Philip Foden Brahim Diaz Orkan Çınar
Biliyorum yukarıdaki isimlerin bazıları kulağa ve göze tanıdık gelmiyor. Ancak yakın dönemde çok sık duyarsak şaşırmayın. Guardiola, hazır Şampiyonlar Ligi grubundan çıkmayı garantilemişken Shakhtar sınavında bu iki gence şans tanıdı. Philip Foden 17 yaşında. 90 dakika oynadı. Brahim Diaz, 18 yaşında.
Son yarım saatte görev aldı. Mesela Şenol Güneş Leipzig sınavında Orkan'a şans verdi. Bir futbolcu için büyük umutlar besleniyorsa sadece hazırlık maçlarında veya garanti kupa maçlarında şans tanıyarak olmaz o iş.
Cesaret lazım. Güven lazım.
Sonrasında olur veya olmaz.
Biraz sabretmek lazım
Sıcak kısmını anladık da peki ya soğuk?
Sezon başlarken biliyorsunuz hava sıcaklığı sebebiyle maçlar 21.45 civarında oynanıyor.
Tamam doğrudur.
Meselenin sıcak kısmı mantıklı anladık da peki ya kış ne olacak? Bir de taraftar düşünülse ya.
Soğukta tribünde maç izlemek sıcakta izlemekten daha zor. Yağmuru var, çamuru var, gidişi var, dönüşü var. Ertesi gün erkenden kalkacak öğrencisi, çalışanı var.
Kış aylarında da gündüz maçları ağırlıkta olsa ya.
Ortak dert: Stoper
Devre arası yaklaştı. Sorun 4 büyük takımda, hepsinin derdi stoper. Beşiktaş meseleyi Vida ile çözdü gibi. Diğer üçünün öncelikli hedefi bu bölge. Muhtemelen çözüm yine yabancılarla bulunacak. Milli Takım mı? Nasıl olsa gurbetçiler var.
Bir de ön libero şansı. Böyle giderse zor çözeriz bu hadiseyi.
Dikkat... Dikkat...
Göztepe bu sezonun en renkli takımlarından. Sadece kazandığı maçlarda değil kazanamadıklarında da çoğu kez iyiydi. Bu da zaten dolu olan tribünlerinin ritmini düşürmedi.
Her 90 dakika aksiyon dolu bir macera filmini andırıyor. Ve çabası ile de fazlasıyla alkışı hak ediyor. Bu hafta yine taraftarlarının desteği ile Konya maçını kayıpsız atlatması çok önemli.
Çünkü ondan sonrası biraz karışık.
Öyle bir fikstürü var ki alınacak her puanın müthiş önemi var. Sıralama şu... Galatasaray, F.Bahçe, Kayserispor ve Trabzonspor. Yani ilk yedinin içindeki dört takım. Üstelik G.Saray, Fenerbahçe ve Trabzon maçları deplasmanda. Neresinden bakarsanız bakın kritik bir süreç. İster istemez Moliere'in o meşhur sözü akla geliyor.
"ZorIukIar, başarının değerini arttıran süsIerdir." Eğer bu süreçten karlı çıkarsa işte o zaman Avrupa hayalleri de gerçeğe dönüşebilir.