuz.. Kim neler çalıyor?

NIELS: Ben bariton saksafon, kontra-alto klarnet ve klarnet çalıyorum.
FLORIAN: Alto saksafon, flütler, klarnet ve obua..
* Ya siz beyler?
FEDERICO: Fagot ve saksafon.
JEFFREY: Boru ve çoban borusu.
PETER: Tenor saksafon, flütler, klarnet ve perküsyonla ilgileniyorum.
* Matthias?
MATTHIAS: Ben de trompet, flugelhorn, tuba, çoban borusu, lider ve stilist...
BERLİN'DE TÜRK MÜZİĞİ
* Türk müzisyenlerini ve müziğini nasıl buluyorsunuz?

FLORIAN: Berlin'de Türklerin yaşadığı bölgelerden geçerken inanılmaz müzik ziyafetleri yaşadığımı söylemeliyim. Hatta arkadaşlarıma oralardan geçmelerini tavsiye ederim. Şarkılarınız kıpır kıpır. Türk müziği kendini anında fark ettiriyor.
* Hedefiniz ne?
JEFFREY: Birlikteliğimizi sağlamlaştırmak ve emin adımlarla ilerleyip müziğimizi dünyaya duyurmak.
* Eminim bunu başaracaksınız... İlk fırsatta sizi tekrar bekleriz...
MATTHIAS: Emin olun geleceğiz...(gülüşmeler)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.