Türkiye’nin San Sebastian’ı Toscana’sı Urla oluyor

"Bir güvercin gibi ak/ O gizli kıyıda/ Susadık öğle üzeri: Ama tuzluydu sular." İzmir'in Nobel Edebiyat ödüllü şair-yazarı Yorgo Seferis Urla sevgisini özlemini bu dizelerle dile getirmiş. Hipokrat'ın, Galen'in nefes aldığı bu coğrafyada Tanju Okan, Neyzen Tevfik, Şadi Çalık gibi Türk Edebiyatının ve Müziğinin önemli isimleri de Urla'da yaşamış. Urla'da yaşayan Necati Cumalı, gerçekçi ve duru ve güzel Türkçesiyle yazdığı her şeyde, Ege topraklarının kokusunu Urla sevdasını, sevgisini dile getirir. Yaşar Kemal'in ifadesiyle "yaşlanmaz şair çocuk" Necati Cumalı yaşadığı topraklarda silinmezler izler bırakır. Sanatın ve sanatçının bereketli toprakları Ege, başka bir kültüre sahiptir. Toprağı, iklimi, insanı, kültürel özellikleriyle her zaman dikkat çekmiş, merak uyandırmıştır. Kimine göre bir sevdadır bir sevgilidir, kızgın güneşi, toprağı, insanı ile aşktır.

RUHUNU KORUYOR
Yemyeşil baharı cıvıl cıvıl bir yazı ile Urla, Ege'nin inceliklerini, naif sakinliğini yaşayabileceğiniz son birkaç adresten biri. Doğanın sunduğu zenginlikleri avantaja çevirirken kendi ruhunu da korumayı başaran bölge, özellikle son birkaç yıldır sahip olduğu gastronomi potansiyelini hızlı adımlarla zirveye çıkarmayı başardı. Bugün hem parmak ısırtan şef restoranları hem de muhteşem manzaralara hakim bağ rotasıyla, Avrupa'nın turist akınına uğrayan ünlü kasabalarını aratmadığını söylemek mümkün. Bu hafta şehirden kaçışların en huzurlu ve en dingin adresi Urla ile huzurlarınızdayız. Kendinize keşfedecek, köşe bucak gezecek, stresinizi, yorgunluğunuzu üstünüzden bir güzel atacak bir rota arıyorsanız Urla'dan başkasına gönül vermeyiniz. Son dönemde dünya starlarının da tercihi olan Urla'da aşk ile başlayan mutfak yolculuğundan ortaya çıkan çok keyifli, lezzetli bir mekan olan Fırın Vourla'dayız. Urla Sanat Sokağı'nda eski bir Rum fırınını satın alıp restore ederek 10 yıl burada hizmet vermişler. Binanın kökeninde 150 yıllık bir tarih yatmakta 10 yıl boyunca cafe fırın olarak burada hizmet vermiş. 10 yıl Urla Sanat Sokağı'nda faaliyet gösterdikten sonra Urla İskele sahilde denizin kenarında muhteşem deniz manzarası eşliğinde çok özel bir mekan ortaya çıkmış. Her detayı özenle düşünülmüş tasarlanmış harika bir konsept. Urla'nın sakinliğini, dinginliğini denizin muhteşem manzarasında deniz esintisini, iyot kokusunu genzinizde hissettiğiniz yalın dekorasyonu özenli servisi, enfes lezzetleri ile harika bir mekan Fırın Vourla. 100 kişilik bir mekan sabah 11.00 açılıp gece yarısı 01.00 gibi kapanıyor. Öğlen akşam ve özel çeşit tatlı servisleri bulunuyor. Bazı mekanlar bir sevgiden aşktan yola çıkarak ilmek ilmek dokunarak sevgi ile büyürler. Buranın hamurunda dostluk sevgi vardır, samimiyet yaşanmışlıklar hikayeler vardır. Bunu hissedersiniz buradan çok güzel eserler lezzetler yeni keşifler ortaya çıkar. Ben bu tür mekanların gelişmesini işini sevgi ile hak eden yenilikler ortaya koyan mekanların gelişmesini önemsiyorum. Fırın Vourla böyle bir mekan sahibi her şeyi hayatını buraya adamış işini sevgi ile tutku ile yapan çok özel bir isim Özlem Yucal.

