'Bıçak Sırtında' bir oyun izlemeye hazır mısınız?

Avustralyalı yönetmen Malcolm Keith Kay'in dönüşü muhteşem oldu. Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi'nde yarın prömiyer yapacak 'Romeo ile Juliet', kılıç sahneleri, havada asılı adamlar ve aksiyonuyla nefes kesecek


RÖPORTAJ: BÜLENT GÜRLÜK
Henüz Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğrenciydim onu tanıdığımda. Tiyatro Bölümü'nde yazarlık okuduğum yıllarda, bir gün 'konuk hoca' olarak karşımızda gördük kendisini.
Dimdik duruşu, tok sesi ve kararsızlığın en küçük bir zerresini göremeyeceğiniz bakışlarıydı ilk dikkatimi çeken. Hepimizin ondan çok şey öğreneceği, kendine güveninden belliydi. Avustralyalı yönetmen Malcolm Keith Kay'den bahsediyorum...
Nitekim o dönemde, Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki 'Hamlet' yorumu, ne kadar sıra dışı bir tiyatro adamını ağırladığımızı anlamaya yetti. Yenilikçi ve çerçeve tiyatronun bilindik kalıplarını yıkan usta yönetmen, sadece İzmir değil, Türk tiyatrosunun iyi değerlendirmesi gereken bir fırsattı.
Hocalık yaptığı 4 yıl içinde, hepimizle 'bizden biri' gibi yakınlık kurmayı sağlamakla kalmadı, bizden biriyle de hayatını birleştirdi. Ki yazarlıktan sevgili arkadaşım Gülcan'la dünya evine girmesi, Malcolm'un bir ayağının Türkiye'de olması demekti.
96'da İzmir'den ayrılarak İngiltere'ye yerleştiler. Gülcan, yoluna 'eğitim uzmanı' kimliğiyle devam ederken, Malcolm Kay ise orada bir üniversitede, sahne sanatlarının tüm disiplinlerini kapsayan bir bölüm kurarak genç oyuncular yetiştirdi.
Veee... Sonunda Kay ailesi geçtiğimiz yaz İzmir'e taşındı. Durumu fırsata dönüştüren İzmir Devlet Tiyatrosu da kendisine oyun teklifinde bulununca, ortaya Karşıyaka Sahnesi'nde yarın prömiyerini izleyeceğimiz 'Romeo ile Juliet' çıktı...
Tabii onun dönüşünü fırsat bilenler arasında ben de yerimi aldım. Yıllar sonra karşısına gazeteci olarak oturup prova arasında sorularımı sıraladım.
- Türkiye'ye ilk gelişiniz nasıl gerçekleşti?
Prof. Dr. Özdemir Nutku beni davet etti Dokuz Eylül Üniversitesi'ne. Kendisiyle Bratislava ve Viyana'da birlikte çalışmıştık. Dünya Tiyatro Eğitim Enstütüsü konferansı vardı. İkimiz de orada başkan yardımcısıydık. 1992 yılında beni Avustralya'daki okulumdan buraya davet etti ve bir süre Güzel Sanatlar Fakültesi'nde hocalık yaptım.
- Nasıl bir tiyatroyla karşılaştınız Türkiye'de? O zamanki izlenimleriniz neydi?
Burada iki çeşit tiyatro var. Özel tiyatrolar ve devlet tiyatrosu. Ben İstanbul'da özel tiyatroda da çalıştım, devlet tiyatrosunda da oyunlar yönettim. Devlet tiyatrosu ciddi düşündüğünde çok iyi projeler ortaya çıkıyor. Ama Türkiye'de tiyatro çalışanlarına ve eğitimine yeteri kadar yatırım yapılmıyor.
- Sizce en önemli eksiklik nedir?
Tiyatrocuların eğitimi okulla sınırlı olmamalı. Modern teknikleri ve dünyadaki yenilikleri öğrenecekleri workshoplar yapılmalı. Oyuncular sürekli kendini eğitmedikçe ve yurtdışındaki workshoplar burada da yapılmadıkça tiyatro geride kalır.
- Aradan geçen yıllara baktığınızda, bugünkü durumu nedir Türkiye'de tiyatronun?
Özetle söyleyeyim, 20 yıldır hiç değişmedi. Devlet tiyatrosunda imzaladığım kağıtlar bile aynı. Artık klasik ve modasını yitirmiş kalıpların dışına çıkılmalı. Yapılan işler çoğunlukla birbirinin kopyası. Yenilikçi düşünmek ve risk almak gerekiyor.
- Siz risk alıyor musunuz?
Oyunumda uzun süredir hiç sahneye çıkmamış oyuncular var. Şimdi sana desem ki birlikte otomobil yarışlarına gireceğiz. Sen benim arabamı kullanacaksın. Ama 3 ile 10 yıl arasında hiç yarışa katılmamışsın. İşte ben arabamı da riske koyarım, seni de...
- İzmir'de Romeo Juliet'i sahneleme fikri nasıl doğdu?
Gülcan'la İzmir'e geri dönerek Türkiye'de yaşamaya karar verdik. Çok memnun oldular beni yeniden görmekten ve oyun yönetir misin diye sordular.
- Teklif kimden geldi?
İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Hülya Savaş'tan. Çok mutlu oldum. Keyifle çalışıyorum. Romeo ile Juliet çok heyecan verici bir oyun benim için ve en iyi oyunlardan biri olacağını düşünüyorum.
- Aksiyonu ve heyecanı seviyorsunuz. Nasıl bir Romeo ile Juliet bekliyor seyirciyi?
Çok hızlı, bıçak sırtında... Feodal bir sistemde kadınları satma, kullanma ve zorla evlendirme var. Aynı zamanda oyun savaşta geçiyor.
- En çok hangi yönünü öne çıkarmaya çalıştınız eserin?
Savaşları durdurun, köleliği durdurun. İnsanlar sevgilerini yaşayabilsinler...
- Yarın prömiyer var. İzleyiciye biraz tüyo verir misiniz?
Seyirci geldiğinde sahne boş görünüyor ama oyun başladığı andan itibaren rampalar iniyor, Juliet'in üzerine kafes düşüyor... Dekorda inanılmaz bir teknik var ve seyirciyi büyük sürprizler bekliyor. Sahnedeki mekaniği çalıştırmak için 6 motor kullandık. Havada sallanan insanlar, gerçek kılıçların çarpıştığı aksiyon sahneleri var...
Açıkça söyleyeyim, kalp sorunu yaşayanlar bu oyuna gelmesin. Çünkü her anı bıçak sırtında, heyecan ve hız sürekli dorukta...
'Yeni projelere hazırım'
- Bundan sonraki projeleriniz arasında neler var?

