Öz çocuklarımız destan yazacak

Altınordu'nun son yıllarda Türkiye'ye parmak ısırtan peşpeşe zaferlerinin mimarı Altınordu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Özkan'la Yeşilyurt'taki tesislerde doyumsuz saatler geçirdik. Onun sihirli değneğiyle, Altınordu 3. Lig'e düşmüş ve 3 milyona yakın borçla adeta dibe vurmuşken, iki sezonda pek az kulübe nasip olacak şahlanışla üstüste iki şampiyonluk yaşadı, önce 2.Lige ardından da PTT 1. Lig'e çıkıverdi.

Duygulandıran jest
Seyit Mehmet Özkan tam bir gönül adamı. Biz, Yeşilyurt Kompleksine servisten kardeşim Mehmet Demirpolat'la erken geldik, şampiyon takımın altyapıdaki minikler ve aileleriyle şampiyonluğu kutlamasına katıldık, zafer sevincine ortak olduk. Başkan Özkan'sa, Selçuk'ta bir amatör maçı izlemeye gitmişti, oradan geldi. Gelir gelmez de beni son derece duygulandıran bir jest yaptı. Kırmızı-lacivert formalı çocukları toplamış, "Gürkan dede buraya, yumruk havaya tezahüratı yaptırdı. Ben de altında kalır mıyım? "En büyük başkan bizim başkan...Altın-Ordu" tezahüratıyla karşılık verdim.
Yeşilyurt bir harika
Yeşilyurt Tesisi'ne 3 yıl önce gitmiştim. Dev kayalar heyelan tehlikesiyle aşağıdaki ofis ve idman sahalarını tehdit ediyordu. O sırada görevliler, "Aman ağabey kayalara dikkat" diye uyarıyordu. Belediyeler bile olaya çözüm bulamamıştı. Ama iş bilen kılıcı kuşanmış, Özkan o kayaları alaşımlarla güven altına almış, idman yapılacak saha sayılarını artırmış. Hele İzmir Körfezi'ni ayaklar altına alan havuzlu bir kafeterya yaptırmış ki, bakmaya doyamıyor insan, manzaraya...
Yeşilyurt öyle de Selçuk'taki futbol üssüne ne demeli... Onlarla da kalmıyor, şimdi gündemde Belevi Projesi var ki, Türkiye'nin en büyük spor komplekslerinden biri olacak. Yani Seyit Mehmet Özkan, futbolcuya her türlü olanağı sunup, ondan sonra performans bekleme zihniyetinde. Yani doğru yolda. Antrenman sahası bulamayan, kampı uygun ortamda yapamayan futbolcudan ne beklenebilir ki? Seyit Mehmet Özkan, işin alfabesi olarak altyapıyı görüyor. Doğru düşünüyor. Tesis yapıyor, miniklerin yeteneklerini doğru ortamda keşfetmeye çalışıyor. Çok da doğru yapıyor.
Papatyaları görmemek
Özkan'la Türk Futbolunu konuşuyoruz enine boyuna. Hayallerini, hedeflerini anlatıyor. Heyecanla dinliyoruz. Kulüplerin genelde tüketici bir politika izlediğini, öyle veya böyle sezonu geçirmeyi yeterli saydığını, altyapıya gerekli önemi vermediğini söylüyor. Ve A.Ordu'yla kıyaslıyor: "Biz değişik bir misyon üstlendik. Üreticiyiz. Türk futbolunun gençlerin sırtında yüceleceğine inanıyoruz. Tüketici kulüpler, örneğin Hasan Kabze gibi bir Kardelen çiçeği ararken önlerindeki papatyaları göremiyorlar. Ben inanıyorum ki, eğer imkan verilir ve iyi eğitim alırlarsa Türkiye'de yüzlerce Hasan Kabze var..."

Yabancısız başarı
Seyit Mehmet Özkan, Altınordu'nun PTT 1. Lig'de yabancı futbolcu oynatmadan mücadele edeceğini de üzerine basa basa söylüyor. Bu konuda da görüşü şöyle: "Türkiye'de iyi izlenir ve şans verilirse yabancıların randımanını aratmayacak futbolcular var. Ve Altınordu şimdiki kadroya nokta transferler yaparak PTT 1. Lig'de de isminden sözettirecektir. Bu yolda Türkiye'de bir ilki de başaracağız ve yabancı futbolcu oynatmadan da başarıya ulaşabilmenin mücadelesini vereceğiz... Yabancısız bir takımla Avrupa'da başarı yakalamak benim en büyük hayalim."

Niyetinde Süper Lig var
Seyit Mehmet Özkan'la konuşurken, Yeşilyurt Tesislerinin hemen bitişiğinde kurulan semt pazarından tavşana beyit çektiren bir genç geldi, Özkan'a, "Ağabey bir niyet çeker misiniz ?" dedi. Tavşan'a niyeti çektirdik. Ne çıktı dersiniz?" Kısmetinizde Süper Lig var..." İster misiniz Altınordu, Üçüncü Lig, 2. Lig derken PTT 1. Lig'de de şampiyon olarak Süper Lig'e çıksın. Olur mu olur. Vallahi Seyit Mehmet Özkan'ın elinden birşey kurtulmaz. Ben buna inandım, siz de inanın...
GÜRKAN ERTAÇ