• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Şizofrenide ilaçlar düzenli kullanılmalı FİLİZ İÇKE ÖNAL

Şizofrenide ilaçlar düzenli kullanılmalı

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.12.2011, 00:00
Tanı konulduktan sonra hiç vakit kaybetmeden ilaca başlanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Levent Mete, "Şizofreni tedavisinde ilacın kesilmesiyle belirtiler alevleniyor ve her alevlenme hastalığı daha kalıcı ve ağır hale getiriyor" diyor

İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniği hekimlerinden Doç. Dr. Levent Mete, şizofreni hakkındaki sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor. Bu hastalıkta sorunun, olmayan şeyleri varmış gibi algılamakla, tuhaf düşüncelere kapılmakla, konuşmanın zor anlaşılır hale gelmesiyle sınırlı olmadığını anlatan Doç. Dr. Levent Mete, şizofrenide yer ve zaman algısının da değiştiğine dikkat çekerek "Kişi zamanla bağını yitirip saatlerin işlemediği bir boşluğa düşebiliyor. Zaman aşırı hızlı ya da yavaş, karmaşık, kesintili, geçmişsiz ya da geleceksiz olarak yaşanabiliyor. Çevre alışılmadık biçimler alıyor. İnsanlar ve eşyalar olduklarından küçük, büyük ya da oranları bozulmuş olarak görülüyor. Bazı şekiller ya da renkler göz alıcı bir hal alıyor, olduğundan daha yakın ya da uzak gibi gelebiliyor. Kişi yanında durduğu duvarı göz alabildiğine gökyüzüne doğru uzanan bir set olarak algılayabiliyor ya da karşıdaki apartmanları kibrit kutuları gibi küçücük görebiliyor" diyor.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Levent Mete, şizofreninin nasıl bir yaşantı olduğunu daha iyi anlamamız için hastalıkla tanışan birinin sözlerini aktarıyor: "Casuslar benim arkamda, Söke'deki Hoca benim arkamda, gizli bir yerlere girip kapıcılara para vererekten yukarılarda iş hazırlattırıyorlar. Küçük böyle fare kadar sıçan bir çocuk var. Hem konuşuyor hem gidiyor, mikrofon elinde hoparlörlü bir çocuk, 'o kadını kurtarın' diyor, hiç kimse bir şey söylemiyor, çocuk bir damlacık oluyor..."
- Şizofreniyi nasıl tanıyorsunuz? Gerçek dışı fikirleri olan, boşluktan sesler duyan ya da tuhaf konuşmalar yapan herkesin bu hastalığa yakalandığını söyleyebilir miyiz?

ANLAŞILMASI GÜÇ FİKİRLER

Hayır söyleyemeyiz. Bazı kişiler şizofrenidekine benzer gerçek dışı ve tuhaf fikirler ileri sürer örneğin. Ancak oturup konuşulduğunda bunların gerçek olamayacağını kabul ederler. İçe dönük, çevreye ilgisiz ya da anlaşılması güç ve tuhaftırlar. Bazıları ruhlar alemiyle aşırı uğraşır, kimileri ölmüş bir yakınının varlığını hissettiğini, onunla bağlantı kurduğunu söyleyebilir, ancak bunun dışında gerçekle bağlantısını koparmamıştır. Bu kişilerde ileride şizofreni görülme olasılığı toplum ortalamasının üzerindeyse de o anda şizofreniye girmiş olarak kabul edilmezler.
- Şizofreniyle karışan başka durumlar ya da hastalıklar var mı?
LSD, amfetamin, kokain gibi maddelerin alınmasıyla şizofrenidekine benzer belirtiler ortaya çıkabilir. Ancak bunlar genellikle kısa sürelidir ve ilacın etkisi geçince ortadan kaybolurlar. Beyni etkileyen tümör, kanama, enfeksiyon gibi olaylar ve sinir sistemi hastalıkları da şizofreni benzeri durumlara yol açabilir. "Mani", "depresyon", "paranoya" gibi, şizofreniye benzer belirtiler gösteren ruhsal bozuklukları da sayınca oldukça uzun bir liste çıkıyor ortaya. Dolayısıyla, şizofreni tanısını koymadan önce ayrıntılı bir değerlendirme yapmanın ve kimi zaman karara varmadan önce kişiyi bir süre izlemenin gerekli olduğunu söyleyebiliriz.

