Her gün bir yerden insanın içini yakan bir haber geliyor.
Çocuklarımız kayboluyor.
Geleceğimiz tacize uğruyor. Şiddet görüyor. Gidiyor... Geride dinmeyecek bir acı, unutulmayacak bir utanç bırakarak bu dünyaya veda etmek zorunda bırakılıyorlar.
Okumaya, seyretmeye dayanamadığımız çocuklarımız, ifade edilemeyecek işkenceleri görüyor. Ufacık, bakmaya, koklamaya kıyamadığımız çocuklarımızı bilinmeze uğurluyoruz... Bu dünyada yaşayamayan çocuklarımız melek oluyor...
Kaybolan çocuklarımız bir yanda, diğer yanda çocuk yaşta evlendirilen çocuklarımız. Çocuk yaşta evlendirmek de bir çocuk istismarı değil mi?
Ya şiddet gören kadınlarımız? Öldürülen kadınlarımız? Haziran ayında 39 kadın öldürülmüş. 39 hayat... Onlar da gitti bilinmeze...Bu dünyada onların da yaşamasına izin verilmedi...
Tüm bu acıları, yoklukları anlatabilecek sözcükler yok. Sözün bittiği yer...
ŞİDDET YANIBAŞIMIZDA
Şiddet artık hayatın içinde, yanıbaşımızda...
Sokaktan eve, evden işyerine kadar her yerde... Yaşananlar bir yanda diğer yanda farklı mecralarda maruz kalınan şiddet... Çocukların oynadığı oyunlarda, dizilerde, filmlerde, haber programlarında...
Geldiğimiz noktada kadına karşı şiddet, kadın ölümleri bir kadın, çocuk istismarı ve çocuk ölümleri ise çocuk sorunu değildir. Bu hepimizin sorunudur.
İnsanlığın sorunudur. Etiketlerden, mevkilerden, cinsiyet, dil, din, ırk, eğitim farklılıklarından bağımsız, ama maalesef bir şekilde hepsi ile ilişkili sorunlar.
ÇÖZÜM YARATMALIYIZ
Yaşanan şiddet hepimizin sorunu.
Ankara, Ağrı, Hayat, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Gaziantep, Rize... Hiç fark etmiyor. Nerede olursak olalım, ne yaparsak yapalım gözlerimizi, kulaklarımızı kapatamayacağımız, gerçek, içinde yaşadığımız ve sonuçları çok ama çok acı olan sorunlar. Bizim sorunumuz.
Bu ülkede yaşayan her kadının, her erkeğin, her bireyin sorunu.
Sorunların yanıbaşımızda olduğuna göre çözüm de yanıbaşımızda olmalı.
Çözümü de biz yaratabilmeliyiz. Eğitim, kültürel ve sosyal eğitim, işsizliğin azaltılması, ekonomik sürdürülebilir kalkınma, eşit şartlara sahip bir toplumu ancak sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel ve çevresel faktörleri iyileştirerek yaratabiliriz.
YASAL DÜZENLEMELER
Türkiye Psikiyatri Derneği ile birlikte yetmişin üzerinde sivil toplum kuruluşunun üyesi olduğu 'Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı' tarafından başlatılan imza kampanyası 500 binin üzerinde katılımla devam ediyor. Cinsel suçlulara yönelik yasal düzenlemelerin gündeme gelmesi üzerine çocuğa karşı cinsel istismar konusunda uygulanabilecek çözüm önerileri içeren metin, Aile ve Sosyal Politikalar ve Adalet Bakanlığı'ndan talepleri içeriyor.
ÖNCELİKLİ GÖREVİMİZ
Metinde gerçek çözüm için atılması gereken adımlar sıralanırken, adaletin sağlanmasının gerekliliği, cezaların caydırıcılığının ötesinde önleyici tedbirlere ağırlık verilmesi gerektiği vurgulanmış. http://www.psikiyatri.org.tr/1903/cocuga- karsi-cinsel-istismar-icin-cozum-adalet- koruma-ve-rehabilitasyon. Şiddetsiz bir dünya için hep birlikte çalışmamız, geçici değil, kalıcı çözümler üretmek gerekiyor.
Çocuklarımız ve kadınlarımız, bizim çocuklarımız ve bizim geleceğimiz.
Onları korumak, ruh ve beden sağlıklarını güvence altına almamız hepimizin öncelikli görevi...
Şiddetsiz bir dünya için...