Başakşehir bir gün önce Sivasspor'a takıldı ya tüm gazete ve TV yorumcuları neticeyi hemen belirlediler:"F.Bahçe Başakşehir'in bu puan kaybıyla en azından lig ikinciliğini garantiledi ve Şampiyonlar Ligine ön eleme oynama hakkı kazandı. Şampiyonluk için G.Saray'ın puan kaybını bekleyecek.
Kolay maçları var. Bir haftadır idmanlara çıkmayan Bursaspor'u yener, ardından Karabük'e deplasmanda fark atar, son maçta da Konyaspor'u ne yapar yapar halleder..." Ama bilmiyorlardı ki Aykut Kocaman gibi bir "Dediğim dedik, çaldığım düdük" diyen bir kaprisli adam var.
Fransa'nın en gözde oyuncularından Mathieu Valbuena bu takımın en gözde oyuncusu, en pahalı transferi ama, Kocaman takmış adama, "Benim oyun stilime uymuyor, oynatmam" diyor ve o'nu sürekli ikinci yarıların adamı yapıyor. Geçen hafta Kasımpaşa maçı o girdikten sonra kazanıldı. Kocaman'a sordular, yine hafife aldı, onu övemedi, dün de sıkışınca ikinci yarıda oyuna aldı.
Valbuena girince Fenerbahçe açıldı, güzelleşti, atak üzerine atak tazeledi. Bursa'nın üzerine üzerine gitti. Valbuena inanılmaz hareketler yaptı, harika frikik attı ama, diğerleri ayak uyduramayınca maç F.Bahçe için kabusa döndü. Bereket Aykut Kocaman, gezinen Soldado'nun yerine 77.dakikada Fernandao'yu oyuna almayı akıl edebildi de Brezilyalı uzatmada attığı golle tam 5 gol kurtaran kaleci Harun'u nefis bir şutla mağlup ederek Fenerbahçe'ye hayat verdi, belki de giden şampiyonluk şansını yeniden kazandırdı. Kaleci Volkan yine akıllara durgunluk verecek hatalar yaptı, Giuliano ve Valbuena'nın çabalarına Aatif, Alper ve Soldado katkı koyamadı. Üstelik Bursaspor sürpriz bir kontratakla öne de geçti ama ardından eski Fenerli Moussa Sow kendi kalesine attığı talihsiz golle eşitliği sağladı. Kalesinde devleşen Bursaspor kalecisi Harun inanılmaz kurtarışlar yaparken Fernandao'nun golüne yapacak birşeyi yoktu. Neticede F.Bahçe "Çantada keklik" görülen maçı öyle veya böyle kazanarak şansını sürdürdü ama, Kocaman'ı da kalan maçlarda yenmeleri kaydıyla.