• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Adam gibi kadınlar HAKAN URGANCI

Adam gibi kadınlar

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.11.2017, 00:00

Evlenmeden bir değer ve toplumda yer bulamayacağı duygusu, kadının bir numaralı zehiridir. Böyle değersizleştirilen kadın, ruhen sakatlanarak ve ehlileştirilerek toplum denen pazara tekrar salınır. Eş olma duygusunu ana görevi olarak gören bireyler sadece çarkın bir dişlisine dönüşürler. Oysa bu işlev sadece bireyin önemli işlevlerinden biri olarak kabul edilirse önce kadın ve sonra da tüm toplum 'önce kendine yeten bir insan olma' ülküsünü geliştirme görevine dönebilir. Herkes üremek zorunda değildir. Bazıları da üreyenlere yeni teknolojiler, yeni felsefe ve bakış açıları üretmelidir. Kaldı ki ne ebeveynlik görevi ne de toplumsal liderlik birbirinden daha kıymetli değildir.

ERİL KAVRAMLAR

Kadının kadın olarak, birey olarak hayatta kalabilmesini imkansız kılan toplumlar, kadının sadece eş ve ana olarak 'kabul edilebilir' olduğu paranoyasını yayarlar. Bu durumda, kadıncağız kendini, kurallarını sadece erkeklerin koyduğu bir oyunda, erkek değerleri üzerinden ifade etmek zorunda bırakılır.
Evliliği değil de kariyeri önde tutan ve bu yönde ilerleyip başarılı olan kadınların da laneti benzerdir. Bu kez kendilerini 'anne' ve 'eş' gibi cici kavramlar üzerinden değil, tamamen eril kavramlar üzerinden tanımlamak zorunda kalırlar.

CEVABI İYİ GİDİYORDU

Geçen haftanın en tartışılan olaylarından biri, Leyla Alaton'un bir programda sarf ettiği sözlerdi.
Sunucunun tespiti özetle şuydu: İş dünyasında, siyasette gördüğümüz kadınların büyük bir kısmı, kendi kadın kimliklerinin koruyarak değil de erkekleşerek o noktaya gelebiliyorlar.
Alaton'un cevabı: 'Hayır efendim, o da bir mit. Ben hiç de erkekleştiğimi düşünmüyorum. Son derece dişi, seksi ve kadın hissediyorum kendimi. Hiçbir şekilde düşündüğümü söylemek beni erkek yapmaz. İnsan yapar.' Çok güzel, buraya kadar bir sorun yok. Alaton'un kadın ve erkek dünyasına dair tesbitleri de şahaneydi. Sonra o noktadan şöyle devam ediyor. 'Asıl t.şak kadınlarda da ondan. Cesur kadınlar çok daha fazla...'

YAMAN BİR ÇELİŞKİ

Pek çok kişi gibi, 'Canlı yayında böyle söz edilir mi?' muhabbetine hiç giresim yok, onun yanıtı belli. Eğer Alaton, bu cesur (!) sözcüğü kadınların iş dünyasındaki başarısı üzerine söyleseydi amenna... O zaman sadece sözcük kaba kaçtı mı kaçmadı mı diye tartışırdık. Oysa durum böyle değil. Erkeksileşmediğini ifade etmek üzere başlayan bir paragrafta bu kadar eril bir sözcüğü kullanıyorsanız, kadın olgusunu yine erkek egemen söylev üzerinden kuruyorsunuz demektir ki bu ne yaman çelişkidir, annem!
Unutulmamalı ki, söylevlerimizdeki inandırıcılık ve güç tek bir sözcükle kurulabileceği gibi tek bir sözcükle yıkılır, bağlamını yitirir, uzayda kaybolur. Leyla hanımın erkeklerin dünyası üzerine geliştirdiği muhteşem tesbitler de bir t.şak sözcüğünün maskarası olur, magazinleşir.
Suret, manayı gizler.
Ne yapayım, erkek de olsam kadınların kendilerini kendi özgün diliyle ifade etmelerini isterim ve kadınlarımızı gerekirse bu konuda (eleştirileri sineye çekme pahasına) kendilerine rağmen kendilerinden koruma içgüdüme engel olamıyorum. Kim bilir, belki bu da ilkel bir erkek içgüdüsünden ibarettir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA