• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Eyvah kalbim ağzımda! ARMAĞAN PINAR ADANAR

Eyvah kalbim ağzımda!

armagan.adanar@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11.05.2016, 00:00
Halk arasında 'panik atak' olarak bilinen rahatsızlığın bilimsel adı 'panik bozukluğu'dur.
Panik bozukluğu bazen üzücü bir olay sonucunda, bazen de hiçbir neden olmadan, aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ve korku nöbetleridir.
Halkın evham, endişe ve vesvese dediği bu durumun adı panik bozukluğudur.

BELİRTİLER

Her insanda tüm belirtiler birarada olmayabilir.
Çarpıntı kalbin kuvvetli ve hızlı atması Göğüste sıkışma ve göğüs ağrısı Soluğu kesilecek gibi olma, nefes darlığı, ölüm korkusu Baş dönmesi, sersemlik hissi ve bayılacak gibi olma Bir süre kendini veya çevresini tuhaf ve farklı hissetme Kontrolü kaybetme veya delirme korkusu Üşüme, ürperme, ateş basması, uyuşma, karıncalaşma, halsizlik, titreme, bulantı Panik atağı yaşayan kişilerin çoğunluğu 'kalp krizi' geçirdiğini zannederek ölüm korkusu ile acil servislere abone olurlar. EKG ve anjio gibi çeşitli kardiolojik tetkiklerden geçerler. Gittiği doktorların "aslında bir şeyin yok" lafından çok rahatsız olurlar.
Panik atakları tekrarladıkça kişi gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde, her an kötü bir şey olacağı korkusuyla evden çıkamaz hale gelebilir. Öğrencilerde ders başarısızlıkları başlar. Çok çalıştığı halde sınavlarda olmayacak hatalar ile hayal kırıklıkları yaşanır. Bu nedenle okuldan ayrılan gençler vardır.

'ÖNCE BEN' DENMELİ

Panik bozukluğunun illa bir neden yüzünden olduğuna inanılır.
Oysa panik bozukluğa sebep olan pek çok faktör olabilir. Bu rahatsızlığı yaşayan kimi kişilerin rahatsızlık öncesi yaşamı kontrol etmeye çalışmak, her şeyi en iyi şekilde yapmak için uğraşmak (dört dörtlük eş olacak, dört dörtlük anne, dört dörtlük çalışan, dört dörtlük evlat vb) gibi huyları veya takıntıları olabiliyor. Bu kişiler çoğunlukla kendilerinden veriyorlar. Yani ceplerindeki 100 TL'nin tümünü etrafındaki insanlara verip ay sonunu zeytin ekmekle geçiriyorlar.
Metaforu anlamayanlar için açayım; kısaca kendilerini yok sayıp sadece anneleri, çocukları, eşleri için yaşıyorlar. E bu da can değil mi? Bir süre sonra 'beden artık yeter' diyor beyin de bedene yardım ediyor ki kişinin kendisi ortada bir sorun olduğunu anlasın. İşte sevgili okur; panik atak, beynin beden yolunu kullanarak kişiye yazdığı bir imdat mektubudur! Kısaca kişi yaşam şeklini değiştirmeden ataklardan tamamen kurtulması zor olabilir. 'Önce ben' demeyi kişinin öğrenmesi gerekiyor.
Sınırlarının farkına varması gerekiyor.
Bu olmadan sadece antidepresif tedavi ile uzun vadeli iyileşmenin olcağını düşünmek birazcık hayal.

AKIL VERMEK YANLIŞ

Pek çok insan panik atak geçiren insana akıl vermeye pek meraklıdır.
Oysa ki "Boşver... Takma kafana... Pozitif düşün" diye akıl vermeler çok yanlıştır. Kişi bu öğütlere uyamadığında yani "pozitif düşünemediğinde", "kafasına takmamayı beceremediğinde" yetersizlik duyguları artar ve "kontrolü" tamamen kaybettiğine inanmaya başlar. Böylece atakların kendisi de sıklığı da artar.
Panik bozukluğu yaşayanlar "umutsuz ve çaresiz olduklarına, kimsenin kendisini anlamadığına" inanırlar. Elbette rahatsızlığın gerçekte ne olduğunu bilince ve doğru tedavi olunca bu negatif düşünceler kaybolur.

PSİKOTERAPİ ŞART

Tedavide pek çok seçenek var; hipnoz, antidepresif tedavi ve psikoterapi gibi. Ancak hangi tedavi şeklini benimserseniz benimseyin mutlaka psikoterapiyi de öneriyorum.
Çünkü psikoterapi ile kişi kendi kişiliğinin defolarını görebilir ve bunları düzeltebilir. Önce ben demeyi öğrenebilir. Psikoterapi kişinin panik atak yolculuğunun tedavisinde aslında ilk basamaktır.
Yani tedavinin olmazssa olmazıdır.
Aynı zamanda psikoterapi sürecinde psikoterapistin öğrettiği nefes egzersizlerini de uygulayarak paniklerinin azalmasını sağlayabilir.
(Psikoterapi nedir? İsimli makalemi www.terapistimizmir.com sitesinden veya Yeni Asır gazetesinin arşivinden okuyabilirsiniz.)
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA