Işıklı, bir ışık cenneti

HÜROL DAĞDELEN
Çivril'in Akdağ zirvesi, kıştan çıkıp da ilkbahara adım attığım günlerde ideal bir kamp alanıydı. Geziye günler öncesinden hazırlandık, dağ yoluna uygun bir otomobil kiraladık. Çivril'e ulaşmak için Turgutlu yolunu takip ettik. Kula çıkışında yolun sağında Eşme levhasını takip ettik. Soğuk havanın da etkisiyle ortalıkta pek kimse görünmüyordu, yol boyunca sessizlik hakimdi. Ve Bozdağ... Yol boyunca, Ege'nin bu karlı zirvesini izleye izleye devam ettik yolumuna... Manzara muhteşemdi.

KÖTÜ BİR YOL
Çivril'e ulaşınca esnaf lokantasında yemek yedik ve her zaman olduğu gibi marketten alışverişimizi yaptık. Ve ver elini Akdağ... Doğanın tadını çıkara çıkara Akdağ'a doğru tırmanmaya başladık. Patika yoldan ilerlerken bir yanda giderek zorlaşan güzergah bizleri düşündürmeye başladı. Yol gerçekten kötü ve çamur içindeydi. Direncimiz kırılmıştı ama umut değil...
Çivril'in en önemli akarsuyunu, ilçe merkezinin 10 km. doğusundaki Işıklı kasabasından çıkan Büyük Menderes nehri oluşturmuş. Bu nehir Dinar ve Akdağ dan çıkan pek çok kaynağın suları ile birleşerek 72 km. lik bir alana sahip olan Işıklı Gölü'nü meydana getiriyor. Onlara Sandıklı ovasının sularını toplayan Küfi Çayı da katılıyor. Nilüferlerin açtığı, tatlı su balıklarının yaşadığı Işıklı Gölü aynı zamanda pek çok su kuşuna da barındırıyor. Çivril ovası üzerinde yer alan bir tatlı su gölü olan Işıklı'nın çevre kirliliği, bilinçsiz avlanma, yanlış balıklandırma ve aşırı sulama gibi sebeplerden dolayı cazibesini yitirmemesi için yetkililerin hızlı davranması gerekiyor.
ÇADIRLAR HAZIR
Gölün kıyısında ağaçların arasında akşam güneş batmadan çadırlarımızı kurduk. Çadır kurduğumuz alan aslında suyu çekilmiş bir dere yatağı... Güneşin ışıklarının en tatlı geldiği zamandan yararlanıp göl ve çevresinde bolca fotoğraf çekmeye başladık. Güneşin batmasının ardından sazlıkların ardından gölün son kıyısı ile gökyüzünün birleştiği yerde kızıl bir görüntü oluştu. Gölün karşısındaki Akdağ'ın beyaz karlı tepesinin suya yansımasıyla ortaya çıkan görsel güzellik gezimize farklı bir görüntü oluşturdu. Renk cümbüşüne, balıkçı kayıkları ile kuşlar da eşlik edince ortaya muhteşem bir görüntü çıktı.

KAMP ATEŞİNDE
Hava soğuyana kadar sohbet ettik. Soğuk havaya dayanamadığımız saatlerde çadırlarımıza çekildik. İşin aslı, yatınca da üşüdük biraz... Getirdiğimiz battaniye ve yorgana rağmen soğuk hava kendini hissettirdi. Erken yatınca, sabah altı gibi hepimiz yine ateşin başındaydık. Dönüşümüze renk katmak için güzergahımızı Salihli üzerinden Bozdağ'a çevirdik. Yorgunluk çayını içtikten sonra Ödemiş'in meşhur kebabı ile karnımızı doyurduk. İzmir'e dönerken, aklımızda yine Işıklı vardı. Zira ışıkların muhteşem dansını unutmak mümkün değildi.