Hekimlikte geçen sürem yaklaşık 29 yıl. Bu süre içinde kimi bağımsız olan, kimi de sektörel temelde ilaç firmalarınca finanse edilen toplantılara girdim. Hocalarımız bilgilerini bizlerle paylaşmaktaydılar. Bağımsız hazırlanmış toplantıların kokusunun her zaman daha farklı olduğunu gördüm. Bağımsız bilginin kaynağı daha temiz ve gerçekçi oluyordu.
Yıllar önce girmiş olduğum toplantıda kolesterol konulu konuşmalar yapılmaktaydı.
Konuşmacı olan konuk hocalarımızdan bir tanesi bugün bile hiç aklımdan çıkmayan konuşmasını yapmıştı.
Kolesterol canavardı ve anne karnında bulunan değerlere inilmesi gerekiyordu.
Buna ulaşmak nerdeyse olanaksızdı.
Bu nedenle içme sularına kolesterol ilacını katmak gerektiğini şaka! ile karışık söylemişti. Ürperdim. Korkunç olan geleceğin dünyasında bizleri hazırlanmış şablon yaşam tarzları mı beklemekteydi?
Bugün dünya pazarında en çok satan iki ilaç kolesterol haplarıdır.
YA YAN ETKİLER NE OLACAK!
Malum bu hafta dünya kalp sağlığı haftası ve benim aklıma ilk bu toplantı geldi. Gerçekten içme sularına kolesterol hapı koymak gerekli mi? Herkese kolesterol hapı verirsek insanlar kalp hastalığından korunur mu?
Hastalıktan korunuyorsa yan etkisini yaşayanlar ne olacak? Kolesterolü çok düşürerek gelişen hastalıklar bizim için tehlikeli değil mi? Kardiyologlar için önemli olan kalp hastalığından korumak olduğuna göre onlar hedefine ulaşıyorlar.
İlacın yan etkisi dışında kolesterolün aşırı düşmesi ile ortaya çıkan olası hastalıklar kardiyologların hedefinde olmadığına göre bunları kim önemsemeli?
HASTALIK YOK, HASTA VAR
Egzersiz ve diyetin kalp hastalıkları için önemli olduğunu biliyoruz. Fakat teknoloji çağında insan daha az hareketli, çok stresli, isteklerinde doyumsuzluk yaşamakta olduğunu görüyoruz. Ölüme hazır olmadan, kendisine hiç uğramayacağını düşünmektedir. Sağlığını satın alabileceğini sanan insan, pazarlanan paket programlar ile kendisini korumak zorunda kalıyor. Bilinmelidir ki; hastalık yoktur hasta vardır. O zaman herkes kendisi için en doğru yaşam tarzını yakalamalıdır.
Manevi desteklerin azaldığı günümüz dünyasında korkularının esiri olarak savrulmak en büyük hata olarak karşımızda durmaktadır. Doğalı yaşamak ve doğal olanı beslenme olarak sokmak en doğru yaşam olduğunu görmeliyiz. Bugün koruyucu maddelerin tehlikesi bence en fazla olandır. Raf ömrü uzasın diye içine konan koruyucu maddeler nedeniyle tehlike ile birlikte teknolojik kolaylık ve rahatlık tehlikesi insanların bugününde en büyük tehlikedir.
DOĞALI YAŞAMAK
İnanıyorum ki stres den uzak yaşanabilecek ve iç dünyamızda negatif yaşamı yok edecek düşünceleri yaşamalıyız. Bunun üstüne doğalı yaşamak olarak üstüne katacağımız aktiviteler ile hareketlerimizi artırmak ve doğal yemek alışkanlıklarımızı oluşturarak kendimizi korumak bize teslim edilen vücuduma karşı da en büyük görevimiz. Kalp sağlığı haftasında kalbimizin en önemli organlarımızdan biri olduğunu unutmayalım.
Sağlıcakla kalın dostlarım.