Terk edilmişlerin koruyucu melekleri

İzmir'in Kaklıç Köyü'nde bir okulda görev yapan Çomak, yaşadığı bölgede ölüme terk edilmiş köpek sayısının çok fazla olduğunu görünce bu konuda harekete geçti. Önce okul çevresindeki köpekleri beslemeye başlayan Nimet Çomak, daha sonra tarlalara ve yol kenarlarına terk edilen köpeklerin büyük travmalar ve acılar yaşadığını fark ederek onlara yardım eli uzattı. Bu köpeklerden bazıları onu hiç bırakmak istemedi. Aralarında oluşan duygusal bağı görmezden gelemeyen Çomak onlar için daha kalıcı önlemler almaya karar verdi.
DOĞAYLA İÇ İÇE ARAZİ
Önceliği travma yaşayan, yaralı ya da hasta olan köpeklere veren Çomak, onları gerekli tedavilerini yaptırdıktan sonra günlük ücretli bir pansiyona yerleştirdi. Bir süre sonra pansiyona koyamaz hale gelince de özgürce koşturabilecekleri, yiyeceğe ve suya kolayca ulaşabilecekleri bir çiftlik kurmaya karar verdi. Bunun için yer arayışına giren Çomak, uzun uğraşlar sonucu Kemalpaşa Damlacık Köyü'nde doğayla iç içe bir arazi buldu. Bu araziyi satın alabilmek için yeterli parası olmayan Çomak, bankadan 100 bin lira kredi çekti ve arsayı aldı. İş, arsayı almakla bitmiyordu. Buraya hayvanlar için barınak, köpek kulübeleri ve düzenli olarak mama tedariğinin sağlanması gerekiyordu. İşte bu noktada Çomak'ın arkadaşları Özlem Örsel ve Mehmet Levent Ünal devreye girdi. Londra'da yaşayan Örsel, köpekler için yuva desteğinde bulunurken Ünal ise mama yardımı sağlıyor. Ünal, orduda 11 yıl görev yapmış eski bir bomba imha uzmanı. Şu anda ise özel bir sivil havacılık firmasında ikinci pilotluk yapıyor. Aynı zamanda astroloji danışmanı olan Mehmet Levent Ünal, internet üzerinden hizmet verdiği danışanlarının, ücretlerini mama olarak ödemesini sağlıyor.

Yavrular o kadar tatlıydı ki sıcacık karınlarına küçük patilerine dokunmak bana ilaç gibi geldi.
TABAKLAR BOŞ KALMIYOR
Böylece Kaklıç'ta ve Damlacık'taki köpeklerin mama tabakları hiç boş kalmıyor. Şimdi Kaklıç'tan getirilen 15 köpek Damlacık'taki barınakta özgürce yaşıyor. 30 köpeğin daha geleceği çiftlikte yaşayan köpeklerin birbirlerine alışmasını sağlamak için de her gün bir köpek eğitmeni uğruyor. Çomak ve Ünal da yaşadıkları Menemen'den her gün 55 kilometre yol yapıp Kaklıç'a gelerek köpekleri kontrol ediyorlar.

"VİCDANIMIN SESİNİ DİNLİYORUM"
Bu süreçte kendisine yol gösterenin Ergün Arıkdal'ın bir cümlesi olduğunu söyleyen Nimet Çomak, "Kendisi bana 'İnsanın hayattaki amacı mutlu olmak değil, vicdanının sesini duymaktır' dedi. Vicdanımın sesini duyup gereğini yaptıkça mutlu hissetmeye başladığımı hissettim" diye konuştu.

HACER ÖNOĞLU ÜLGER / FOTOĞRAFLAR: MERT ALPDÜNDER