Araştırmalar sonucunda, sürekli bir yerlere gecikmeyi adet edinen insanlarla ilgili bazı sonuçlara varılmış: Hep geciken insanlar diğerlerine göre daha sağlıklı ve başarılı oluyor, daha uzun yaşıyormuş.
Zaman algısı hatalı olan, 'Yahu nasılsa yetişirim. Sonunda ölüm yok ya' diyenlerden, nefes nefese 'Pardon' deyip en sevimli hallerini takınan, türlü yalan uyduranlardan söz ediyorum. Bu yapıdaki insanlar , diğerlerinden daha sağlıklı ve başarılı oluyorlarmış. Yani son derece iyimser ve strese bağışık oldukları için sonuç olumlu oluyormuş. Şiddetle katılıyorum.
Sürekli hayatımda olup gecikenlere şiddet göstermek istiyorum. Katılma eylemimin 'şiddet'i oradan geliyor.
Katıldığım konu da şu: Sürekli geciken insan zaten kendisini değil beni strese sokuyor. Yani benim zamanımdan çalıyor. Toplantı geç başlıyor, arabada bekleyen ben oluyorum, vs... Evet, bu vatandaşların ömrü uzun oluyor ama senin benim zamanımdan çaldıkları dakikaları hayatlarına ekliyorlar. Biz ölüp gidiyoruz, bunlar azraili bile bekletiyorlar.
Lanet olsun dostum!
Güzel Türk kadını
Küresel Güzellik Endeksi Raporu (Vallahi böyle de bir şey varmış), 11 ülkeden 11 binin üzerinde kadının katılımı ile gerçekleşmiş. Araştırmaya göre, kendini güzel bulan kadın oranı ile Hindistan ilk sırada yer alırken, ikinci sırayı Türkiye takip ediyormuş.
Ülkemizde kendini güzel bulan kadınların oranı geçen seneye göre yüzde 2 artış göstererek yüzde 91'e ulaşmış. Şimdi...
Özgüven iyi şey, kimseye zararı yok.
Türk kadınını ben de güzel buluyorum, burada da sorun yok. Ancak keşke araştırma sonuçlarında kuzey ülkelerinin ve latin ülkelerinin kadınları hakkında da bilgi verilseydi diye düşünüyorum.
Bu konuda bir marka haline gelen ülkelerin kadınları da kendilerini güzel buluyor mu, merak ettim. Aslında bu sonuçlar bizim kızların kapris katsayısını da açıklıyor, Metin Hara'nın sevgilisinin nasıl dünyaca ünlü bir model olabileceğini de...
Son bir not: Allah size güzel, ama güzelliğinin farkında olmayan bir kadın versin, amin.
Uçakta eşini öpemezsin
Uçakta eşini yanağından (velev ki dudağından olsun) öptüğü için bir başka yolcudan uyarı alan ve sonunda o yolcuyla kavgaya tutuşan adam çok konuşuldu... Bu yüzyılda böyle bir olay olması zaten bir garabet.
Ancak bence lafın tamamını söylemiyoruz bu olayda. Bir adamın eşini uçakta yanağından öpmesi mi diğer yolcuyu rahatsız eden, yoksa uçak muçak bir yana, bir adamın bir kadını öpebilmesi mi? Kadın ve öpmek sözcüklerini yan yana bile getiremeyecek insanlar var hala aramızda... (El öpmek başka, çünkü orada öptüğün kadın değil, kadının bizim toplumda kabul görmüş tek hali olan 'ana'dır.) Kadın insan değildir çünkü. Üreme faaliyeti dışında bir yakınlaşman söz konusu olmaz. Ya da yemek ve temizlik yapar. Bunun dışında bir fonksiyonu yoktur.
Sen, herhangi bir nesneyi nasıl fonksiyonu dışında kullanamazsan, kadında da durum böyle görünüyordur belki, 'uçakta öpüşemezsin' işin bahanesidir.
Nasıl ki elektrik süpürgesini ya da mutfak robotunu öpmüyorsan, onu da öpmezsin. Öpmek, kişileştirmektir.
Hele hele toplum içinde öpmek, bir de seninkine kötü örnek olunmasıdır. Ya bir gün seninki de 'Bey, sen beni hiç öpmedin?' derse ? Eyvah ki eyvah !