• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ateş düştüğü yeri yakıyor HÜROL DAĞDELEN

Ateş düştüğü yeri yakıyor

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.09.2015, 00:00
Türkiye Cumhuriyeti'nin, kurulduğu 1923 yılından beri ateşle imtihanı var. Ne zaman ekonomik olarak gelişmeye, demokrasi sınavında iyileşmeye, insan hakkı konusunda adil olmaya başlamış, hemen gizli bir güç harekete geçip, topluma nifak sokarak, bu olumlu süreci bitirmiş, karışıklık başlatmış...

Laiklik düşmanı tükenmek bilmeyen yobaz isyanlar, demokrasiyi kesintiye uğratan 1960 ihtilali, 1970'li yıllarda kardeşi kardeşe kırdıran rejim kavgaları, 1980 darbesi, baskı ve zulüm yılları, siyasi cinayetler ve hain PKK eylemleri...

Hepsi de cumhuriyetimizin sancıları dönemleridir... Bu ülke insanı hepsinin üstesinden geldi, her türlü saldırıya karşın cumhuriyetini korudu, gelişimini sürdürdü, sürdürecek...

Birçok şeyi tarihe gömdük, unuttuk; acıların üzerini kapattık. "Yeniden başladık" dedik, umut tazeledik...

Ama anaların yüreğinden gelen gözyaşlarını dindiremedik...

Binbir emekle, sevgiyle, umutla, cumhuriyet inancıyla büyüttükleri çocukları, hain kurşunlarla vatanı uğruna şehit düşünce, terör örgütü esir edip dağa kaldırınca, anaların yüreğindeki sızı dinmedi, kanıyor. Her şehit haberinde, ateş düştüğü yeri yakıyor.   

Son günlerde yine giddikçe tırmanan terör olayları nedeniyle şehit haberleri almaya başladık ne yazık ki! Yine anaların gözyaşları akıyor acı yüklü, isyankar...

Kimse şehit anasının yerine kendini koymasın, o acıyı ancak yaşayan, hisseden bilir...

Onları daha iyi anlamak için, yıllar önce okuduğum İzmirli yazar Şadıman Şenbalkan'ın yazdığı "Şehir Analarımızın Çığlıkları" kitabı belki bir rehber olabilir... Şenbalkan o kitabı yazarken, bizleri üzüntüye boğan terör olaylarının farklı bir boyutunu, şehit düşen Mehmetçiklerin annelerinin yüreklerinde açtığı telafisi olmayan yaraları en içten duygularla aktarmıştı bizlere...

Annelerle yaptığı söyleşilerle, acıyı birebir hissettirerek...

Bir kitap sadece kurgu olduğu, yazarın duygularını yansıttığı için değil, gerçekleri, yaşanan acıyı birebir hissettirdiği için de okurla buluşmalı...

Kurgu yazmak kolay, gerçekleri yansıtmak ise dünyanın en zor işidir. Hele yazar sorumluluğu varsa...   

Yıllar önce Şenbalkan'la yaptığım bir röportajda, kitabını şöyle tanımlıyordu:

"Evet onlarla ağladım. Onlarla şehitlerimizi yad ettim. Şehit annelerinden aldığım güçle evlatlarının bu vatan toprağında yaşadığı gerçeği ile anaların gözyaşlarının dinmesine vesile olacak çare için yazdım. TBMM İnsan Hakları Komisyonu da şehit aileleri ve beni ve bir yazarı daha dinleyip görüş aldı. Tüm şehit aileleri terörün bitmesini istiyor. Annelerimizin gözyaşlarını görünce, terör bir an önce bitsin diyorum." O kitap yazıldığında 2007 yılıydı. Terör yine vardı ve yine gençler can veriyordu...

Aradan 8 yıl geçti, ancak analarımızın gözyaşları dinmedi. Yara hala kanıyor; hem de daha derinden...

Onları anlamak televizyonda "ahla vahla" izlemek değil... Onları hissetmek sadece yanında da olmak değil...

Anneleri anlamak için yüreklerindeki sese kulak vermek gerek...

Bunu yapmanın da en iyi yolu, gerçekçi bir gözleme dayanan kitapları okuma cesaretine sahip olmak...

Bunu yaptığımız gün, ülkemin üzerindeki kara bulutlar dağılacaktır. Çünkü gerçekler, kişisel yorumlara, dedikoduya fırsat tanımaz, apaçıktır, "öz"dür.
Tıpkı, bu kitapta anlatılanlar gibi...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA