"Hürrem Sultan rolü en çok bana yakışırdı"

Zuhal Yorgancıoğlu'nun Valide Sultan ve Hürrem Sultan koleksiyonunu tanıtan Meltem Doğanay: Çevremdeki herkes niçin benim o dizide rol almadığımı soruyor ve bana kızıyor

ERDAL ÇARBOĞA
O, bir Türkiye güzeli. Adı Meltem Doğanay. Takvimler, 1986 yılını gösterirken Türkiye güzellik kraliçesi tacını taktı. Aynı yıl Londra'da Miss World yarışmasında en yüksek puanı alarak Türkiye'ye birincilik kazandırdı. 1987'de Asya Pasifik güzeli seçilen Meltem Doğanay, çeyrek asrı geride bırakmış olmasına rağmen güzelliğini koruyor. Geçtiğimiz aylarda Aliağa'ya yerleşen Doğanay ile geçmişi ve neden İzmir'i özellikle de Aliağa'yı tercih ettiğini konuştuk. Doğanay "çocuklarımın eğitimi için neresi olsa giderdim. Oğlum Mert Aliağa TED'i kazandı biz de Ankara'dan ayrılıp doğduğum ve çocukluğumu geçirdiğim kent olan İzmir'in Aliağa ilçesine yerleştik" dedi.
- Size Menekşe Gözlerinizden dolayı Elizabeth Taylor diyorlar?
Evet kesinlikle benzediğim söyleniyor. Annem bana hamileyken hep Elizabeth Taylor filmleri seyredermiş, herhalde ondan olsa gerek yurtdışında gittiğim her yarışmada hep bu benzerliğimi vurguladılar. Gerçekten birebir çok benzediğimi ben de anladığım için bununla yaşamayı öğrendim.
- Neden Aliağa TED
Aliağa TED koleji daha az, öz ve eğitim açısından başarılı bir okul. Gözümün önünde olsunlar istedim. Burada sınıflar 13-14 kişilik. Öğretmenler kaliteli. Çocuklarımın eğitimdeki başarısını bileyim istedim. Büyükşehir olmasın diye küçük yeri seçtim. Biliyorsunuz ben İzmirliyim. Çocukluk günlerimin çoğunluğu İzmir'de geçti. Boşnak kızıyım İzmir'e olan özlemim ve iyi bir okulda okumaları, Aliağa'nın beni sevmiş olması. Benim ve çocuklarımın Aliağa'yı sevmiş olmaları buralara kadar getirdi.
- Ankara'dan ayrılırken üzüldünüz mü?
Tabii ki. Annem orada kaldı. O nedenle üzgünüm ama insanlar çocuklarının geleceğini ve onları düşündüğü için her türlü engelleri aşmak için uğraş verir. Oğlum Mert okulunda başarılı olur ve inşallah üniversiteyi İstanbul'da okursa bizler de onunla İstanbul'a taşınabiliriz.
- Ankara'da restoran dışında neler yapıyordunuz?
- Kızılay'da Ağabeyim Bora ile birlikte birinci sınıf turizm belgeli Melbo isminde restoran işletmemiz var. Şimdi ağabeyim işletiyor. Evliliğim dışında Ankara'da olmamın en önemli sebebi de Ankara'da Türk Sanat Musikisi hocam Özer Altın'dan ders alıyordum. Akademik olarak TSM dersi aldım. Yaklaşık bine yakın eser geçtim. Tüm Türk müziği tarihi, nazariyatı, yorumu, makamı, notalar olmak üzere eğitimin temelini aldım. Kültür Bakanlığı Klasik Türk Musikisi korosunun kurucusu ve şefi Özer Altun ile 15-16 sene musiki çalışması yaptım. O nedenle Ankara'dan ayrılamadım. Bir arada konservatuvar talebesi oldum. Şu anda öğretmen olabilirim. Türk müziği öğretebilirim. Koro kurabilirim. Ama seste iddialı değilim.
- Radyodaki Meltem Doğanay ile Meltem Rüzgarı programı nasıl gidiyor
Radyo Sahil'de Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri 14.00- 15.30 saatleri arasında canlı yayında dinleyicilerim ile buluşuyorum. Geçmiş yıllarda Polis Radyosu'nda da aynı adlı programı yapmıştım. Aliağa'da kültür sanat haberlerinden, güncel olaylara, ev ve iş hayatına kadar aktüel konulara değiniyorum. Günün anlamına göre konuklar alıyorum. Programımda aşk şarkıları ve nostaljik şarkılar çalıyorum. Her konuya aşkla bağlanması gerektiğini düşünüyorum. İş aşkı, aile aşkı ya da arkadaş aşkı hiç fark etmez. Aşksız hiçbir işte başarı sağlanamaz. 'Meltem Rüzgarı' ile insanları sevgiye aşka davet etmek istiyoruz.
