Bir şehirde yaşamak, ekonomik, sosyal, toplumsal ve kültürel yapının getirdikleri ile bütünleşmek ile mümkün olabilir. Dünya değişirken yenilenmek, yenilenirken aslına, tarihine bağlı kalmak, kültürel değerlerini yaşatabilmek ile anlamlı olabilir. Bir şehirde yaşarken; o şehre özel alanların da hayatın içinde yer almasını sağlamak, yaşayan, yaşatılan yerler haline getirilmesi için çaba harcamak, yenilikçi vizyon ve geçmişi bugüne taşımak ile mümkün olabilir. Bir şehrin tarihinde yer alan ve bir şekilde farklılıkları içinde barındıran alanlarını korumak sanırım bugünden yarına bırakabileceğimiz en önemli mirasımız olacaktır.
BİR İZ BIRAKABİLMEK
Bu mirası yarınlara taşıyabilmek için ise; o şehrin bütün paydaşlarına çok önemli görevler düşüyor. Yerel yönetimler, üniversiteler, oda ve borsalar, özel sektör, sivil toplum örgütleri ancak birlikte hareket edebildiklerinde geleceğe bugünden önemli bir iz bırakabilir. Geleceğe kent adına özel bir iz bırakabilmek ise ancak yaşadığımız şehri her yönü ile tanıyabildiğimizde ve bütünleşebildiğimizde mümkün olabilir. Bir yandan yaşadığın şehir ile bütünleşmek, diğer yandan akıp giden hayat. Günlük koşturmacalar içinde bazen unutuyoruz, zaman bulamıyoruz kente dair pek çok özel yere gitmeye ve o özel anları yaşamaya. Projeler ve çalışmalar derken ne kadar zamandır gidemediğim, uzun zamandır konuştuğumuz ama bir türlü planlayamadığımız Kemeraltı ziyaretini EGİAD (Ege Genç İş Adamlar Derneği) tarafından düzenlenen bir organizasyon nedeni ile gerçekleştirme fırsatı yakaladım.
YENİDEN CANLANDI
EGİAD'ın İzmir'in tarihi alanı ve Kemeraltı'nı canlandırmak, şehir turizmine katkı sağlamak amacıyla restore ederek Sosyal Kültürel Ekinlik Merkezi'ne dönüştürdüğü Portekiz Sinagogu yaşayan bir yer haline dönmüş. 17. yüzyılda inşa edilen ve Musevi Cemaati Vakfı ile yapılan protokol ile restore edilerek şehrin kullanımına sunulan Portekiz Sinagogu; bir sivil toplum örgütünün üstlendiği misyon açısından İzmir ve ülkemiz için önemli örneklerden biri.
Kemeraltı'nı özel kılan doku, koku, renkler ve tatlar arasından geçip; aynı şehirde, aynı sokaklarda farklı bir dünya ile, farklı bir kültür ile buluşmanızı sağlayan yapının restorasyonu UMART Mimarlık tarafından gerçekleştirilmiş. İlk günden itibaren tarihi eserlerin günümüze kazandırılması, kente değer katacak amaçlar için kullanılması misyonu ile projeler gerçekleştiren UMART Mimarlık geleceğe geçmişimizi koruyarak imza atıyor..
TARİH VE KÜLTÜR
Smyrna Agorası'nın batısında Havra Sokağı yakınında yer alan Portekiz (Portugal) Sinagogu'nun restorasyon süreci 2015'ten bu güne kadar devam etmiş.
1976 yılında geçirdiği yangın sonucunda donatılarının ve iç plan düzeninin tamamen kaybolan Sinagog restorasyon çalışmalarına başlanırken özgün değerine kavuşması amaçlanmış. Bir kez daha inandım ki; bir şehrin değerleri; aynı zamanda o şehrin ekonomisine katkı sağlayan en önemli bileşenlerden olabilir.
Tarih ve kültür, hem iç hem de dış turizm için önemli bir çekim alanı. Aynı zamanda şehre ait alanların yaşaması, orada çalışanların gelirlerinin artması da ekonominin canlanması için önemli bir araç.
KORUMAK VE YAŞATMAK
EGİAD'ın Kemeraltı'nı odak noktasına alarak gerçekleştirilmesi için emek harcadığı bu restorasyon çalışması önemli olduğu kadar, bu yapının bir Sosyal ve Kültürel Etkinlik Merkezi olarak kullanılması ayrıca çok önemli. Gerçekleştirilecek etkinlikler bir çekim merkezi, sosyal dönüşümünün adresi olabilir. Bir şehrin özelliklerini korurken o şehirde yaşayanların sosyal ve kültürel etkinlikler ile buluşmasını sağlayacak mekanların artması artı bir değer. EGİAD bu konuda önemli bir adım attı. Geleceğe bırakacağımız miras için kamuoyu oluşturmaya ve yapılan çalışmalara destek vermeye çalışıyorlar. Bize düşen ise; ilklerin ve farklılıkların şehri, medeniyetlerin ev sahibi, belki de bugün dünyada yer alan pek çok şehirden daha fazla güzelliğe ve özelliğe sahip olan İzmir'in sahip olduklarını korumak ve yaşatmak...
Teşekkürler EGİAD ve bu kadar özenli gerçekleştirilen restorasyon çalışması için teşekkürler UMART Mimarlık....