Bir dostumun arkadaşı bana yazdığı kitabını armağan etti. Karşılaşma fırsatımız olmadı. Telefonda konuştuk. Esin Sayar adı. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin grafik bölümünü bitirmiş. Kendi reklam ajasında tasarım yapıyor. Resimlerini, grafiklerini görmedim ama kitabını okudum. Öyküleri kısa kısa. Hemen hepsi gerçek yaşam öyküleri. Aslında çevremizde var olduğu halde bakıp göremediğimiz ya da görmezden geldiğimiz olayları özetlemiş. Esin Sayar tam 36 öykü yazmış. "Gerçek mi yoksa hayal mi" diye başlamış ve "Çınar ağacının suçu ne" diye bitirmiş.
***
Yazarın çok etkili bir gözlem gücü var. Çok farklı insanları ve çok değişik dünyaları çok rahat okunan bir uslupla, çok yalın bir biçimde anlatmayı başarmış. Belli ki sadece bakmamış; bakmış, görmüş, anlamış, özümlemiş ve abartmadan yazmış. Kitabın adı: "İzler". "Heyamola Yayınları"ndan çıkan bir öykü kitabı. Ben duygulanarak okudum ve sevdim. Okuyun, siz de seveceksiniz...
***
Çocukluğumun ilk çizgi roman kahramanı Hürriyet Gazetesi'nde bant halinde yayınlanan her gün takip ettiğim "Gökler Hakimi Gordon"du. Sonra Texas'taki "Çelik Bilek" oldu... Ve nihayet "Superman" geldi.
Derginin ilk sayısı 1958 yılında Ceylan Yayınları tarafından "Uçan Adam" üst başlığı ve "Süpermen" adıyla yayınlandığında ben 11 yaşındaydım ve yeni kahramanımın tiryakisi olmuştum. Her hafta yeni sayıyı heyecanla bekler, dergileri biriktirir gözüm gibi saklardım.
***
Superman'in hikayesi şöyle başlar: Kripton Gezegeni'nde doğan Kal-El, babası Jor-El ve annesi Lara tarafından patlamak üzere olan gezegenlerinden kurtulması için bir roket ile dünyaya gönderilmiştir. Ailesinin Kal-El'i dünyaya göndermesinin sebebi sarı güneşin ona çok üstün güçler vereceğini bilmeleridir. Amerika Birleşik Devletleri'nde Kansas'ın Smallville kasabası yakınlarına düşen roketteki Kal-El'i Martha ve Jonathan Kent isminde iki çiftçi bulur ve ona Clark ismini vererek kendi çocukları gibi yetiştirirler. Clark Kent, Üniversiteyi okumak için Metropolis kentine gelir. Üniversiteyi bitirince Daily Planet gazetesinde işe başlar. Burada Lois Lane ile tanışır. Superman ismini ona veren Lois Lane'dir. Superman 1.91 boyunda ve 102 kg ağırlığında, çok yakışıklı, olağanüstü güçleri olan biridir. Gerçek gücünü pısırık gazeteci Clark Kent kimliğiyle gizlemektedir...
***
Sonraki yıllarda Superman, film olarak da sinemaya aktarıldı. İlki 1978 de çekildi. Superman'i oynayan Christopher Reeve rolüne çok iyi oturmuştu. 1987'ye kadar sinemada 4 kez Superman'i canlandırdı. 1995'te geçirdiği bir kazanın ardından tekerlekli sandalyeye bağlı yaşamak zorunda kaldı. 2004 yılında aramızdan ayrıldı...
***
Hafta içinde Superman'in yeni versiyonunu (Man Of Steel) yepyeni bir aktörle izledik. Yeni Superman bir ingiliz aktörüydü ve ben Henry Cavill'i ilk kez izliyordum. Oysa 12 yıllık bir kariyeri var 1983 doğumlu aktörün... Öylesine önemli filmlerin başrol fırsatını son anda kabetmiş ki ona "Hollywood'daki En Şansız Adam" yakıştırması yapılmış. Bu film Cavill'i kariyerinin zirvesine çıkaracak gibi görünüyor. Gerçek babası rolünde Russell Crowe, dünyadaki babası rolünde Kevin Costner, dünyadaki annesi rolünde ise Diana Lane var. Kast mükemmel.
***
Bir de Hıncal Uluç'tan öğrendiğim bir bilgiyi aktarayım: Avustralyalı Russell Crowe ünlendikten sonra İngiltere'de yaşamaya başlayınca onu bir okuldaki futbol maçına davet etmişler. Dikkatini çeken bir delikanlı maç sonrası tanışmak için yanına gelmiş, Crowe'un iyi oyunundan ötürü kendisini kutlamasından sonra, "Ben aslında futbolcu değil, oyuncu olmak istiyorum" demiş Crowe'a. Genç delikanlıya bir fotoğrafını imzalamış ve şöyle yazmış ünlü aktör: "En büyük yürüyüşler bir küçük adımla başlar."
***
"Man of Steel" filminin çekimleri başlarken başrol oyuncusu Henry Cavill'le babasını oynayacak Russell Crowe'u tanıştırdıklarında, yeni Superman, Russell'a "Hatırlıyor musunuz?" diye sormuş. "İngiltere'de izlediğiniz ve bana tavsiyelerde bulunduğunuz o aktör olmak isteyen futbolcu bendim"
Büyük yürüyüşler gerçekten küçük bir adımla başlıyor.
