Ülkelerin ekonomik gücü uluslararası pazarlara açılma stratejilerine bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle küreselleşme süreci bütün dünyada hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Üretim ve hizmet sektörlerinde uluslararası standartlara ve çağdaş teknolojilere ulaşamayan ülkelerde sık sık ekonomik ve sosyal krizler yaşanmaktadır. Artık şirketler de stratejilerini ulusal pazar değil, küresel pazarlar kapsamında oluşturmak zorundadır. Şirket örgütlenmelerinin de buna bağlı olarak yeniden yapılanması gerekmektedir. Bu durumda geleceğin görünümü şöyle özetlenebilir: Küresel ekonomik hedefler ön plana çıkacak. Ulusal hedefler, küresel hedefleri izleyecek. Dünyada ne olup bittiğini izlemeyen kuruluşlar güncel verilere sahip olamayacak. Dünyayı izlemeyen kuruluşlar ekonomi savaşından dışlanacak.
Küresel Veriler Önemli
Uluslararası ticarette geriye dönme seçeneği bulunmamaktadır. Ekonomimizin geleceği uluslararası ticaretimizi geliştirmeye ve ihracat potansiyelimizi artırmaya bağlı bulunmaktadır. İhracat artışı için öncelikle kaynak gerekmektedir. Kaynak deyince sermaye, teknoloji, nitelikli iş gücü, yeni tasarımlar ve verimli üretim artışı akla gelmektedir. Ayrıca uluslararası marka olmak ve Türk malına duyulan güveni de sürekli artırmak gerekmektedir. Günümüzde küçük bir şirket yönetiminden ülke yönetimine kadar küresel verileri göz önüne almadan başarı kazanmak söz konusu değildir.
Dünyadaki ekonomik gelişmeleri izlemek ve uluslararası rekabetle baş edebilmek için küresel bilgi iletişim ağı içinde yer almak zorunlu olmaktadır. Bireylerin başarılı olabilmeleri artık bilgi çağı ürünlerine ulaşabilme ve onları değerlendirebilme yeteneklerine bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle görev yapan her kimse sürekli öğrenme ve sürekli gelişme konularına öncelik vermelidir. Çağdaş dünyadan kopmamak bu nedenlerle büyük bir önem taşımaktadır. Küresel pazarlarda başarıya bilgi teknolojilerinin ve sağlıklı müşteri verilerinin etkili kullanımıyla ulaşılabilmektedir.
Türkiye'nin eğitilmiş ve yetenekli iç gücüne gereksinimi her geçen gün artmaktadır. Bunun için sadece diploma sahibi olmak da yeterli değildir. Çalışan elemanların uygulama yeteneklerini artırmaları ve tecrübe kazanmaları da gerekmektedir. Yabancı dil bilmeyen bir kimsenin kendini geliştirebilmesi sınırlı bir düzeyde kalmaktadır. Eğitimin bir hedefi de dünya vatandaşı yetiştirmek, bir başka deyişle, küresel rekabetle baş edebilecek gençler yetiştirmek olmalıdır.
Sonuç
Günümüzde iş yapma ve iş yönetme biçimleri somut bilgilere dayalı olmak zorundadır. Küresel bilgi ağından yararlanmak büyük bir önem taşımaktadır. İş dünyasında yeni örgütlenme modellerine duyulan gereksinim giderek artmaktadır. Dünyayı yakından izleme ve değişime açık olma zorunlu hale gelmektedir. Şirketler açık iletişim ve katılımcı yönetim anlayışıyla daha başarılı sonuçlar almaktadır. Küreselleşme sadece yabancı ürünlerin ithalatını kolaylaştırıp yerli sanayimizi haksız rekabetle karşı karşıya bırakmak anlamına gelmemektedir. Dış ticaret açığımızı azaltmak açısından da küreselleşme konusunda daha duyarlı olmamız gerekmektedir.