Yaşamak için tek yer dünyamız

Dünyamız her saniye biraz daha yaşlanıyor ve bizlere sunduğu kaynaklar maalesef artık sınırlı miktarda. Daha iyi bir dünya için su, oksijen ve toprak gibi doğal kaynakların doğru kullanımıyla insanlığın devamlılığını sağlayabiliriz. Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehlika Öktem yazdı.

Bugün günlerden Dünya Çevre Günü, unutmayalım ki hem kendimiz hem geleceğimiz için tek dünyamız var ve ona sahip çıkmalıyız. "Vücudunuza iyi bakın. Yaşamak zorunda olduğunuz tek yer orasıdır" diyen Jim Rohn'un sözünden yola çıkarak dünyamıza iyi bakalım bedenimizin yaşamak zorunda olduğu tek yer orasıdır diyebiliriz. İsveç'in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'ndan bu yana, her yıl 5 Haziran tarihi, çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemde bulunulması amacıyla Dünya Çevre Günü olarak kutlanır. Dünyamız her saniye biraz daha yaşlanıyor ve bizlere sunduğu kaynaklar maalesef artık sınırlı miktarlarda. Tüketim hızının bu denli fazla olması doğal kaynaklarımızın da hızlı bir şekilde tükenmesine neden oluyor. Kaynaklarımızda tükenme tehlikesi yaşandığımızı üzülerek belirtmek isterim.

HIZLA SUSUZ KALIYORUZ
Dünyanın %70'i suyla kaplı ancak kullanılabilen güvenli su oranı yalnızca %2,5. Bu düşük oran su kirliliği ve küresel ısınma nedeniyle gitgide daha da azalıyor. Günden güne güvenli suya ulaşmada zorluklar yaşıyoruz. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, 2025 yılına kadar 1,8 milyar insanın içme suyuna erişemeyecek hale geleceğini öngörüyor.

TOPRAKLARIMIZ MİNERALSİZ
Yaşanan iklim değişiklikleri ve yanlış tarım uygulamaları toprağı da etkiliyor.
Bilim adamları erozyon riskine dikkat çekiyor.
Toprak kaybı durumunda topraktan beslenen tüm bitkiler büyük risk altında kalıyor ve üretim zaman zaman sekteye uğruyor. Bilinçsiz tüketim davranışları dünyanın ve insanlığın geleceğini ciddi anlamda tehlikeye atıyor. Sadece toprak kaybı değil aynı zamanda toprağın fakirleşmesi de verimliliği azaltıyor. Fakir topraklarda yetişen meyve ve sebzeler besin ögeleri yönünden insanlar için yetersiz kalıyor ve birçok vitamin, mineral eksikleri ile karşılaşıyoruz.
Yapılan araştırmalara göre genel olarak meyve ve sebzelerin besin içeriklerinin özellikle son 25 yılda neredeyse yarı yarıya, son 50 yılda ise %75 oranında azaldığı görülüyor.

OKSİJENE İHTİYACIMIZ VAR
Sanayileşmenin artması, madencilik, fabrikalardan zehirli gazların salınımı, endüstri atıkları ve kimyasal salınımlar ciddi anlamda hava kirliliğine neden oluyor.
Hepimiz için oksijen temel ihtiyaç ve hava kirliliği canlıların hayatını tehlikeye atıyor.
Hava kirliliğini önlemeye yönelik uygulamalara geçilmediği takdirde dünya üzerinde temiz hava alacak bir yer bulamayacak hale geleceğiz.

DAHA İYİ BİR DÜNYA İÇİN:

1) HAYVANSAL GIDA TÜKETİMİNDE AŞIRIYA KAÇMAYIN: Gıda sektörü, küresel karbon salınımın %30 gibi büyük bir kısmından sorumludur. En yüksek karbon ve su ayak izine sahip olan besinler hayvansal kaynaklı olanlardır.
Yapılan araştırmalarda, besinlerin yol açtığı karbon salınımının %50'sinden daha fazlasının hayvansal gıdalardan kaynaklandığı gösteriliyor. Çevresel ayak izi bu derece yüksek olan hayvansal gıdanın yani et ve süt ürünlerinin beslenmedeki yerini bir miktar azaltmak bile bireysel ayak izini ciddi oranda düşüyor ve çevresel tahribattaki kişisel payı azaltıyor.

2) BESİN İSRAFINI ENGELLEYİN: Evlerde tüketilmeden kalan besinleri çöpe atmak yerine değerlendirmek, bayatlamış ekmeklerden kruton, buruşmuş sebzelerden sebze suyu, pörsümüş otlardan sos yapmak gibi uygulamalar israfı azaltıyor.
Evdeki yemekleri değerlendirmenin yanı sıra alışverişi de farkındalıkla, ihtiyaç doğrultusunda, evde yaşayan kişi sayısına yetecek kadar yapmak önem taşıyor. Tek seferde çok alışveriş yapmak yerine, sık sık ama az alışveriş yapmayı deneyin.

3) BİREYSEL ARACINIZI MÜMKÜN OLDUĞUNCA AZ KULLANMAYA ÇALIŞIN: Günlük rutin içerisinde bireysel karbon ayak izini en çok yükselten unsurlardan biri bireysel araç kullanımıdır. Kısa mesafeler için yürümek, bisiklete binmek veya elektrikli scooter tercih etmek karbon ayak izini yükseltmenin önüne geçiyor.
Araba kullanımının gerekli olduğu durumlarda ise gidilecek yere grup halinde gitmek veya toplu taşıma tercih etmek çevre üzerindeki negatif etkileri azaltıyor.

4) TEK KULLANIMLIK ÜRÜNLERİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN: Tek kullanımlık ürünler, materyalleri ne olursa olsun, doğası gereği sürdürülebilir değildir.
Bunların yerine tekrar kullanılabilir koton makyaj pamuğu, su matarası, metal çatal bıçak, kumaş havlu gibi ürünler kullanmak hem çevre hem de ekonomi açısından daha avantajlıdır.
Ek olarak paketleme için geri dönüştürülebilir materyaller kullanmak ve bu materyallerin geri dönüşümünü sağlamak da oldukça önemlidir.

5) YEREL MARKALARDAN ALIŞVERİŞ YAPIN: Herhangi bir ürünün yerelini almak üreticiden tüketiciye kadar uzayan yolu kısaltır.
Bu da karbon ayak izi artışının önüne geçer.

6) İHTİYACINIZ KADAR ONLİNE ALIŞVERİŞ YAPIN: Bu tür siparişler, taşımacılığın karbon ayak izine de eklendiği için çevreye daha büyük zarar veriyor.
Mümkün olduğunca fiziksel ve toptan alışveriş yapmayı denemek çevre için avantaj sağlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.