Oyunun hemen başında yenen golü kime yazmalı? Arkasından çıkan ve önüne geçen Jailton'u fark etmeyen Kosanovic'e mi, topla giderken yanındaki refakatçi Tanju'ya mı? Topa yatarken sağlam duramayan Günay'a mı? Her neyse maça yenik başladı Göztepe. Üç beş dakika sonra ancak kendine gelebildi sarı kırmızılı oyuncular.
O arada tek pozisyonu da çok gördü hakem Serkan Çınar. Uğur Çiftçi'nin Demba Ba'yı itmesine bir şey demedi.
Bir de Traore'nin gereksiz ve sert hamlesi var ki karşılığı kırmızı kart. İşte maç orada bitti. İkinci yarı Göztepe için kabustu.
Gençlerbirliği geldikçe geldi. Günay biraz gayretli olmasa tarihi fark olur daha kötü bir skor çıkabilirdi ortaya. Ama Günay bir yere kadar direndi. Jailton'un bir vuruşu direğe, bir şutu içeriye. Ardından Manu'nun golü geldi. Yılın en kötü skoru ile yenildi Göztepe. Geçmiş olsun diyelim.
İLK YARININ GöLGESiNDE
Göztepe sezonun ilk yarısında en başarılı takımdı. İkinci yarı beş maç karneyi kararttı. Üç beraberlik ve iki yenilgi.
Dahası takımın gücü dün yoktu. Kaleci Beto'yu da, defansta Kadu'yu da, Hele hele Castro'yu da çok aradık. Ama oyuna konsantre olmamış üç oyuncunun hataları ile gelen oyunun başındaki gol şok etti. Derken Traore faciası. Ondan sonrasını ne siz sorun ne de biz söyleyelim.
Şimdi şapkayı öne koyma zamanı. Bu skorla yenilmek varsa artık kimi oynatmak gerektiğini yeniden söylemeyeceğim. Yanınızda bu kadar pahalı yıldızı unutalı çok olduğunu hatırlatayım. Koşacak gençleri öne süremiyorsanız sonuçta hüsran kaçınılmaz.
GENE DE UCUZ ATLATILDI
Sonuçta Göztepe ucuz atlattı. Çok daha farklı olabilirdi. Neyse ki rakip oyuncular çok kötü vuruşlarla farkı geç yakaladılar.
Yapılacak en doğru şey iki maç kazanıp artık gençlere dönmek. Bu takımla ligde çok yol alındı. Ama Avrupa bence hayal.
Kazanılacak üç dört genç ile gelecek yıl daha keyifli olacaktır.