Müzikaller yapmayı düşünüyorum. Bunun dışında projelerim arasında Duracula da var. Bu İstanbul'da başlayacak bir proje. Gülcan'ın metin çevirisini yaptığı ve yazar ekibiyle çalıştığımız oyunda çok ünlü bir isim de yer alacak. İzmir ve Türkiye'de sanat alanında daha çok üretim yapılmalı. Bunu besleyecek potansiyel var.
Romeo ile Juliet için çalışırken de teknik olanakların sağlanmasında güçlük ve gecikmeler yaşadık. Ama ben her zaman yapamayacağıma değil, yapacağıma inanırım. Yapmayacağıma değil yapmaya odaklanırım.
Genç oyuncuların, beklentisi olan sanatçıların kendini yenilemesi gerekiyor. Öğrenecekleri açısından, oyuncuların, tasarımcıların, operacıların benimle çalışması kendilerine fayda sağlar.

Davet gelirse opera da yönetirim
- Şan eğitimi ve opera bilginizin olduğunu da biliyorum. İzmir'de opera sahnelemeyi düşünür müsünüz?

Teklif gelirse memnuniyetle. Ama bunun klasik rejilerden çok farklı olacağı kesin. Eğer ben kendi tasarımcım Efter Tunç'la çalışabilirsem, opera sahnelemekten büyük keyif alırım.
- Neden özellikle Efter Tunç?
Benim gibi çok yüksek riskler alan biriyseniz, çalıştığınız kişinin size istediğinizi vereceğinden emin olmanız lazım. Dokuz Eylül'e geldiğimde sahnelediğim Hamlet ve daha sonra yönettiğim oyunlarda hep Efter'le çalıştık ve iyi işler çıkardık. Ama genç tasarımcılar varsa, genç oyuncular varsa benimle çalışsınlar, çünkü benden çok şey öğrenirler.
- Bunun dışında hocalığınızı sürdürmek istiyor musunuz İzmir'de?

Elbette. Özellikle workshoplar yapmak ve özel tiyatro kurmak istiyorum. Bunun için sponsor arayacağım. Yeni teknikler beni eğlendiriyor. Oyuncular için de iş alanlarının artmasına ihtiyaç var. Ayrıca bir kitap yazıyorum. Bilgimden, tecrübemden gençlerin yararlanmasını istiyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.