Anadolu Parsı'nın izinde Dilek Yarımadası

Anadolu Parsı'nın (panter, leopar) batıda yaşadığı son nokta olan Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda 6'sı endemik olmak üzere 804 bitki, yaklaşık 256 kuş türü, 28 çeşit memeli, 42 çeşit sürüngen ve çok sayıda deniz canlısı yaşıyor
SELAMİ KALAY
Aydın'a bağlı Kuşadası, Söke, Didim arasından Ege Denizi'ne uzanan ve içerisinde doğal yaşamın sürdüğü birçok tepe, vadi, kanyon ve koylar barındıran Dilek Yarımadası, Samsun Dağları'nın 1237 metrelik zirvesi Dilek Tepe'den almış adını. 1966 yılında Milli Park ilan edilmiş. Hemen güneyindeki Büyük Menderes Deltası da 1994 yılında milli parka eklenince 27.675 hektarlık büyük bir alanda doğal yaşam koruma altına alınmış. Alanda yetişen 804 adet bitki türünden 6 adedinin, dünyada sadece milli parkta görülebilen endemik tür olduğu belirlenmiş. Ayrıca, Anadolu kestanesi, kartopu, Finike ardıcı ve dallı servinin küçük orman toplulukları meydana getirerek yetiştiği tek yer Dilek Yarımadası olmuş.

YABANİ HAYVANLAR

Büyük Menderes deltasında, yaklaşık 256 kuş türünün görülebildiğini ve bunların 70'inin deltada ürediğini ifade eden milli park alan rehberi ve orman mühendisi Nevzat Cankurt, Dilek Yarımadası'nda 28 çeşit memeli, 42 çeşit sürüngen ve çok sayıda deniz canlısının yaşadığını, bunlardan Akdeniz foku, yaban domuzu, karakulak, vaşak, çakal, sırtlanın yanında doğaya terk edilmiş ve bu nedenle yabanileşmiş sığırlar ve atların rahatlıkla görülebildiğini ekliyor. Eski Doğanbey Köyü (Domatia) girişindeki Milli Park Müzesi'nde, bölgede yaşayan birçok hayvan türünün doldurulmuş örnekleri sergileniyor, film eşliğinde milli parkın özel tanıtımı yapılıyor. Dilek Yarımadası- Büyük Menderes Deltası Milli Park sınırları içerisinde düzenlenmiş alanlarda günübirlik olarak, bavi bayraklı koylarda deniz sporları, olta balıkçılığı, doğa yürüyüşü, kaya tırmanışı, dağ bisikleti, fotoğraf, kuş gözlemi gibi etkinlikler yapılabiliyor. MÖ 9. yy'da 12 İyon kentinin kutsal toplanma merkezi Panionion, Antik Thebai Kenti, Ayayorgi Manastırı, Tarihi Doğanbey Köyü (Domatia) ile Karine, Hagios Antonios Manastırı ve Zeus Mağarası da milli park sınırları içerisinde bulunuyor.

SON LEOPAR (BENEKLİ)

Nevzat Cankurt, yarımadanın nesli tükendiği düşünülen Anadolu Parsı'nın (panter, leopar) batıda yaşadığı son nokta olduğunu belirtiyor. Milli Park Tanıtım Müzesi'nde sergilenen leopar postu 1942 yılından kalmış ve Kuşadası Avcılar Kulübü yetkilileri tarafından müzeye bağışlanmış. Kuşadası EKODOSD Derneği Başkanı Bahattin Sürücü ve Dr. Yalçın Ergir'in Anadolu Parsı ile ilgili yaptıkları araştırmalara göre; avladığı yaban hayvanlarının postları ile gezen ve bu yüzden "Mantolu Hasan" olarak bilinen avcı, geçimini bu yolla sağlamış, tek başına 10 tane pars avlayarak en büyük zararı verenlerin başında gelmiş. Oysa ki, 1940'lı yıllarda bir Alman bilimadamının yaptığı araştırmaya göre, Anadolu Parsı'nın kalan sayısı zaten 50 civarındaymış. 1974 yılında Beypazarı'nın Bağözü köyünde öldürülen ve köylüler tarafından "Benekli" ismi takılan son Pars'ın fotoğrafı, Ankara MTA müzesinde benim objektifime takıldı. "Canavar Benekli" öldürüldüğünde, belediye hoparlöründen anons yapılarak halka gösterilmiş ve toplanan paralarla, devlet hastanesine röntgen cihazı bile alınmış. Yıllarca avlanması yasaklanmayan Anadolu Parsı'nın da "kökü kazınmış" böylece. Bugün de derelerimizi, ormanlarımızı, göllerimizi kısaca doğamızı böyle tahrip etmeye devam edersek sonumuz bu güzel "Benekli" gibi olmayacak mı? Olacak elbette ama bir farkla, biz kendi sonumuzu kendimiz hazırlamış olacağız.
RAMAZAN PAŞA KÖPRÜSÜ
Günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce Büyük Menderes deltası, Ege Denizi'nin suları altındaymış. Zamanla Büyük Menderes (Meandros) nehrinin getirdiği alüvyonlar Latmos körfezinin önünü kapatmış ve Bafa gölü meydana gelmiş. Kıyıdaki Herakleia kentinin (şimdiki Bafa Kapıkırı köyü) denizle bağlantısı kesilmiş. Zamanla körfezin batı kıyıları da alüvyonlarla dolunca Menderes nehri kendisine yeni yollar bulmuş, eski yatağını terk etmiş. İzmir-Aydın otoyolu Söke çıkışından 10 km. sonra, Sazlıköy Beldesine ulaşılıyor. Belde toprakları, Abdülhamit zamanında Erzincanlı Hacı Halil Paşa tarafından hazineden satın alınmış. Belediye kaynaklarında, mücavir alan sınırı 23.000 dönüm olan Sazlıköy arazilerinin 6.000 dönümü, halen Hacı Halil Paşa ailesine ait olduğu yazılı. Söke'ye 6 km. uzaklıktaki belde her bölgeden göç almış. Eski kilise binası un fabrikasının yemekhanesi olarak düzenlenmiş. Hemen yanındaki Osmanlı mezarlığının etrafı taş duvarlarla koruma altına alınmış ancak tarihi mezar taşları ağaçların altına öylece bırakılmış. Mezarlık alanında ayrıca iki adet su değirmeni kalıntısı göze çarpıyor. Ana yolun hemen arkasında bulunan bu yapıların yanında tarihi bir kemer köprü bulunuyor. Menderes nehrinin eski yatağı üzerindeki köprü restore edilmiş, altının azmak oluşu nedeniyle halen kullanılıyor. Altı gözlü köprü, 1595-1596 yıllarında Ramazan Paşa tarafından yaptırılmış. Ramazan Paşa, Osmanlı Padişahı III. Mehmet'in (1566-1603) Lalası olup Kefe, Karaman ve Kıbrıs Beylerbeyliği yapmış. Söke'ye 6 km. uzaklıktaki Sazlıköy Beldesi'nde bir çay molası verip, bir zamanlar altından Büyük Menderes nehrinin aktığı tarihi köprü üzerinde hatıra fotoğrafı çektirmenizi öneririm.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.