- Radyo programınızda ilginç bir anınız var mı?
Olmaz mı, bana belediye başkanımız siz olun diye gelen telefonlar var. Yolda beni çevirip, ciddi ciddi "Size Aliağa'da bir belediye başkanlığı yakışır. Belediye Başkanı olun" gibi sözler söylüyorlar.
- On yıl aradan sonra Zuhal Yorgancıoğlu'yla karşılaştınız, neler hissettiniz
Zuhal Hanım'ı yıllar sonra gördüm ve hemen ona sarıldım. Aynı duyguları o heyecanı sıcaklığı duymak için gittim ama yıllar tabi insana tecrübe kazandırıyor. Hayatta farklı şeyler yaşamış oluyor. O yüzden de o aynı duygular yaşanmıyor maalesef. Genç kızlık duygularınız farklı, anne olmak farklı. Ama bundan sonraki hayatınızda olaya bakarken O insanlara bir şey verebilmek. O aldığınız ışığı farklı şekilde insanlara aktarabilmek duygularıyla yoğruluyorsunuz. Onları yapmak istiyorsunuz.
- Zuhal Hanım'ın 50 yıl önce koleksiyonuna kattığı Hürrem Sultan, Valide Sultan, Kösem Sultan'ın özel kıyafetlerini giydiniz O an neler düşündünüz?
Bu kostümleri giymek benim için çok önemli. Bir şekilde insanlara bu kostümleri anlatmak, tarihini, gerçek Osmanlı motiflerinin neler olduğunu insanlara göstermek istiyoruz. İnsanların kültürlerini tanımalarını istiyoruz. Biz defileye çıktığımız zaman o duygularla tanıtmadık. İşte gezelim, podyumda yürüyelim, insanlardan alkışlar alalım diye düşünüyorduk. Çünkü genç kızdık. Ama bundan sonraki çalışmalarımızda daha olgun daha hayata dair olmak gerekiyor. O kostümü neden taşıdınız? Nereye hitap etmek istiyorsunuz veya o kostümün değerleri nelerdir? Bunlar karşınızdaki insanda ne gibi duygular uyandırabilir bunu iyi duygular adına nasıl hizmete döndürebilirsiniz. Ben tamamen o duygularla kanalize oldum.
- Giyerken neler hissettiniz?
Kostümü giyerken çok heyecanlandım. Aynı Meltem'i aynada bulabilecek dedim. Biliyorsun dillere destan bir güzelliği olan bir kişiydi Meltem Doğanay. Bir daha yeri doldurulamadı deniyor. Gelmiş geçmiş en güzel Türkiye güzeli deniyor. Şimdi aynı o güzelliği görecek miyim diye aynaya baktım. Tabi o makyaj, ışıklar, podyum tamamen farklı. Tamamen o işin içindesiniz. Şimdi daha farklı bir Meltem'siniz bir yandan çocuklarınız, bir yandan aile hayatınız, bir yandan sorumluluklarınız. Artık onlar size daha basit değerler. Güzel olmak, alkışlanmak beğenilmek size daha basit bir değer olarak size görünüyor. Daha farklı şeylerle aynada kendinizi görünüyorsunuz.
- Yeni bir Hürrem aransa size bir teklif gelse ne dersiniz?
Yeni bir Hürrem aranıyorsa O kişi benden daha iyi olacağını zannetmiyorum. Çünkü benim çevremdeki herkes o dizide benim neden oynamadığımı soruyor ve beni suçluyorlar. Halbuki ben Ankara'dayım ve orada yaşıyorum. İnanın herkes o dizide o rolde benim oynamam gerektiğini söyledi. Dost, çevre üst düzey yöneticiler, bakan eşleri. Annemim arkadaşları olan paşa hanımları sen o dizide niye sen yoksun. Sen o kostümlere layıksın, o saraya Hürrem olarak sen layıksın dediler. Bunu asla kendimi övmek adına değil, ne olur ukalalık olarak algılamayın. O insanlar da çok güzel oynadılar. Çok beğenerek izliyorum. O Hürrem harika bir hanım çok yakışmış. Ama ben o dizide ben olmadığım için çok eleştiri aldım. Ve halen benim o dizide oynamamı isteyen çevremde yüzlerce insan var. Hayırlısı olsun diyorum. Teklif gelirse tabi ki değerlendiririm. Çok da mutlu olurum, çok da sevinir ve onur, gurur duyarım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.