İş dünyasında gelecekle ilgili risklerin, fırsatların, kurumsal stratejilerin ve uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi konuları büyük bir önem taşımaktadır. Ayrıca yeni teknolojiler ve gelişmeler göz önünde bulundurularak kuruluşların rekabet gücünün ve yönetim kültürünün sürekli güncelleştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle şirketler ve kuruluşlar sadece günlük işleri sürdürerek başarılı olamamaktadır. Uzun vadeli öngörüler, yeni tasarımlar, maliyet düşürücü önlemler, müşteri memnuniyeti ve insan kaynaklarına yatırım konuları her geçen gün daha çok önem kazanmaktadır.
Rekabet Alanlarının Çeşitliliği
Türkiye'nin ihracatının çoğunluğunu ana sanayi kuruluşlarının bulunduğu Avrupa Birliği ülkelerine yapılmaktadır. İçinde bulunduğumuz yıllarda uluslararası pazarlarda birtakım belirsizlikler göze çarpmaktadır. Ülkemizdeki şirketler ancak yeni teknoloji yatırımlarıyla ve uluslararası standartlara uygun yeni ürün tasarımlarıyla başarıya ulaşabilecektir. Uluslararası pazarlarda kuruluşlar yeni teknoloji ve otomasyon uygulamalarıyla verimliliklerini ve üretim kapasitelerini artırmaya çaba harcamaktadır. Ülkemizde şirketlerin uluslararası rekabetle baş edebilmeleri ve dış ticaret dengesinin kurulabilmesi ekonomimizin en önemli konuları arasında yer almaktadır.
Bu nedenle öncelikle ekonomimizin rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini artıracak yeni teknolojilere yatırım yapılması ve katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin artırılması gerekmektedir. Ülkemizde istihdam sorununun çözümünde ve daha dengeli gelir dağılımının gerçekleşmesinde şirketlerin ve kuruluşların sahip olduğu rekabet gücü önemli bir rol oynamaktadır. Rekabet alanlarının çeşitliliği sadece sanayi ürünlerini değil, tarım, hayvancılık ve çeşitli gıda ürünlerini, ticaret, hizmet ve sağlık sektörlerini de kapsamaktadır. Şirketler ileriyi görememekten ve uluslararası rekabette geride kalmaktan dolayı başarıya ulaşma konusunda zorluk çekmektedir. Kısa vadeli hedefleri birbirine ekleyerek uzun vadeli hedefler belirlenememektedir. Artık şirketler gelecekle ilgili projelerini bugünden planlamak ve uzun vadeli hedefler için stratejiler geliştirmek zorundadır.
Katma Değer Yaratmayan Süreçler
İş dünyasında üretim fireleri, hareket görmeyen yarı mamul ve bitmiş ürün stokları, katma değer yaratmayan süreçler, çalışan bireylerin yaptıkları işlerde sürekli gelişme sağlayamamaları ve müşteri memnuniyetsizliği şirketlerin rekabet gücünü azaltmaktadır. Yalın üretim yöntemi müşteri beklentileri doğrultusunda katma değer yaratmayan işlemlerin ortadan kaldırılmasını ve yeni teknolojilerden yararlanarak iş süreçlerinin hızlandırılmasını sağlamaktadır. Şirketler alışılagelen statik organizasyon şemalarıyla değil, çalışanlara yetki veren ve iş akışını hızlandıran esnek organizasyon anlayışıyla daha başarılı olmaktadır. Yalın dönüşüm tüm çalışanların katılımıyla başarılı sonuçlar vermektedir. Yöneticiler iş süreçlerinde ve işlerin yapıldığı alanlarda daha çok yer alarak çalışanların gelişimine ve verimliliğin artmasına katkıda bulunmalıdır.