PSİKOLOG ŞEF
Özlem Yucal... Ege Üniversitesi Psikoloji mezunu...Mesleğini zorunlu hizmetlerini tamamladıktan sonra yapmamış. Kendisini çok sevdiği mutfağa adamış. Ortaya çok güzel bir hikaye ve lezzet çıkmış. Urla'ya yerleştikten sonra ilk olarak ilk olarak tatlı yapmaya başlamış. Buna daha sonra yemekte eklenmiş. Mutfağı çok sevmiş Özlem hanım. Yıllarca Urla Sanat Sokağı'nda hem tatlı hem ana yemek restoranda tek başına çalışmış. Bu mutfak yemek sevgisi ailenin kültüründen almış. Boşnak bir ailenin çocuğu, aile kültüründe mutfağında görerek sevmiş yaşatmış. Cafe diye başlamış tüm mutfağında tek şef olarak çalışmış.

FIRINDAN LOKANTAYA
Fırın Vourla'da ne yenir? Öncelikle başlangıç ve çıkış noktaları olan efsane tatlılarına mutlaka yer bırakınız. Burada bütün lezzetler çok özel, aynı standartta ve Fırın Vourla kalitesinde. Ürünler sipariş üzerine yapılıyor, hiçbir ürün önceden hazırlanmıyor. Et konusunda çok iddialı olmalarına rağmen ben ızgara levreklerine ve karideslerine bayıldım. Tabii bir de çok çalışılmış özenle hazırlanmış salatalarını denemenizi tavsiye ederim. Başlangıçlar; peynir ve şarküteri tabağı, elma dilim ve parmak patates. Soğuk mezeler; mevsimine göre değişmekte olup cevizli kabak kavurma, fesleğenli levrek marin, acılı sıcak salata, fava, patlıcan ezme, şakşuka, çerkez tavuğu, hardallı patates salatası, narlı kuru börülce ve muhammara. Ara sıcaklar; Levrek simit, karides mantı, kuru patlıcan dolması, şevketi bostan, karides çeşitleri, deniz mahsullü böreği, gemici böreği, kalamar ve kalamar çeşitleri. Ana yemek; kuzu incik, şevketi bostanlı levrek, dana şaşlık, et üzerine çok çeşitleri var ve çok başarılılar. Balıkta dil şiş somon ve ızgara levrek var. Talep olması üzerine vegan yemekler de sunulabiliyor. Özlem hanım o menüye de hakim. Tatlı ; Fırın Vourla tatlıları ile ünlenmiş, efsane tatlıları var. Efsane brovnisini klasik, vişneli ve beyaz çikolatalı olarak mutlaka tatmanızı öneririm. Yine profiterolü harika, San Sebastian mutlaka denenmeli. 10 farklı çeşit kek çıkarıyorlar. Gündüz menüsünde pizzaları harika. Urla'nın yerel halkından şef, işin başında hamurunu kendisi açıyor. Harika çok beğendim. Jale Suşi: Geçen yaz açılmış 150- 200 kişilik bir mekan kokteylleri var ama ana mutfak şusi üzerine kurulmuş. Fırın Vourla'nın yan mekanı muhteşem manzarada.

Son söz; Bu coğrafya, son dönemde gastronomi destinasyonu olarak öne çıkmaktadır. Türkiye'nin San Sebastian'ı Toscana'sı olma yolunda ilerleyen Urla, gastronomide yeni nesil işletmelerle bir adım öne geçmektedir. Fırın Vourla'da Urla'nın çok özel mekanlarından birisidir. Gastronomimize yemek kültürümüze katkılarından dolayı Özlem Yucal ve Fırın Vourla ailesine teşekkür ediyor bu lezzet yolculuğunda başarılar diliyorum.

SEZER ALTAN / LEZZET DURAKLARI