• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Çocuğa istismar eğitimi verirken ARMAĞAN PINAR ADANAR

Çocuğa istismar eğitimi verirken

armagan.adanar@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04.05.2016, 00:00
Çocuk cinsel istismarının büyük bölümü aile içinde gerçekleşir ve bu nedenle bu durum yasal sürece taşınamaz çünkü bazen bazı aile üyeleri bu durumu "aman duyulmasın" diye gizlemeye çalışabilirler.
İşin vahim taraflarından biri de çocuk cinsel istismarı sayısının bilinenden yani adli makamlara taşınandan çok daha fazla olduğu düşünülmektedir.
Toplumumuzda cinsel istismara kalkışanların genelde kötü görünümlü, yaşlı, antipatik bireylerden oluştuğu düşünülse de aslında bu çok da doğru bir düşünce tarzı değildir.
Genelde istismar edenlerin ortak noktası bu kişilerin çocuğun ve ailesinin güven duyduğu bir kişi olmasıdır. Cinsel istismara kalkışan saldırganların yaş ortalaması 31- 32'dir ve bunların yüzde 21'i 20 yaşın altında olup, yalnızca yüzde 10'u 50 yaşın üzerindedir. Cinsel istismara uğrayan çocukların yaş ortalaması 11'dir. İstismara sıklıkla özellikle küçük yaştaki kız çocuklarının uğradığı bir gerçektir ancak erkek çocuklar da istismara en az kız çocuklar kadar uğramaktadır.

ANLADIĞINDAN EMİN 1 KEZ

Sıklıkla çocuğu istismar eden kişi çocuğun güvendiği bir kişi olduğu için ailelere bu noktada çok iş düşmektedir.
Çocuklara uygun şekilde bedenleriyle ilgili sınırları anlatmak, çocuğa, "Bu senin bacağın, kolun, saçın, senin cinsel organın, ağzın, bunu annen ve doktor dışında kimsenin ellememesi gerekir.
Eğer biri ben yanında yokken sana dokunursa bağır ve yardım iste" şeklinde bir defa açıklama yapmak ve çocuğun bu açıklamayı anladığına emin olmak gerekir. Ancak bazen ebeveynler bu durumu çok fazla abartıp çocuklara bu açıklamayı defalarca yaparak çocuğun huzurunu kaçırabiliyorlar.
Peki neden ebeveynler zaman zaman bu açıklamayı abartabiliyorlar?
Eğer ebeveyn de çocukken tacize uğramış ise çocukluğunda yaşadığı travmanın etkisiyle bu açıklamayı abartabiliyor. Kendi başına gelen taciz olayının sanki çocuğunun başına da geleceğine inanıyor ve çocuğunu aşırı korumaya alıyor. Çocuğunu kendi anne babasına bırakırken bile zorlanıyor.
Fiziksel olarak çocuğun yanında olmadığı zamanlarda çocuğunun başına da aynı olayın gelebileceği ile ilgili olumsuz senaryolar kurabiliyor.
Ve çocuğu eve geldiğinde onu sorularıyla boğabiliyor, sorgulama tarzı çocuğunun öfkelenmesine sebep olabiliyor. Bu durumda çoğu zaman çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişki de maalesef bozulabiliyor.

PİMPİRİK AİLELER

Bazen de kişilik özelliğinden dolayı örneğin ebeveyn obsesif, takıntılı, pimpirik ya da evhamlı bir kişi ise çocuğu sık sık tacize karşı uyarabiliyor.
Ebeveyn bu durumu ne kadar çok söylerse kendini daha bir rahatlamış hissedebiliyor.
Ancak çocuk açısından bakarsak çocuk ebeveynin sık sık uyarılarından dolayı hem kızıyor hem de sanki ebeveyni yanında olmadan hiçbir şey yapamayacakmış gibi hissediyor.
Yetersizlik duygularıyla boğuşuyor, kendine olan güveni sarsılıyor.
Çocuğun üstüne gitmek, onu sorularla boğmak ve sanki ebeveyni yanında yokken çocuk zarar görecekmiş gibi hissetmesine sebep olmak da bir nevi istismardır.
Ebeveynler tarafından yapılan başka bir hata da "aman oğlum/kızım yolda bir amca sana şeker verirse sakın alma, biri seni çağırırsa sakın gitme" gibi çocukta korku ve şaşkınlık uyandıran mesajları çocuğa vermeleridir.
Çocuğun huzuru bozulduğu ve çocukta derin bir korku ve kaygı uyandırdığı için bu mesajlar da aslında çocuğa zarar vermektedir.
Yani ebeveynler çocuklarını kötü adamlardan korumaya çalışırlarken aslında bilmeden, farkında olmadan çocuklarının psikolojilerini bozabilmektedirler.
Yine anne-babalar dünyayı güvenilmez ve tehdit edici bir yer olarak algılıyorlar ise her an çocuklarının da başlarına kötü bir şeylerin gelebileceği olasılığını düşünüyor olabilirler ve bu yüzden çocuklarına karşı olağanın dışında korumacı bir tavır takınabilirler. Ruhsal bir sorun olan böylesi bir durumda kişinin bir uzman yardımı alması gerekebilir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA