• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Saklambaç’ın bizde yarattığı vicdan HÜROL DAĞDELEN

Saklambaç’ın bizde yarattığı vicdan

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.09.2015, 00:00
“Üçe kadar sayıyorum, diye tehdit ederken bile, araya 2,5’u sığdıran vicdanlı çocuklardık biz...” Bu yazıyı Facebook’ta bir arkadaşım paylaşmış; ilk gördüğümde, çocukluğuma geri döndüm ışık hızıyla; o saklambaç günlerine... Hani, kolumuzu duvara dayayıp “gözlerimizi” karanlığa gömdüğümüz günlere...
O anları hatırlıyorum, aklımızda geçen daima, ebe olan arkadaşımıza biraz daha fırsat tanıma içgüdüsüydü. Hatta bırakın 2,5'u, 2,75 dediğimizi bile hatırlıyorum. Çünkü amaç oyundan ziyade, arkadaşlarımızla oyunu daha da uzatabilmek, daha fazla vakit geçirmek için "vicdanımızın sesini" dinlemekti. O yıllarda oyunda lider olmak, birinci bitirmek bir fanteziydi bizim için... Çünkü bilirdik ki, her arkadaşımızın bir hassasiyeti vardı, ona dokunmak, küstürmek bir daha aynı heyecanı paylaşamamak anlamına geliyordu.    Saklambaç sadece bir oyundu ama bizlere öğrettiği çok şey vardı; ortak bir amacı paylaşmak, oyun arkadaşımızı anlamak, herkesin bir sınırı olduğunu bilmekti duygularımızı törpüleyen... Bu nedenle yenilmenin de yenmek kadar doğal bir duygu, bir yaşam gerçeği olduğunu bilirdik en azından... Biz de çok zor yıllar geçirdik, 60 ve 80 darbeleri arasında sıkışıp kalmış, yoklukları bireber yaşamış, annenin istediği Sana yağını, babanın istediği sigarayı, ekmeği bile bakkalın alt tezgahından yalvar yakar almak zorunda kalmış çocuklardık... Toplumda iç savaş zirve yapmıştı; ölüm korkusuyla kapının önüne çıkamaz okula gidemez olmuştuk. Daha ne isyanlar... Her şeyi birebir yaşadık, gördük; yaralandık, ruhumuz zedelendi ama yıkılmadık. Yaşadıklarımız nedeniyle de kimseyi suçlamadık. Ama gelin görün ki, bunu çocuklarımıza anlatamadık.  

Bizden önceki kuşakla aramızda öylesine derin bir uçurum yoktu, anlaşırdık bir şekilde... Ortak bir noktada buluşurduk. Onlar lambalı radyo gençleriydi, bizler siyah beyaz televizyon... Anlayış farkı oldu, bakış açısı tartışmaları yaşandı, siyasi kavgalar oldu ama kimse birbirine düşman olmadı, anlamaya çalıştı. Hatırlayın 70'li yılları; o sağ-sol kavgalarında, dava arkadaşlarının birbirlerine tutkuyla bağlı olmalarını... Ölümüneydi bu tutku, kimse diğerini satmadı... Birkaç nahoş olay yaşansa da, kişiliğe oturmuş dayanışma duygusu yitirilmedi; en kritik anda ortaya çıktı, korudu, geliştirdi.    Şimdi bilgisayar oyunu çocukları var, belki bu yazdıklarım hoşlarına gitmeyecek ama o oyunların tam merkezine yapışan "bencillik" anlayışı, çocuklarımızı da esir ediyor. Masadan kalkmadan saatlerce oyun oynayanları görüyor, izliyorum.

Kitap okumak akıllarına gelmiyor, ders çalışmayı bile bilgisayarla eş götürüyorlar. Tamam çok şey öğreniyorlar, bilgi araştırmadan önlerine "Google efendi" marifetiyle hazır geliyor. Daha kolay yabancı dil öğreniyor, dünyaya daha çabuk entegre oluyorlar. Bu nedenle daha bilgiçler ve de daha özgüvenli... Ama hatalarını görmüyor, geçmişte anne ve babalarının yaşadıkları deneyimlere kulak asmıyorlar. Bu yüzden, saklambaç oynarken bile "1-2-3 sobe" hızla tükeniyor, vicdanın sesini dinlemiyorlar. Arkadaşlarının hatalarını yüzüne vuruyor, kişilikleriyle dalga geçiyorlar. Anne-baba ise yabancı gibi... Sözün özü, daha acımasızlar... Bir söz beni nereden nereye getirdi... Bildiğim şey, bir toplumu topla tüfekle bir yere kadar zorlayabilirsin, karşında dayanışma gücü varsa, silah çözüm değil... Savaşmaya gücü olan insan iradesini yenmek zordur. Ancak bilgisayar oyunu, doğrudan insan zihnini, zekasını hedef alır; bu da insanda mücadele gücünü azaltır, hatta yok eder. İşte çocuklarımız bu düşmanın elinde... Kurtulmak için mücadele ediyorlar ama işleri çok zor... O halde yine bize çok iş düşüyor. Gençlerle, el ele...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA