“Yazmanın da matematiği var”

ERCAN AKGÜN

Mam'Art Tiyatro'nun kurucusu ve oyuncu Feri Baycu Güler, ilerleyen teknolojinin tiyatro seyircisini azaltmak yerine tam tersine artırdığını düşünüyor. Tiyatronun artık az kazandıran gönül işi olmaması gerektiğini ifade eden Güler, "İki kalas bir heves zamanları eskide kaldı. Çünkü biz çok iyi işler yapıyoruz. Bazı oyunlarımız yurt dışında önemli başarılara imza atıyor" diyerek tiyatrolara gereken önemin verilmesi gerektiğini söyledi. 5-6 yıl öncesine nazaran seyirci sayısının daha da arttığını belirten Feri Baycu Güler, "Şimdi televizyonun kalitesi aşağı düştükçe tiyatronun kalitesi daha yukarı çıkıyor. Televizyonda yapılan işleri yadırgamıyorum. Ama seyirci televizyonda gördüğü oyuncuyu tiyatro sahnesinde de görmek için geliyor oyunlara. Çünkü tiyatro canlı bir mecra" yorumunu yaptı.

İZMİR'İN HER ŞEYİ GÜZEL

İzmir'de en son ne zaman oyun sergilediniz?

Geçtiğimiz aylarda 2 tiyatro oyunu için İzmir'e geldik.
Tennessee Williams'ın aile dramı olan 80 dakikalık "Kızgın Damdaki Kedi" ve Eve Ensler'in yazdığı "Nereye Gitti Bütün Çiçekler".

İzmir'de nasıl karşılanıyorsunuz?

Bu kentin seyircisi çok kıymetli.
Çünkü tiyatrolar İzmir seyircisinin bakış açısına, aydın kimliğine, hayattaki duruşlarına çok güvenir. Bu kentte yemek-içmek, gezmek, havasını solumak her şey çok güzel.
Tiyatrolara da destek verilmeli.
Onca masrafı göze alıp gelemezler yoksa. Bu güzel şehrin moda alanında önde gittiğini görüyorum ve çok mutlu oluyorum.
Ama bütün bunlar kültürle beraber olursa bir bütün haline gelir.

Teknoloji, tiyatrolara nasıl bir etki yaptı?

Bence tiyatroya artı katkı sağladı.

Çoğu insan bunun tersini söylüyor.

Ben öyle düşünmüyorum.
Hatta son zamanlarda Türkiye'de seyirci sayısının çok arttığına inanıyorum. Yaptığımız işlerin kalitesi artık çok yükseldi ve seyirci bunun farkına varmaya başladı. Bundan 5-6 sene önce seyirci sayısı belki daha azdı. Şimdi televizyonun kalitesi aşağı düştükçe tiyatronun kalitesi daha yukarı çıkıyor. Dizilerde olduğu gibi tiyatroda hemen keşfedilmeniz mümkün değil. Ama seyirci televizyonda gördüğü oyuncuyu tiyatro sahnesinde de görmek için geliyor oyunlara. Çünkü tiyatro canlı bir mecra.

OYUNCULUK OKULU
Yeni yetenekleri keşfetmek için bir yönteminiz var mı?

Mam'Art bünyesinde bir okulumuz var. Orada hem sıfırdan öğrenci yetiştiriyoruz hem de oyunculuk okulu mezunu arkadaşlara farklı atölyeler yapıyoruz.

Sizin tiyatro geçmişiniz hangi tarihe dayanıyor?

1999'da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'ndan mezun oldum. Fakat sonra bir süre ara verdim.
O dönemde de turizm işiyle uğraştım. 5 dil konuştuğum için bana uygun bir sektördü.
Halen eşimle ikimizin bir turizm şirketi var. Ben çift meslekliyim; Hem tiyatrocu hem de turizmciyim.

Türkiye'de tiyatro senaryolarını yazan kitle çok az. Neden bu konuda gerideyiz?

Yazı yazmak sadece içine doğduğu için yapılan bir eylem değildir. Yazı yazmanın bir matematiği vardır ve öğrenilen bir şeydir. Mutlaka bir ilham perisiyle başlar.
Ama bir okulu ve öğrenme biçimi vardır. Bazılarını tenzih ederek söylüyorum, bizde altı çok boş şeyler yazılıyor.
Bazen konunun belli bir yerinde kalıyor insanlar.
Zaman ayırmak, uğraşmak ve üstüne yatırım yapmak gerek.
Bence müthiş genç yazarlar var. Ama kısıtlı kalıyorlar.
Sadece yerel olsun diye bir hikaye yazılmaz. "Ben İzmirliyim, İzmir'den bir hikaye yazacağım" diye senaryo hazırlanmaz. Onun mutlaka her tarafının dolu olması lazım. Yazabilen insanların teşvik edilmesi gerek.

MAM'ART'I KENDİM BAŞROL OYNAMAK İÇİN KURMADIM

Mam'Art Tiyatrosu'nu kimler kurdu?

Tek başıma ben kurdum ama Tuğrul Tülek ile gönül ortaklığı yaptık. Ben çok uzun zaman ayrı kalmıştım tiyatrodan, o bana çok destek oldu.
Eşimin de maddi ve manevi desteği çok büyüktür. Tiyatronun adını da kızım koydu.
Mam'Art bir kumpanya. Bize destek olan bütün oyuncular bu kumpanyanın bir parçası.
Bir kere bile oynamış olsalar da farketmez. Ben bu tiyatroyu kendim başrol oynamak için kurmadım. Hatta bu sezon bir oyunda yokum bile.
İyi oyuncular, iyi oyunlar, iyi yönetmenler, iyi ışıkçılar, iyi dekorcular için kurdum.