• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Acil serviste bir insani duruş HÜROL DAĞDELEN

Acil serviste bir insani duruş

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.02.2016, 00:00

Hastaneler çoğu zaman insanın buz gibi kaldığı, ne yapacağını bilmez halde, şaşkın, bir ışık görmeye ihtiyaç duyduğu anların en çok yaşandığı yerler...

Gerçekten zordur, işleyişini bilmediğin, sürekli uyarılarla şaşkına döndüğün mekanlarda bulunmak...

Uydu gibi oluyor insan, stres dizboyu... Sıcak birkaç söz, insanca tavır, derdini anlayabilen, yardımcı olmak için elini uzatan insanları bekliyorsun, doğru adımları atmak adına...

Çünkü hasta olan bir yakının var, üstelik ayakta zor duruyor....

**

Önceki akşam ben de böyle bir anı yaşadım. Öksürmekten soluk almakta zorluk çeken, zatürreye yakalanmış annemi getirdim Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne, gece yarısı, kızkardeşimle birlikte...

Yüreğimizde bir korku, ruhumuzda bir heyecan, karışık duygularla girdik acil servisten içeri... Birçok hastanede başımıza geldiği gibi, attığımız adıma bile yasak koyan zihniyet göreceğimizi düşündük öncelikte.. Bu tür kurumlarda, güvenlik görevlisinin sert müdahalesine alışık olduğumuzdan, aynı tavrı burada da bekledik... Bu nedenle gardımızı da almıştık!..

Ancak hiçbir şey beklediğimiz gibi gerçekleşmedi...

**

Güvenlik görevlisinin "insani" sınırda kalan makul uyarıları, bizleri şaşırtıyor öncelikle... Sonra da, "Buyurun sizi şöyle alalım efendim, zaman geçirmeyelim" diyerek yanımıza güleryüzle, tekerlekli sandalyeyle yaklaşan bir hastabakıcı geliyor.

Annem iki dakika içinde acil serviste.. Kardeşim de yanında giriyor. Ekip hemen müdahale ediyor anneme, sonra da art arda gelen diğer hastalara...

Kimsenin suratı asık değil, aksine hastaların etrafında dört dönen bir sağlık ekibiydi tanık olduğum...

Ve adının Çetin olduğunu öğrendiğim o hastabakıcı, servise her giriş çıkışında annem hakkında bilgi verdi bana... Ve servisteki diğer hastaların yakınlarına...

Vızır vızır işleyen serviste bir dakika bile oturduğunu görmedim... Kibar, sabırlı, saygılı, hoşgörülüydü... Kimseyi panikletmeden hep "moral" verdi.

İki büklüm içeri giren annem, yine onun kullandığı tekerlekli sandalyeyle dışarı çıktığında güçlü ve diriydi. Kısa sürede tahlilleri yapılmış, göğüs filmi çekilmiş, muayene edilmiş ve ilaçları yazılmıştı.

Çetin'in içeride kendisine sürekli moral verdiğini eve dönerken anlattı annem...

Hastane, sağlık arayan her insan için en büyük "nimet"... Ama oraya adımını attığın andan itibaren, sana gerginliğini hissettirmeyecek sağlık görevlilerine sahip olmalı. İşte o zaman insan kendini iyi hissediyor, "nitelikli vatandaş" gibi görüyor.

Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nin, sağlık hizmetine çok iyi bir örnek olduğunu bizzat yaşadım... O gece, başta Çetin bey olmak üzerine tüm ekip övgüyü hak ediyor.

Ah içimizdeki çocuk..

Aslında o hep vardır yüreğimizde, içimizde... Her şeyi ona sorar, ondan yanıt bekleriz. Çoğu zaman işler iyi gitmez ama o hep akıl verir; dinlersen, aydınlıktır. O içimizdeki çocuk... Ruh ve beden sağlığımız, yeteneğimiz, vicdanımız...

Yeter ki ona hiç çekinmeden soralım, o bunca yıllık tecrübesiyle bize yol gösterecektir.

İzmirli eczacı Recep Yamacı işte bunu keşfetmiş bir isim... İlk kitabı "İçindeki Çocuk Bağlar" ı bu keşif sonucu kaleme almış... Hayatımızda birçok bilinmeyen olduğunu, ancak kişinin en çok kendisini bilmeye ihtiyaç duyduğunu söyleyen Yamacı, "Kimiz, gücümüzün kaynağı nereden geliyor, içimizdeki enerjiyi nasıl açığa çıkartırız, bu yolu bulmaya bize kim nasıl yardım edecek?" sorularının sırrını şöyle açıklıyor:

"Bizi bu kaynağa içimizdeki çocuk ulaştıracak. Bu kaynak ise içimizdeki çocuk bağlarda gizli. İçinizdeki çocuğa bağlanmayı başardığınız taktirde artık korkuya yer yok. Bırakın içinizdeki güç, enerji sizi hayata, mutluluğa, aşka, eşinize, çocuklarınıza, sevdiklerinize bağlasın. İçinizdeki güç enerjiniz. Onu eşsiz kılın, o sizi tutacak."

İçimizdeki çocuk, yaşam kaynağıdır, müthiş bir enerjidir. Bizi özenle sarmalar, korur, kollar. Gerçeklerin aynasıdır. Yeter ki danışmasını bilelim. Bunu başaranları engin bir yolculuk bekliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA