Fethiye’nin radyo huzurevi

Fethiyeli mobilyacı Aziz Çetinkaya radyolar için huzurevi gibi düzenlediği sergi salonunda 70-80 yaşındaki cihazları sergiliyor. Onların bakımlarını yapan Çetinkaya’nın lambalı, çantalı, ahşap kasalı ve masa üstü olmak üzere 100’ü geçkin nostaljik radyosu var.

Fethiye'nin Çarşı Caddesi'nde mobilya satışı yapan ve çocukluğundan beri eski radyolara merak duyan Aziz Çetinkaya (68), topladığı radyoları iş yerinin 3. ve 4. katında "Radyo Huzurevi" adı verdiği salonda sergiliyor. Çetinkaya'nın koleksiyonunda 1940'lı yıllarda üretilen lambalı, çantalı, ahşap kasalı ve masa üstü nostaljik radyolar da bulunuyor.


İLGİSİ 6 YAŞINDA BAŞLADI
Sergi salonunu gezmeye gelenlere radyoların hikayelerini anlatan Çetinkaya, babasının 5-6 yaşlarındayken evlerine aldığı radyoyu çok sevdiğini, daha sonra radyonun başka birine verildiğini anlattı. O yıllardan itibaren radyo merakının başladığını belirten Çetinkaya, ilk radyosunu 1980'de İzmir'deki bir bit pazarından aldığını ifade etti. Aziz Çetinkaya, "Kocaman bir radyoydu. İlk radyomun ardından gittiğim yerlerde eski radyoları toplamaya başladım ve şimdi 100'ü geçkin radyom var. Koleksiyonumu 9 yıldır iş yerimde sergiliyorum. Meraklıların görmesi ve nostaljik zaman geçirmesi beni mutlu ediyor" şeklinde konuştu.


Muhabirimiz Erdoğan Cankuş da radyolarla yakından ilgilendi.
HEPSİ ÇALIŞIR DURUMDA
Çetinkaya, yeni neslin cep telefonu ve tabletle uğraşmaktan radyoların kıymetini bilmediğini, orta yaş ve üstü kişiler için ise radyonun çok şey ifade ettiğini dile getirdi. Radyolarına çocukları gibi değer verdiğini dile getiren Çetinkaya, "Bakımlarını mutlaka yapıyorum. Çalışmayan radyom yok. Çalışmayan radyoları tamir ediyorum. Üç çocuğum var. Çocuklarıma nasıl bakıyorsam, radyolarıma da aynı özenle bakıyorum" diye konuştu. Koleksiyonundaki 100 radyo arasında 70-80 yıllık olanların da bulunduğunu anlatan Çetinkaya, şunları dile getirdi: "İş yerimde 'Radyo Huzurevi' adı altında sergi salonumu tanzim ettim. Toplamak biraz zor oldu. Çok sevdiğim için alırken fiyatını da gözümde büyütmedim. Zaten çok büyük rakamlar da olmadı. En pahalısını bin liraya aldım. 20, 30, 50 liraya aldıklarım da oldu. Eski tahta kasa, yaşlı radyoları bulmak çok zor. Siz istekli ve arzuluysanız bir şekilde buluyorsunuz. Her gittiğim şehirde arka sokakları, eskicileri, bit pazarlarını ve hurdacıları gezdim. Derken radyoları bir araya getirdim.


■ ERDOĞAN CANKUŞ

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.