KORKU VE ÇARESİZLİK
- Bütün bunları dikkate alarak en sonunda tanıyı koyduğunuzda, hastaya ve yakınlarına ne söylüyorsunuz? "Şizofreni" sözünü duymak onları nasıl etkiliyor?

Şizofreni de bir hastalık sonuçta. Değişik nedenlerle ortaya çıkıyor, çeşitli tedavi yöntemleri var. Diğer hastalıklarda olduğu gibi, bir tıp dalında uzmanlaşmış hekimler tarafından tedavi ediliyor.
Ancak yine de kendisinde ya da bir yakınında sorunun "şizofreni" olarak adlandırıldığını duymak, kişide diğer hastalıklarda görülmeyen etkiler yaratıyor. Suçluluk, korku, çaresizlik duyguları uyanıyor. Bunlara bir de toplumun hastalık konusundaki yanlış yargıları eklendiğinde, bu kişilerin üzerlerindeki yük iyice dayanılmaz hale geliyor. Bu nedenle hekimler çoğu zaman hastalığı başka isimlerle adlandırıyor, mecbur kalmadıkça "şizofreni" terimini kullanmamaya çalışıyorlar.
- Şizofreni nasıl tedavi ediliyor?
Öncelikle ilaç tedavisi uygulanıyor. Tanıyı koyduktan sonra hiç gecikmeden tedaviye başlamalısınız. Şizofrenide ilaçları düzenli kullanmanın önemi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. İlacın kesilmesiyle belirtiler alevleniyor. Her alevlenme hastalığı daha kalıcı ve ağır hale getiriyor. Bir de şizofreniye özgü psikoterapi yöntemleri var. Bu terapilerle hastaların topluma uyumları artırılmaya çalışılıyor. Aile üyelerine, hastalarına ve birbirlerine nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi veriliyor. Günde birkaç saat gibi kısa süreli çalışma imkanlarının yaratılması ve mümkün olduğunda tam gün düzenli iş bulunması tedavinin amaçları arasında sayılabilir. Hasta yakınları ve konuyla ilgilenen hekimler tarafından kurulup yönetilen dayanışma dernekleri bu noktada önemli bir yer tutuyor. Şimdilerde kurulma aşamasında olan Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri'nin, amaçlarına ulaşabilirse, tedavinin düzenli sürdürülmesinde ve topluma uyumun artırılmasında önemli katkı sağlayabileceğini düşünüyorum.
- Tedavinin başarı oranı ne? Hastaların ne kadarı iyileşiyor?
Hastaların üçte biri tam ya da tama yakın iyileşiyor. Üçte birinde kısmi bir iyileşme görülüyor. Üçte biriyse bazı yönlerden uyumları artmakla birlikte tedaviden pek fazla yarar sağlanamıyor.

"Geleceğe umutla bakabiliriz"

- Şizofreni konusunda geleceği nasıl görüyorsunuz? Bu hastalığı yaşayanlara ve yakınlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Geleceğe umutla bakabiliriz bence. Çünkü gelişen ilaç teknolojisinin ve psikoterapi yöntemlerinin katkısıyla şizofreniye karşı yapılan mücadele her geçen gün daha etkin hale geliyor ve yüz güldürücü sonuçlar alınıyor. Bugün içinse verilecek iki mesajım var: bir kez daha vurgulayarak tekrarlıyorum, ilaçlar düzenli kullanılmalı ve evde ölçülü bir yakınlığın hakim olduğu, aşırı duygusal iniş çıkışlardan uzak, sakin bir ortam sağlanmalı.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA