Ahlakı değerlerin değişik elbiseler giydiği günümüzde hekim nasıl bir elbise giymeli? Bu soru aklıma Havatek Şirketi'nin kuruluş yıldönümünde Süha Aksoy'un yapmış olduğu 'şirket başarısı- uyum- denge' konuşması ile geldi. Konuşması doluydu. Şirket de samimiyet-sevgi ve sadakat ile nasıl güçlü olacağından ve kendini bilmenin öneminden söz etti.
Hekim kendini nasıl bilmeli? Başarısını nasıl değerlendirmeli? Ne kadar zor sorular! Hepimiz inanırız ki hekim her şeyi okur ve bilirse hastasına yeterli olur. Hekimlik yaptığım dönemde böyle olmadığını gördüm. Soru sorduğumda alfabetik olarak tüm cevapları veren uzman hekim büyüklerim oldu. Uygulanan tedavinin hastayı rahatlatmadığı, sıkıntılarının arttığını izledim. Aralarındaki hasta doktor ilişkilerinde samimiyetin oluşmaması nedeniyle gelişen güvensizlik hastanın iyileşmesine en büyük engeldi.
Davranışlarda hissedilen hasta hekim arasındaki enerji, hastanın korkusunun da eklenmesi ile tedaviyi olumsuz etkiliyordu.
Buna bir de hastanın iyileşmek istememesi eklenince problem artıyordu.
HASTALIK YOK, HASTA VAR
Okula başladığım ilk günden beri duyduğum söz 'hastalık yoktur hasta vardır' olmuştur. Kimi zaman hastalık tanısını koydum dersin ama hastanın verdiği klinik cevapla nasıl yanıldığını görürsün.
Bu noktada işin içine hasta yoktur hasta vardır ilkesi girer. Hastalık sanki karşımızda farklı bir enerji/ elbise giyip çıkar.
Bunu ön klinik his duygusu güçlü hastayı sarıp sarmalayan hekimlerle kolaylaştığını ve iyileştiğini görürsün. Bunu duyan hekim dostlarım bana kızmasın. Hepimizin içinde ön klinik his dediğimiz akıl ve hikmet karışımı öz duygunun olduğuna inanıyorum. Mesleğin içinde olan ve seven bir hekim için ön klinik his mutlaka vardır. Önemli olan tetkik okumak değil yorum yapmaktır.
EKONOMİK TUZAKLAR
İnsan sevgi nedir bilen ve inanırsa sevgiyi ruhuna nakış gibi dokuyan varlıktır.
Şifa sanatında bulunmamızın kıymetini unutmayalım. Günümüz değerlerinde para kazanmanın kutsal olduğunu ön plana çıkartmamız demek mesleğimizin kirlenmesi demektir. İnsanlık tarihi boyunca tanrının elleri denmesi boşuna değildir. Hekimin kendisini ekonomik tuzaklara kaptırmaması için sağlık bakanlığı olarak hekime doğru değerini verilmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk zor şartlarda en yüksek ücreti hekimlerimize vermiştir.
Tabip odalarımız önceliğini hekimin özlük haklarına çevirmelidir. Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışmalarda bulunmalıdır.
HEKİMLİK AHLAKI
Günümüzdeki şiddet oranları ve ekonomik zorluklara rağmen hekimin özveri ile çalışması meslek sevgisinden kaynaklanmaktadır.
Doğru hekimliğin sürmesini istiyorsak mutlaka el birliği ile çözüm üretici birlikteliği sağlamalıyız. Hekimlik ahlakını içimize yerleştirmek için onur kurullarımızı devreye sokmalıyız. Böylece mesleğine sadakatle bağlı, kendisine doğruları samimi olarak söyleyen ve mesleğini seven hekimlerin sayısı artacaktır.
Şifa veren el olarak güzellikler bizimle olsun. Sağlıkla kalın.