Dünya Nasreddin Hoca’ya hayran

GÜRKAN ERTAÇ

Nasreddin Hoca sadece Türkiye'de değil dünyada bir efsane. Fıkra ve latifelerinin toplandığı eserler Batı dillerine çevrilmiş ve fıkraları geniş şekilde yer almıştır. Özetle Hoca, dünyayı güldürmüştür ve güldürmeye devam ediyor. Londra'da British Museum'da, Haza Terceme-i Nasreddin Efendi Rahme başlıklı yazma eser var. Ayrıca, Letaif-i Nasreddin Hoca adlı eserde başka nüktelerine yer almıştır. Pierre Mill'in Nasreddin et son epouse adlı kitabı, Edmond Savussey'in La litteraturi Populaire Turque adlı eserleri önemlidir.
SIRPLAR DA NASREDDİN HOCA'YI SEVER
Nasreddin Hoca fıkra ve hikâyeleri Sırpça'da çıkan birçok dergi ve derlemede yayımlanmıştır. Ancak, Nasreddin Hoca fıkraları ve şakalarını içeren, en geniş kapsamlı derleme ünlü Sırp yazar, Belgrad Üniversitesi Filoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Stevan Sremac tarafından hazırlanmıştır.
Sremac, hiç Türkçe bilmediği halde, fıkraları toplayıp Hoca ile ilgili halk hikâyelerinden ilhamla anlamlı bir dil yaratır ve namı Türkiye'nin sınırlarını bir hayli aşan bu mizahi tip karakterinin havasını hakettiği şekle sokmuştur. Bu haftaki geyikleri de saygıyla anarak büyük üstada ayırıyoruz:
HALİNDEN ŞİKAYET ETME
Karısı ve dört çocuğuyla beraber tek göz evde yaşayan bir adamı ziyarete giden Nasreddin Hoca halinden şikayet eden ve "Bu küçücük evde yaşanır mı?" diyen adama, kendisine yardım edeceğini ama öncelikle bir şartı yerine getirmesi gerektiğini söyler. Adam hemen kabul eder ve sarılıp hocanın ellerini öper. Hoca, adama eşeğini, keçisini ve tavuklarını da evin içine almasını ve haftaya kendine gelmesini söyleyince adam önce buna şaşırsa da "Hoca'nın bir bildiği vardır" deyip çaresiz kabul eder. Ertesi hafta gelen adam, "Bir haftada canıma tak etti bu hayvanlarla hocam, ne yapacağız şimdi" der. Hoca gayet sakin, eşeği evden çıkarmasını ve haftaya tekrar gelmesini söyleyip adamı gönderir, diğer hafta keçiyi sonra da tavukları evden çıkarttır. Sonunda adam gelerek: "Allah senden razı olsun hocam sanki dünyaya yeniden doğmuş gibi oldum. Bu ev bana yeter. Şikayet etmem artık"
HAYALİMDEKİ ÇORBAYI BİLE GÖRÜYORLAR
Nasrettin Hoca'nın bir gün canı çorba içmek istemiş, "Üstüne nane ekilmiş bir tas çorba olsa da içsem" diye hayal kuruyormuş. Tam bu sırada evin kapısı çalınmış. Komşunun çocuğu elinde çorba kasesi ile çıkagelmiş, ve hocaya: "Hocam annem çok hasta, bir tas çorba verecekmişsiniz" demiş. Bu istek karşısında şaşırıp kalan hoca, "Benim komşular da amma uyanık. Hayalimdeki bir çorbanın bile kokusunu alıyorlar" demiş.
SEN DE ÇEKTİR RAHAT ET
Gözü ağrıyan birisi Nasrettin Hoca'ya rastladığında şikayet etmiş, bir çare bulmasını istemiş. Hoca, biraz düşündükten sonra, "Valla demiş. Ne diyeyim, geçenlerde benim dişim ağrımıştı, çektirdim de kurtuldum..."
VERMEYE GÖNLÜM YOK
Komşunun biri Hoca'dan ip ister. Hoca içeri girip çıkar olumsuz bakar, "İpe un serilmiş" der. Komşu hayretle başını sallar: "Öyle mi Hoca!
Nasıl olur da ipe un serilir?" Hoca, buna karşılık şöyle cevap verir: "Ben onu ödünç vermek istemedikçe her şey mümkün!"
TANRI MİSAFİRİ
Hoca bir gün evinde uğraşırken, gücü kuvveti yerinde fakat utanmadan aylak aylak gezen bir adam, Hoca'nın kapısını çalar ve "Tanrı misafiriyim beni kabul et" der. Hoca elindeki işini bırakıp "Benimle gel" diyerek adamı Akşehir'in merkezine getirir ve camiyi işaret ederek: "Sen yanlış kapıyı çaldın adamım. Eğer tanrı misafiriysen bak işte tanrının evi orası!"
BÖYLE İŞE BÖYLE BAHŞİŞ
Hoca bir gün hamama gider. Hamamcılar onunla hiç ilgilenmez, eski bir peştamal, yırtık bir havlu verirler. Hoca sesini çıkarmaz. Hamamdan çıkarken uzatılan aynaya yüklüce bir bahşiş bırakır. Hamamcılar şaşırır, mahcup olur. Bir hafta sonra aynı hamama geldiğinde, bu kez büyük ikramlar görür, fakat çıkarken aksine pek az bir bahşiş bırakır.
Hamamcılar tepki gösterir, "Efendi. Gösterdiğimiz o kadar ilgiye, saygıya karşı bu kadarcık mı bahşiş verilir?" Hoca gayet sakin, "Bugün verdiğim, geçen haftanın bahşişiydi.
Geçen hafta verdiğim de bugünkü hizmetinizin karşılığıydı. Böylece ödeştik"der.
BENİ GÖTÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bir gün Nasrettin Hoca'ya, "Hocam bal ile sirke uyuşmaz" derler.
Hoca, "Nasıl uyuşmasın" der ve gider yarım okka bal yer, yarım okka da sirke içer. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar. "Bal ile sirke birbiri ile anlaşamadı değil mi?" Hoca mertliği elden bırakmaz:
"Yoo, onlar anlaştılar anlaşmasına da, şimdi beni aradan çıkarıp öbür tarafa göndermeye çalışıyorlar" der

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.